Tabiatlarında karınca gibi çalışkanlık olan bu kitlenin, tembel tembel oturmanın kendilerine yararlı olmayacağını zaman içinde daha iyi anladı.

Aşırı uyarılmaya alışmış organizmanın yetersiz uyarılmayı kabullenememesi, genç, enerjik ve dinamik olan bu kitlenin eğitime önem vererek mürekkebin kana, kalemin silaha, kılıca galebe çalması için uğraş sarf etmelerini tebrik ediyorum.

Bu anlayışı benimseyen ailelerin ise eğitime önem vererek bağırlarına taş basarak bütün hasretlerine rağmen çocuklarını yatılı kurslara göndererek dini anlamda çocuklarının eğitim almalarını istemeleri, manevi anlamda geleceğe yatırımının bir işaretidir. Bu konudaki tatlı rekabetin sevindirici olduğunu,

kazancının da yap-satçılardan daha iyi olduğunu söyleyebiliriz. Emeğin ve cefanın en güzel örneğini önümüzdeki günlerde ya da haftalarda daha iyi anlayacağız. Bir ay boyunca aç, susuz kalarak Rabbinin rızasını gözeterek, ateş önünde çalışan fırıncıların emeklerinin kutsallığı kadar bayramlarının da kutsal olacağı aşikârdır.

Fırıncı kardeşlerimizin mesleklerinden bahsetmişken, öğrenci kardeşlerimizin mesleki eğilimlerine değinmeden geçemeyeceğiz.
Sınavların bitmesiyle birlikte meslek seçimi sürecine giriyoruz. Birçok öğrencinin, ‘’Ne yapacağım? Hangi mesleği seçeceğim?’’ endişesi genel bir endişedir. Bizler de bu konuda uzun süre hizmet verdiğimizden, elimizden geldiği kadarıyla kardeşlerimize yardımcı olmaya çalışacağız.

Meslekler noktasında sıkıntılı olan kardeşlerime, öncelikle, her mesleğin kendine göre kutsallığı olduğunu unutmayalım. İnsanların mesleklere de nasıl baktığı önemlidir. Bizler çağın şartlarını gözeterek toplumun adil hukukçulara ve sağlam psikologlara ihtiyacı olduğuna inandığımız için bu hafta hukuk mezunlarını ve psikoloji mezunlarını ele alacağız.

Bir hukuk mezunun çalışabileceği meslekler sınırlı değildir. Hukuk fakültesi mezunu, almış olduğu geniş hukuk formasyonuyla birçok kamu kurumunda yahut özel sektörde çok çeşitli alanlarda çalışabilir. Birçok belediye başkanı, müsteşar ve milletvekilinin hukukçu olduğunu söyleyebiliriz…

Psikologlar ise bazı işlerde bağımsız olarak çalışırken diğerlerinde doktor, hukukçu, okul personeli, bilgisayar uzmanı, mühendis, polis, asker ve yöneticiler ile takım halinde çalışarak toplumun her alanına katkıda bulunurlar.

Bu yüzden psikologları, laboratuvarlarda, hastanelerde, adliyede, okullarda, üniversitelerde, halk sağlığı merkezlerinde, kitle iletişimlerinde, hapishanelerde ve pek çok iş yerinde görebilirsiniz. Örneğin stresi yenip performansı artırmaya yönelik programlarda yönetici veya sporcularla birlikte çalışırlar.

Adli kararlar için hukukçulara gerekli bilgi ve önerileri sağlarlar. Okul reformunda eğitimcilerle, psikiyatri kliniklerinde psikiyatrist ve sosyal çalışmacılarla, pediatri, onkoloji ve nöroloji gibi kliniklerde de uzman doktorlarla birlikte çalışırlar.

Uçak kazası ya da gibi bir felaketin hemen ardından ortaya çıkan şok sürecinde kaza zadelere yardımcı olurlar. Hukuk ve halk sağlığı alanlarında çalışanlarla birlikte takım halinde çalışarak bu tür olayların nedenlerini analiz ederler ve tekrarlanmasını önlemek için yollar bulmaya çalışırlar.
Gönlünüzdeki mesleklerin hayırlara vesile olması dileğiyle…