Fotoğraf Netleşiyor
Soma`da faciayı araştıran Meclis Araştırma Komisyonu Başkanı Alaboyun, "İşçileri dinledikçe gözümüzde fotoğraf netleşiyor. Bulgularımız belki soruşturmalara temel teşkil edebilir" dedi.
MANİSA: Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Soma`daki Maden Faciasını Araştırma Komisyonu Başkanı Ali Rıza Alaboyun, komisyonun Soma`daki çalışmalarının ikinci gününde işçilerin dinlenildiğini belirterek, "İşçileri dinledikçe gözümüzde fotoğraf netleşiyor. Bulgularımız belki soruşturmalara temel teşkil edebilir" dedi.
Alaboyun, Soma Rıfat Dağdelen Anadolu Lisesi`ndeki çalışmalarla ilgili gazetecilere yaptığı açıklamada, iki gündür Soma`da olduklarını, dün olay yerini gördüklerini, çalışan bir madeni de yerinde incelediklerini belirtti.
Maden şartlarını öğrenebilmek adına sabahtan itibaren işçileri tek tek dinlediklerini 8 kişiyi dinlemeyi planladıklarını ancak yoğun talep üzerine bu sayının 15-18`i bulacağını dile getiren Alaboyun, "İşçileri dinledikçe gözümüzde fotoğraf netleşiyor. Rahat konuşmalarını istedik. Araştırma komisyonuyuz. Kimseyi soruşturduğumuz yok. Bulgularımız belki soruşturmalara temel teşkil edebilir. İşçilerimizin anlattıkları sorunlar onları dinledikçe soruna çözüm önerileri de geliyor. Sorularımızı doğrudan yöneltiyoruz. Bu çerçevede edindiğimiz intibalar işçilerimizin konuya çok vakıf oldukları. Onunla ilgili raporlarımızı da temel teşkil edecek" diye konuştu.
Alaboyun, öğleden sonra da işçileri dinlemeye devam edeceklerini, vakit kalırsa sivil toplum kuruluşlarını da dinlemek istediklerini, vakit kalmazsa onları Ankara`ya davet edeceklerini, ileride tekrar Soma`ya geleceklerini kaydetti.
"Hükümetimizle, bakanlarımızla paylaşacağız"
Bir gazetecinin Plan Bütçe Komisyonu`nda hali hazırda bir yasa çalışmasının olduğu, yasada bir değişiklik yapılmasına yönelik bakanlara çağrılarının olup olmayacağı yönündeki soruya, "Plan bütçedeki alt komisyona sevk edilmiş durumda. Daha çok işçilerin sosyal haklarına yönelik düzenleme o. Bizim komisyon olarak aldığımız bir karara göre zaman içerisinde bulgularımızı hükümetimizle bakanlarımızla paylaşacağız. Raporlarımızı yazmayı beklemek istemiyoruz. Yazım çalışmasının aralık sonuna kadar sürme ihtimali var. Ocaklar yaşayan biyolojik bir yapı. Oralar için müdahale edilmesi, bilgilendirilmesi gerekiyor" dedi.
İşçilerin sorunlarını anlatırken işten atılma korkusu yaşadığına yönelik bir soru üzerine Alaboyun, maden sahibini ve yöneticilerine seslenerek, buraya gelen işçilerin duygularını, görüşlerini paylaştığını, kimsenin kimseyi suçlamadığını, sorunun tekrarlanmaması için yanlışları dile getirdiklerini vurguladı.
Sırf buraya geldiler diye işçilerin cezalandırılmasını ve kapıya konmalarını tasvip etmeyeceklerini vurgulayan Alaboyun, "Biz bu işin takipçisi oluruz komisyon olarak. İlgili bakanlıklar ilgili merciler nezdinde. O yüzden işçilerimiz çok rahat hareket etsinler. Görüşlerini, düşüncelerini, bilgilerini bizlerle rahat paylaşsınlar. Bunu yaparken hiçbir kurumu hiçbir kişiyi suçlamak niyetinde de değiliz" ifadelerini kullandı.
İşçilere "işe dönün" iddiası
İşçilere işlerine dönmeleri için zorlayıcı mektuplar gönderildiğine dair ifadelerin olduğunun anımsatılması üzerine Alaboyun, şöyle konuştu:
"Mevcut madene zaten dönme yok. Oraya `dönün` diye işçilerimizi zorlayıcı bir şey gönderemezler, maden kapalı. Siz de gördünüz iki taraf barajlanmış, duvarları kapatılmış durumda. Yalnız bu şirketin iki tane ocağı daha var. Atabacası ve Işıklar ocağı. Oradaki denetimler sonucu üretimler durdurulmuş fakat üretim durdurulunca işçilerinin bazılarının iş yerine gelmesi gerekiyor ki taban kabarmasın, havalandırma şartları veya gaz oranları belli düzeyde olsun diye ocağın bir bakımı lazım, tamiri, onarımı, taraması lazım. Bunların yapılabilmesi için üretim amaçlı değil ama sırf ocağı canlı tutabilmek için belli bir miktarda işçi çağrılıyor, bu yasa gereği. Ocağın hayatta kalması için önemli bir şey. Bunun dışında işçiler zorunlu olarak üretim için çağrılmış ise bu kesinlikle teftiş kurulunun üretim durdurma kararına aykırı bir konudur onunla ilgili eğer tespitleri varsa bu konuları Ankara`da en üst düzeyde gündeme getiririz."
Komisyon maden faciasından kurtulan işçileri dinledi
Araştırma Komisyonu Başkanı Ali Rıza Alaboyun ve beraberindeki heyet, maden faciasından kurtulan işçileri dinledi.
Komisyon, Soma`daki incelemelerinin ikinci gününde Rıfat Dağdelen Anadolu Lisesi Konferans Salonu`nda maden faciasının yaşandığı ocaktan sağ kurtulan ve bölgede madencilik yapan 11 işçiyle görüştü.
Komisyon Başkanı Ali Rıza Alaboyun, Türkiye`de artık bu tür kazaların olmaması için köklü çözümler bulacaklarını, bu nedenle işçilerin ifadelerinin çok önemli olduğunu belirtti.
"Dua ettik"
Maden faciasında yer altında olan işçilerden biri, saat 21.00`e kadar kurtarılmayı beklediklerini, artık dua etmeye başladıklarını, içerdeki karbonmonoksit gazından dolayı ayakta yürümekte zorlandıklarını anlattı. İçeride iletişimin kesilmesinin herkesi endişelendirdiğini dile getiren işçi, megafon sisteminin olması halinde çoğu kişinin kurtulabileceğini belirtti.
Işıklar`daki madende çalışan bir başka işçi, 301 kişinin ihmal sonucu öldüğünü savundu. İşçilerin sıkıntılarını dile getirdiği zaman işten çıkarılma tehdidiyle karşı karşıya kaldığını, üretimin durdurulmasının söz konusu olmadığını, ihmaller yüzünden kendisinin de elektrik akımına kapıldığını anlatan işçi, "Hakkımızı arayamıyorduk. Bunun yanında yer altında ölen kişiye yer üstünde ya da yolda öldüğü yönünde rapor veriliyor" dedi.
"Tahlisiye ekibi olsa..."
Facianın yaşandığı ocakta hem yer altında çalıştığını hem dinamitçilik yaptığını hem de tahlisiye ekibinde görev aldığını ifade eden diğer bir işçi, sadece görevlerinin tahlisiye olması halinde bu kadar can kaybının yaşanmayacağını savundu.
Hayatını kaybeden madencilerin can havliyle kaçtığını ancak dumandan bir yeri göremedikleri için kimisinin kafasını duvara çarptığını kimisinin gözüne ağaç parçasının battığını belirten işçi, "Kaçarken büyük mücadele etmişler. Dumandan dolayı iki karış ötemizi bile göremiyorduk. Tahlisiye ekipleri olarak hazır kıta gibi bekletilsek başka iş yapmasak 145`ten fazla kişi kurtarırdık. Aynı zamanda tahlisiye ekibinden olan ama yeraltında da çalışan 25-30 tane arkadaşımız da öldü. Yer altında çalışmayıp hazır ekibimiz olsaydı bu kadar kayıp olmazdı" diye konuştu.
Aynı işçi, evlerine işe gelmeleri yönünde ihbarname geldiğini, 5-6 bin çalışanın mağdur olduğunu kaydetti.
"İsmim AFAD listesinde yok"
Yer altında elektrikli kepçe operatörü olarak çalışan başka bir işçi ise olayın ardından bölgeden kaçtığını ancak bir süre sonra kendisinin de bilincini kaybettiğini, nasıl kurtarıldığını hatırlamadığını anlattı.
İşçi, AFAD`ın maden faciasında kurtulanlar arasında isminin yer almadığını ileri sürdü. Facianın yaşandığı bölgede aşırı ısınma yaşandığını, bölgede 3,5-4 metre taban alırken göçüğün yaşandığını dile getiren işçi, o bölgeye kül basıldığının söylendiğini ancak bunun doğru olup olmadığını bilmediğini kaydetti.
Kardeşi faciada hayatını kaybeden kendisi de olay sırasında madende olan başka bir işçi de facianın yaşandığı bölgeye emniyetsiz dinamit atıldığını, bir hafta önce buranın tavanında sıcaklık yaşandığını, birçok eksikliğin bulunduğunu anlattı.
İşçi, "Sürekli üretim, üretim, üretim diyorlardı. Canım yanıyor. Bunun sebebi sizsiniz. Denetimlerde aşağı banta inilmiyordu" dedi.
Maden işçilerinden bir başkası da "Denetleme yapan insanlar sadece ana yola kadar gelmeselerdi, oraya gelen insanlar hiç `bu çalışanlar nerede` diye sormadılar mı? İllaki 301 kişinin ölmesi mi lazımdı kirli çarşafların ortaya çıkması için. Hepimizin psikolojisi bozuk" ifadelerini kullandı.
Milletvekillerinin soruları da yanıtlayan işçiler, dinamit atılmaması gereken yere dinamit atıldığı yönündeki bir soru üzerine bölgede gazın var olduğunun bilinmesi halinde denetimsiz dinamit atıldığını belirtti.
İşçiler, komisyona taleplerini de ilettiler.
AA