Müslüman Kanına SUSA`yanlar Camide Katlettiler
Diyarbakır`ın Silvan ilçesine bağlı Susa Köyü`nde, 26 Haziran 1992`de asker kılığına giren PKK`liler köy camisini basarak camide Kur`an okuyan ve namaz kılan Müslümanları kurşuna dizmiş ve bu alçakça saldırı ve katliamda 10 Müslüman hunharca şehid edilmişti.
Bavé Hesen / dogruhaber
Tarih 26 Haziran 1992…
Bir yatsı namazı sonrası. Tarih boyunca kan ağlamış bir coğrafyanın Mü`min Müslüman çocukları, yine aynı topraklardan çıkmış ve tüm varlığıyla kendisini yaratana isyan eden insanlıktan nasibini almamış kardeşinin, akrabasının, aşiretdaşının hedefi haline gelmişti.
Kabil yine Habil`e saldıracak ve onu katledecek, Habil ise ancak ve ancak Rabbine sığınacak ve O`ndan başka dost ve yardımcı bulamayacaktı.
Diyarbakır`ın Silvan ilçesine bağlı Susa köyünde İslam`a hizmet varlık sebebi sayan ve yaratıcısına, Rabbine hizmetini verdiği Kuran dersleri ile taçlandıran Mustazaf Müslümanlar yine hedef seçilmiş, Kabil`in çocuklarının hedefi haline gelmişti.
Kürdistan`da Marksist Leninist Komünist bir devlet hayali kuran PKK, bölgede kendisine yegane engel olarak gördüğü Müslümanları camide katletmekten imtina etmemiş, işlediği cinayetle 80 yıla yakın bir süredir bölgenin İslami yapısını bozamayan Laik Kemalistlerin yarım bıraktıkları işi tamamlayacaklarını zan etmişlerdi.
Ahlakı hiçbir zaman değişmeyen ve tarihte bu kirli yüzlerini sürekli olarak açığa vurmaktan utanmayan bu lanetlik güruh, bu katliamlarından birini daha sergilemek için tüm çirkinliğiyle Susa (Yolaç) köyüne doğru yola çıktı.
Kendi yüzüyle köye giremeyecek kadar korka ve alçak olan bu lanetlik güruh, asker giysileri ile gerçek yüzlerini kamufle etmiş, camide yatsı namazı kılmak için toplanan 14 mümin ancak böyle yanaşabilmişlerdi.
Allah`ın bereketli kıldığı topraklarda bereketli bir perşembe akşamıydı. Yaptıkları katliamlar bölge halkı üzerinden estirdikleri terörün yanında halkın din, iman, namus ve hayasında ağır tahribatlar ile Allah`ın rahmetinden uzaklaşmış asrın Nemrudi güçleri, yatsı namazı sonrası dakikalarca Rabbine kavuşmak için dua edenlerin arzularını yerine getirmek için sinsice camiye yaklaşıyorlardı.
Şehadet, adım adım SUSA`nın vasfı olmaya doğru ilerliyordu.
SUSA bir Hama, Sabra, Şatilla, Kerbela olmaya doğru ilerliyor, tarih boyunca alnında büyük bir şeref olarak taşıyacağı makama ulaşmak üzereydi.
Ayakkabılarıyla camiye giren bedbahtlar sadece caminin hürmetini yok saymamış, Allah`ın en şerefli olan kullarına da azı dişlerini göstermiş, ve savunmasız buldukları Müslümanları katletmek için salyaları akıtmaya başlamıştı. Gelenlerin asker olduğu düşüncesiyle üzerlerinde taşıdıkları silahları gizlemek ihtiyacı hisseden cami yarenleri, bir anda aç kurtlar karşısında savunması kalmış ve Rablerinden başka kendilerine bir yardımcı bulamamışlardı.
Her şey bir anda olmuş ve karşılarında ki İslam Kur`an düşmanı çakallar, aslanların bağlandığı alanı boş bulunca aslan kesilmeyi maharet saymışlardı.
Elleri bağlanan müminler dışarı çıkarılarak duvarın dibine dizildiler.
Çaresizdiler. Ancak ateşe atılan Hz. İbrahim misali Hesbunallahu We Ni`mel Wekil diyerek Rablerine sığınmak onlar için yeterli idi.
İslam`a, Müslümanlara, Allah`a ve bölgede şerefli bir mücadelenin adresi haline gelmiş İslam Cemaatine necis ağızlarıyla hakaret yağdıran mürted örgütün mülhid mensuplarının ellerindeki silahları da adeta katliam kustu.
Müslümanları caminin avlusunda adeta kurşun yağmuruna tuttular. Katliamda M. Hüseyin Çetinkaya (32), M. Said Fidancı (30), kardeşleri Meki (21), Medeni (19), M. Zeki (15), Hacı Ahmet Kantar (40) ve oğlu14 yaşındaki M. Emin, Ali Uslu (28), Adnan Kantar (19) ve Molla A. Haluk Oğuz (21) bu katliamda mazlumca şehid oldular.
Bu şerefli Müminler 22 yıldır rahmetle anılıyor. Katillerine ise lanetler yağdırılıyor…
Tarih boyunca bu şekilde kendilerine zulüm reva görülen insanlar unutulmadı, dünya var oldukça unutulmayacak.