`Zekât fakir-zengin arasındaki uçurumu ortadan kaldırıyor`
Zekâtın emredilmesinin en önemli hikmetlerinden birisinin fakir-zengin arasındaki uçurumu ortadan kaldırmak olduğunu söyleyen Batman İl Müftülüğü Vaizi Murat Kurt, zekatın toplum arasındaki farklılıkları ortadan kaldırdığını önemine değindi.
BATMAN - Zekâtın mahiyeti ve önemi hakkında İlke Haber Ajansına açıklamada bulunan Batman İl Müftülüğü Vaizi Murat Kurt, Müslümanların huzurlu bir hayat sürdürebilmeleri için zekât vermeleri gerektiğine dikkat çekti.
“Zekât, toplumsal farklılıkları ortadan kaldırır”
Bir toplumda zenginlerin ve fakirlerin bulunmasının doğal olduğunu ifade eden Kurt, “Fakat doğal olmayan, bunların birbirlerinin haklarını gözetmemesidir. Zekâtın emredilmesinin en önemli hikmetlerinden birisi fakir-zengin arasındaki uçurumu ortadan kaldırmaktır. Allah her türlü sosyal sınıf farklarını ortadan kaldırmayı vaat ediyor. Diyor ki, “Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık” ayeti ırksal anlamda toplumsal farkları ortadan kaldırmaktayken, zekâtın sarf yerlerini zikrettikten sonra, “O mallar, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir servet (ve güç) haline gelmesin diye (Allah böyle hükmetmiştir.)” buyuran Allah (cc), ilgili ayetle de zengin-fakir şeklindeki toplumsal farklılıkları kaldırmaktadır.” dedi.
“Zekat namaz ibadeti kadar önemlidir”
Kur`ân-ı Kerîm`de zekâtın yirmi yedi yerde namazla birlikte zikredildiğine işaret eden Kurt, “Kur’an-da müttakiler tanıtılırken onların dünyada güzel davranan kimseler olduğundan söz edilip “ve mallarında muhtaç ve mahrumların hakkı vardı” buyurulur. Zengin, verirken gönülsüz davranmayacak, başa kakmayacak, aynı şekilde fakir de alırken ezilmeyecek, mahcubiyet duyması gerekmeyecek. Çünkü biri borcunu ödüyor, diğeri hakkını alıyor, alacağını tahsil ediyor; başa kakma ve mahcubiyet için hiçbir neden kalmıyor. Kur`ân-ı Kerîm`de zekât yirmi yedi yerde namazla birlikte zikredilmiştir. Zekâtın namazla birlikte zikredilmiş olması, namaz ibadeti kadar önemli olduğu hususu vurgulamak içindir. Namazın bireysel ahlâkı, zekâtın ise toplumsal ahlâkı gerçekleştirmeye yönelik oluşu, bu iki ibadetin Kur`an`da çoğu yerde birlikte zikredilmesini daha bir anlamlı kılıyor.” diye konuştu.
“Müşriklerin vasıflarından biri zekât vermemektir”
Müşriklerin vasıflarından birinin zekât vermemek olduğunu vurgulayan Kurt, “Zekâtın Medine döneminde farz kılındığı bilinmekle, İslâm`ın ilk dönemlerinden itibaren zekât hakkında ayetlerin indirilmiş olması Müslümanların zekât fikrine alıştırılmış olmasıyla açıklanabilir. Kur`ân-ı Kerîm`de zekâtın mâna ve öneminden bahseden birçok âyet vardır, Kur`ân-ı Kerîm müşrikleri kötülerken onların vasıflarından birinin zekât vermemek olduğunu zikreder. Der ki, “Yazıklar olsun o müşriklere ki, onlar zekât vermezler ve âhireti de inkâr ederler” Burada hem onların toplumdaki ihtiyaç sahibi kimseler için harcama yapmadığı, bencil davrandığı ifade edilmiş hem de zekâtın ve âhirete imanın müminlerin iki temel özelliği olduğu vurgulanmıştır.” ifadelerini kullandı.
“Zekât vermeyen zenginin Allah ve Resul’ünün dostluğunu kazanamaz”
Zekât vermeyen bir zenginin Allah`ın geniş rahmetine, Allah ve Resul`ünün dostluğuna da hak kazanamayacağını ifade eden Kurt, “Kur`ân-ı Kerîm zekâtın hedefleri tathîr (temizleme) ve tezkiye (arıtma) kelimeleriyle anlatılmaktadır. Bu iki kelime zenginin ruh ve nefsinin, mal ve servetinin hem maddî hem de mânevî yönden temizlenme ve arınmasını içine almaktadır. Ayrıca zekât verilmeyince Allah’ın azabını mucip kılar. Zekât ile ilgili bir diğer önemli husus, zekâtın kişiyi, sermayesini yatırıma zorlamasıdır. Çünkü elde âtıl tutulup yatırıma yönlendirilmeyen sermaye, yıldan yıla zekât ödemeleri sebebiyle erimeye yüz tutar. Yatırımla mal artmış olur. Sonuç olarak, zekât sayesinde zenginle fakir arasında güven, saygı ve sevgi oluşur. Zengin zekâtını verirken fakiri incitmemek için âzami titizliği gösterir. Çünkü Kur`an bu şekilde muamele edenleri övmüş, iyilik yapıp da bunu insanların başına kakmanın yapılan iyiliğin, değerlerini düşürdüğünü haber vermiştir.” diye konuştu. (M.Fatih Akgül-İLKHA)