Başbağlar Başın Bağlar
İmam Adil, akşam namazı için abdestini alıp köyün camisine doğru ilerliyordu. Akşam namazına gelen köylülerden bir kısmı abdestini almış cami avlusunda namazı beklerken bir kısmı da caminin mütevazı şadırvanında abdest alıyordu. Bugün diğer günlerden farklı olarak çok sessizdi. Adeta biraz sonra köyde gerçekleşecek hain saldırının haberini veriyordu.
İmam Adil, akşam ezanını okumak için mikrofona doğru yanaşmış son okuyacağı ezan için besmelesini çekmişti. Bugün ezan bir farklı geldi köy halkına…
İmam’ın yanık sesinden her gün ezanı sessiz bir şekilde dinleyen köy halkı, bugün biraz daha odaklanmıştı ezana…
Allah’u Ekber, Allah’u Ekber… Diyerek güzel sesi ile ezan okumaya başladı İmam Adil. Öyle bir okuyordu ki, Kemaliye’nin dağlarında yankılanıyordu ezan sesi.
Bir grup nasipsiz köyün yakınlarında hain pusuya yatmış, köy halkının camiye gitmesini bekliyordu. İmam Adil öncülüğünde akşam namazını kılan cemaat son sünnetleri de kıldıktan sonra tesbihata geçmişti.
Köy yakınlarında pusuya yatan hainler operasyonu cami merkezli yürütme kararı almıştı. Ve hainler kirli ayakkabıları ile camiye girip camide bulunanları tek tek dışarı çıkardı.
Hainlerin silahlarından çıkan kurşun sesi köy halkını ayağa kaldırmıştı. Bir grup köylü olan biteni öğrenmek için camiye doğru yönelmişti.
Köy halkı olup biteni anlamak için camiye doğru yönelirken, cami civarından çığlık sesleri gelmeye başlamıştı.
Çocuklar korkudan yerlerine çakılmış sadece bağırıyorlardı. Yüzleri kapalı, ellerinde uzun namlulu silah olan erkek ve bayanlar köyün sokaklarına dalmaya başlamışlardı.
Aradıkları isimleri tek tek çağırmaya başlamışlardı. Adeta köyün sokaklarını, evlerini ve köyde yaşayanları çok iyi tanıyormuşçasına isim isim herkesi çağırıyorlardı.
Küfür kokan bir sesle: Recep Parto, Mehmet Baltacı, Ahmet Yıldırım…
***
Köyün erkeklerini kapı kapı dolaşıp köy meydanına yığan insan müsveddeleri, herkesi sıraya dizmişti. Köyde bulunan evleri ve arabaları ateşe veren militanlar, köyü yok etmek için emir almış gibi aceleci davranıyordu.
Köy halkından otuz üç kişiyi sıraya dizen militanlar, otuz üç kişiyi bütün köylülerin gözleri önünde kurşuna dizmeye başladı.
Bir taraftan köy halkının feryadı, öte taraftan kurşuna dizilen otuz üç can, tespih taneleri gibi yere dökülüyordu.
İmam Adil önde arkada otuz iki kişi şehadet namazına durmuştu adeta… Gözünü kan bürümüş vahşiler bununla da yetinmeyip, köyde kalanların hepsini köyün yakınındaki dereye götürüp bomba düzeneğini yanlarında bırakıp gidiyorlar. Köyde nefes alan bir insana tahammülü olmayan vahşiler adeta insanlığı öldürmeye niyetlenmiş gibi davranıyordu.
Ve seksen yıllık eli kanlı bir düzenin tarihine bir katliam daha ekleniyordu. Failler mi? Henüz aramızda ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşıyorlar. Yetmiş yedi yaşındaki Mehmet Dede’ye ve yirmi iki yaşındaki İmam Adil’e kör kurşunları sıkacak kadar insanlıktan mahrum caniler elbet bir gün yaptıklarının hesabını vereceklerdir.
Tarih Başbağlar’da şehid olan otuz üç canı rahmetle ve minnetle anarken katliamı yapanları/yaptıranları lanetle anmaktadır/anacaktır.
Ruhlarınız Şad Olsun Ey Aziz İslam Şehitleri
İMAM ADİL TORUN (22)
Mehmet Taşdelen (74)
Ali Taşdelen (29)
Feridun Dikkaya (29)
Mehmet Parto (69)
İbrahim Parto (58)
Salim Parto (38)
Recep Parto (31)
Süleyman Akpınar (66)
Kamil Akpınar (39)
Ali Kucur (49)Ali Rıza Türkücü (60)
Şaban Türkücü (32)
Ali Baltacı (65)
Mehmet Baltacı (27)
Ali Özdemir (37)
Yahya Özdemir (24)
Hüznü Öztürk (71)
İbrahim Çelik (63)
Hüseyin Güner (59)
Fırat Aydın (34)
H. Fehmi Aydınlı (43)
Aydın Aydın (61)
Şakir Aydınlı (66)
Nurettin Aydın (48)
İbrahim Baltacı (61)
Nazife Baltacı (47)
İbrahim Baltacı (13)
Hasan Sandıkçı (58)
Süleyman Orhan (67)
Celal Demirci (35)
Ahmet Yıldırım (66)
İbrahim H. Gülcan (59)
Hüseyin DEMİR- söz&kalem dergisi-yaz özel sayısı
http://www.sozvekalem.com/basbaglar-basin-baglar/