Baharın Değişen Yüzü
Bundan sonra bahar, peygamber sevdalılarının aşklarını, vefalarını ve resule olan özlemlerini meydanlara dökmesinin mevsimidir. Salâvat ve tekbirlerle arşı titretmenin ve mümin kadınların kendilerini boş meşguliyetlerden kurtarıp resûle olan sevgi ve bağlılıklarını ispatlamalarının vaktidir.
Yine bir baharın sonuna geldik. Bir bahar daha eksildi ömrümüzden. Ama bu eksilme, pek üzüntü vermiyor bize. Çünkü eski baharlara oranla kazandırdıkları kaybettirdiklerinden çok daha fazla. Nasıl mı? Muhammedî sevda rüzgârlarının esmediği o eski baharlar çoğu insan için sadece dünyevî meşguliyetlerin arttığı ve harıl harıl bir çalışma vaktinin gelmesi demekti. Özellikle de bayanlar o koca mevsimi haftalarca süren temizlik, boya, badana vs. gibi işlerle geçirirlerdi.
Oysa bahar bir haberciydi ve gelişiyle bizlere bir şeyler anlatmak istiyordu. Güzelliği ve bütün ihtişamıyla gelişinin bunlardan ibaret olmadığını; beraberinde esecek olan rahmet yellerini ve Muhammedî sevda filizlerini yeşertecek olan rahmet yağmurlarını müjdeliyordu. Bizler farkında olmasak da yeller esmiş, yağmurlar yağmış, filizler yeşerip büyümüş, sonra da kan kırmızı güller açıp kokusunu tüm cihana ulaştırıp yaymıştı. Bütün bunlar sevda kokacak çok nurlu bir iklimin ve uyuyan ümmeti uyandıracak kutlu bir sevdanın habercisiydi.
Bundan böyle bahar sadece meşguliyetlerle geçirilen sıradan bir mevsimden ibaret olmayacaktı. Artık baharın bir gayesi ve bir sevdası vardı. Öyle bir sevda ki, hiçbir zalimin zorbanın durdurmaya gücünün yetmeyeceği ve doğacak olacak olan İslam güneşinin pırıltılarını taşıyıp zulmeti nura dönüştürecek ve İslam`ın aydınlık sabahına uyandıracak bir sevda…
Bundan sonra bahar, peygamber sevdalılarının aşklarını, vefalarını ve resule olan özlemlerini meydanlara dökmesinin mevsimidir. Salâvat ve tekbirlerle arşı titretmenin ve mümin kadınların kendilerini boş meşguliyetlerden kurtarıp resûle olan sevgi ve bağlılıklarını ispatlamalarının vaktidir. Ümmetin birbirine kenetlenip tevhit bayrağı altında tek yürek olup toplanmasının ve bir kez daha ‘Seni seviyoruz ya Resûlallah` diye haykırıp, bütün dünyaya ona olan sevdalarını ilan etmelerinin zamanıdır.
Tabi bu sevdanın bu boyutlara ulaşması ve baharın bu güzel değişimi, gösterilen büyük fedakârlıkların, çekilen sıkıntıların ve ödenen nice bedellerin sonucudur. Her şeye rağmen bu sevdayı bugünlere taşıyan ve bizleri baharın değişen bu yeni yüzüyle tanıştıran Peygamber Sevdalıları`ndan Allah razı olsun. Rabbim yâr ve yardımcıları olsun.
Arzu Aşkın / Şanlıurfa (Siverek) - Yaş: 20