• DOLAR 32.557
  • EURO 34.978
  • ALTIN 2458.845
  • ...
Mültecilerin Korunması, Güvenlik Teşkilatının Sorumluluğudur
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

DİYARBAKIR- Geçen hafta Cuma günü Zeytinburnu`nda üç Çeçen mültecinin şehid edilmesi haberini bazı medya organlarının olayı karalama ve iftira boyutuna sürüklemesine tepki veren Gazeteci Yazar Ahmet Varol, ajansımıza açıklamada bulunarak mültecilerin korunması hususunu Türkiye güvenlik teşkilatının bir sorumluluğu olduğunu belirtti.

"Fasıkların Getirdiği Haberlere Güvenmeyin"

Olayların gelişmesinin planlı bir cinayet olduğunun, rastgele kavgadan kaynaklanan bir cinayet olmadığını kaydeden Ahmet Varol, "Bu da olayın arkasında birilerinin olduğunu, bir ön hazırlık yapıldığını gösterir. Tabii kimlerin olduğunu tespit gazetecilerin değil emniyetin görevidir. Ama gazetecilerin çoğu zaman zandan yola çıkarak suçluyu bulmuş gibi kesin dille konuşmaları da kamuoyunda yanlış kanaatlerin oluşmasına yol açıyor. İman sahiplerinin bu konuda Yüce Allah`ın uyarısını dikkate alarak ulu orta suçlama yapmaktan kaçınmaları gerekir.

Yüce Allah, bir uyarısında "Zannın birçoğundan sakının çünkü bazı zanlar günahtır" diye buyurarak birilerini suçlu durumuna düşürecek tarzda zanlardan kaçınmalarını emrediyor. Yine aynı surede geçen bir başka uyarısında da fasıkların getirdiği haberlere güvenmemelerini istiyor. Dolayısıyla günümüzün fasık medyasının ve haber ajanslarının dağıttığı haberler karşısında da her zaman ihtiyatlı olmak gerekir. "şeklinde konuştu.

"Öldürülen İnsanların Mafya Değil Cihad Bağlantıları Var"

Olayın bir mafya cinayeti olduğu iddiası öldürenlerin yanı sıra ölenleri de mahkûm etme anlamına geleceği için kesin bilgiye ulaşmadan böyle bir iddiada bulunmak Yüce Allah`ın uyarılarına aykırı olduğunu söyleyen Varol," Şüphe ve tereddüt hakkımızı kullanırken de böyle bir cinayetin kimin işine yarayacağı sorusunu sorarak başlamamız gerekir. Öldürülen insanların mafya değil cihad bağlantıları var. Dolayısıyla bu bağlantıdan olumsuz etkilenen taraf da işgalci ve onun temsilciliğini yapan işbirlikçi taraftır. İlk etapta kendilerinden şüphelenilmesi gerekenler de onlardı. Zaten hadisenin üzerine gidilince elde edilen bilgiler böyle bir şüpheyi teyit eden bilgiler oldu."ifadelerinde bundu.

Medyanın olayı çarpıtmasını üç ihtimalden birine dayandırarak Araştırmacı Yazar Varol, "Birinci ihtimal: Olayı çarpıtmak için harekete geçen ve hadiseyle herhangi bir şekilde bağlantısı olduğundan bu bağlantısını gizli tutmaya çalışan tarafın verdiği hatalı bilgileri ciddiye alması ve onları hızla piyasaya sürmesi. İkincisi: Çarpıtmadan siyasi menfaat gözetmek ki bu da Türkiye`deki Çeçen mültecilerin karalanması suretiyle var olanları göçe zorlamak, yeni ilticaların da önünü kesmek olabilir. Üçüncüsü de cinayetin arkasında duran karanlık güçlerin el altından sağlayacağı maddi çıkar. Ne yazık ki fâsık medya maddi açıdan da dürüst olmadığı için bu tür kirli gelir kaynaklarına da görünmeyen bazı hortumlar bağlamaktan çekinmiyor. Öbür tarafta özellikle terör ve şiddet yoluyla siyasi hâkimiyetlerini sürdürme ihtiyacı duyan güçler de bu tür cinayetlere büyük bilanço çıkarabildikleri gibi onları örtmeye de aynı miktarda harcama yapmaktan çekinmiyorlar. "dedi.

`Mültecilerin Korunması, Güvenlik Teşkilatının Sorumluluğudur`

Araştırmacı Gazeteci Yazar Ahmet Varol, Türkiye güvenlik teşkilatının sorumluluk alanına değinerek," mültecilerin hayatlarının güvence altına alınması Türkiye güvenlik teşkilatının bir sorumluluğudur. Bunun ihmali yeni cinayetlerin önünü açar. Bu tür cinayetler Türkiye`nin uluslararası prestijine de aykırıdır." şeklinde konuştu

Varol Konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu cinayetler Çeçenistan`daki Rus işgalinin ve işbirlikçi yönetiminin devlet terörüyle sürdüğüne delalet eder. Bu cinayetlerin amacı cihada karışanların hiçbir yerde peşlerini bırakmamak ve Çeçen mültecileri gittikleri yerlerde de can güvenliği sorunuyla karşı karşıya bırakmak olabilir. Çünkü bu cinayetler sadece Türkiye`de işlenmiyor."

Moskova`daki yönetimin ve işbirlikçi Kadirov rejiminin yürüttüğü uluslararası teröre karşı dürüst medyaya ve sivil toplum kuruluşlarına büyük görev düştüğünü söyleyen Varol," Sivil toplumun harekete geçirilmesi, cinayetlerin aydınlatılması, canilerin cezalandırılması için gerektiğinde güvenlikle ilgili uluslararası anlaşmalardan ve hukuk mekanizmasından yararlanılması söz konusu terörün arkasında duran güçlerin bu derece cüretkâr davranmasının önüne geçecektir." ifadelerini kullandı.
Ayetullah Turgut-İLKHA 

Bu haberler de ilginizi çekebilir