Hançer, Satılmış Kalpleri Bulamaz!
Hüseyin Kaya / Doğruhaber / Haber - yorum
Mesut Barzani’nin açıklamaları sonrası “Bağımsız Kürdistan” isteği daha yüksek sesle dillendirilmeye başlandı.
Zaten birçok açıdan fiili bir bağımsızlık söz konusuydu ve merkezi hükümetle ilişkiler iyi yürümüyordu.
Tartışmalı bölgeler vardı ve bu yüzden birkaç kez çatışmanın eşiğinden dönülmüştü. Hatta kimi yerlerde ufak çaplı çatışmalar ve can kayıpları da vardı. Gergin ortam bir süredir devam ediyordu. Özellikle Kürdistan’ın merkez hükümetten hak ettiği payı almadığını düşünmesi ve başının çaresine bakmak için petrol ihracı kararı alması, ortamı biraz daha gerginleştirmişti.
Sonra hiç beklenmeyen gelişmeler yaşandı.
Musul’un merkezi hükümetin elinden çıkması ve yayılan çatışmalar Irak’ı her yönüyle üçe böldü.
Barzani de “Referandumla bağımsızlık ilanına karar verebileceklerini” söyledi.
Kimileri sessiz kaldı, kimileri karşı çıktı.
israil, şeytanca bir manevra ile Bağımsız Kürdistan’ı desteklediğini söyledi. Evet, bağımsızlık bir haktı; ama israil’in hiçbir zaman haktan yana olmadığı ortadaydı. İşgalci ve katliamcı siyonist çete, haksız ve gayrimeşru bir şekilde varlığını sürdürüyordu.
israil’in tutumu için “Şeytanca bir manevra”, diyorum çünkü amaç muhtemel bir Bağımsız Kürdistan’ı bölge dinamiklerinden sıyırıp kendisine yaklaştırmaktı.
“Bölge dinamikleri” de israil’in bu tezine destek olacak mahiyette bir tutum sergilediler.
Maliki yönetimi “bağımsızlık referandumunun” kabul edilemez olduğunu söyledi.
Mısır darbecisi Sisi ve İran yönetimi de bunu kabul etmediklerini açıkladılar.
Kimileri ise şaşırtıcı açıklamalar yaptı.
El Kuds El Arabi Gazetesi’nin başyazarı Abdulbari Atwan “Bağımsız Kürdistan” ilanını “Arapların kalbine saplanacak bir hançer” olarak niteledi.
Coğrafyaya, yaşananlara, yıkım ve katliamlara baktığımızda sadece “pes!” diyoruz Abdulbari Atwan’a.
Atwan, Filistin asıllı ve Ortadoğu’yu iyi analiz eden bir gazeteci olarak bilinir ve ideolojik olarak “Arap milliyetçisi”dir.
“Arapların kalbine saplanan” Siyonist hançere yeterli tepkiyi vermeyen kukla kral, emir ve diktatörlere karşı da aynı rahatlıkla konuşabiliyor mu Atwan? Arap Birliği üye sayısından yola çıkarak diyorum ki, 22 Arap ülkesinin olduğu bir dünyada bir Kürt devletinin de olması neden kalbinize saplanan hançer olsun?
Kürtler, Yahudiler gibi dünyanın başka yerlerinden toplanıp birilerinin topraklarını gasp etmediler ki, yüzlerce yıldır buralarda yaşıyorlar.
O zaman bu tahammülsüzlüğün sebebi nedir?
Amacın ümmet düşüncesiyle, Müslümanların bir araya gelmesi düşüncesiyle bir alakasının olmadığı ortadadır. Öyle olsa
İslam ülkelerinin hepsi Avrupa ülkeleri gibi sınırlarını birbirlerine açma cesaretini gösterirlerdi, ya da en azından bu mesele sürekli gündemde tutulurdu.
Maalesef İslam dünyasının hem basınında hem de siyasetinde kirli ve düzeysiz bir dil hâkimdir.
Bu dil, İslami değerlere düşman kişilerin eline de koz vermektedir. Bakın salyalarını satırlarına aktaran bir yaratık fırsattan istifade neler söylüyor: “Kürtlerin ontolojik varlıklarını inkâr, topraklarını işgal ve nazik civan bedenlerini çarmıha gerenler ne yazık ki ne Yahudiler ne Hıristiyanlar ve ne de komünistlerdir! Maalesef Kürt milletine bu kötü yazgıyı ve ikbali yaşatanlar, sözde din kardeşleridir.”
Lağımdan beslenen yaratıklar, iftiraları için zemin buldular. Bu bir realitedir.
Bir de diğer bir realite var.
israil’in varlığı ile kalplerine saplanan hançerlere karşı bağışıklık kazanan ve hançerlerle yaşamayı öğrenmiş bir topluluk var.
Bir hançer fazla ya da eksik ne fark eder, öyle değil mi?
Belki bazılarının zaten kalbi olmadığı için hançerleri de fark etmiyorlar.
Hançerin saplanabileceği bir kalbi bile yok çok kimsenin.
Kalplerini makam ve mevkiler karşılığında satmışlar.
Hançer satılmış kalpleri bulamaz!