`Allah`ın Emri Olan Başörtüsüne Güvence Verilmelidir`
Mustazaf Der Diyarbakır şubesi Tesettür sorununun okullarda ve yaşamın diğer alanlarında nasıl çözüme kavuşacağını ve neler yapılacağı konusunda bir seminer düzenledi.
DİYARBAKIR-Mustazflarla Dayanışma Derneği` nin (Mustazaf Der) yurt genelinde başlatmış olduğu "Tesettür Seferberliği" ile ilgili etkinlikler devam ediyor. Diyarbakır Mustazaf Der Şubesi, üye ve gönüllülerine tesettürün önemi, tarihsel mücadelesi ve okullardaki başörtüsü önündeki engellerin nasıl kalkacağına dair bir program düzenledi. Programda yapılan konuşmada başörtüsü sorunun çözüme kavuşması yönündeki talepler dile getirildi.
Başörtüsü Allah`ın Bir Emridir
Diyarbakır Şube binasında yapılan seminere Diyarbakır Mustazaf Der Şube Başkan Yardımcısı Vedat Turgut konuşmacı olarak katıldı. Turgut tesettür ve başörtüsünün Allah`ın bir emri olduğu mesajını vererek,"Geçen yıl okullarda yaşanan bazı olumsuzlukların dışında herhangi bir başka sorun yaşanmadığını ve umarız bu yıl bu keyfi ve hukuksuz uygulamalar son bulur ve bu sorunlar bir daha yaşanmaz" temennisinde bulundu. Turgut daha sonra konuşmasını şöyle sürdürdü:"Başörtülü olarak okullarda okumak en doğal ve insani bir haktır. Bizim Müslüman halkımıza tavsiyemiz kızlarını başörtülü olarak okula göndermeleridir. Ece Nur Özer`in yaktığı meşale ile bu davamızı sürdüreceğiz ve bu çaba ile bu aşamaya geldik şu anda kızlarımız okullara başörtülü olarak gidiyor ve ciddi bir sorun ile karşılaşmıyorlar."
Başörtüsü Sorunu İçin Nüfus Sahibi Herkese Gideceğiz
Daha sonra Turgut şöyle devam etti:"Herkes ailesine akrabasına komşusuna esnafa, ziyaretler düzenleyerek tesettür hakkında bilinçlendirme yapmalı ve bu konuda duyarlı birer fert olmalıdır. Biz de başörtüsü sorununun bir an önce adil bir çözüme kavuşması için nüfus sahibi olan herkese gideceğiz. İmamlara, muhtarlara, cemaatlere, STK`lara, odalara, şeyhlere, ağalara kısacası nüfus sahibi herkese gideceğiz. Okullardaki başörtüsü önündeki keyfi olarak uygulanan engellerin bir an önce kaldırılması için çaba sarf edilmelidir. Radyo ve televizyon programları yaparak halkımızı ilk ve ortaöğretimde keyfi ve hukuksuz uygulamalara karşı bilinçlendireceğiz. Şehir merkezlerin odak noktalarına başörtüsü önündeki keyfi uygulamaların kaldırılması için stantların açılması anketlerin düzenlenmesi, afişlerin şehir merkezlerinin değişik yerlerine asılması ve imza kampanyaları için gerekli başvurumuzu yaptık."
Başörtüsü İle Okula Gitmek Suç Değil
İmza kampanyalarımızda hedefimiz 5 milyon imza toplamaktır diyen Şube Başkanı Turgut, "Halkımızda yanlış bir anlayış vardır, sanki okullara başörtülü olarak gitmek suçmuş gibi davranıyorlar. İlköğretimin beşinci sınıfına kadar kesinlikle hiç bir idareci ve öğretmen başörtülü öğrenciye müdahale etme yetkisi yoktur ve edemez, müdahale eden idareci suç işlemiş olur ve biz bu idareciler hakkında suç duyurusunda bulunacağız. 6,7,8 sınıflarda ise söz konusu öğrenciler hakkında en fazla uyarı ve sürgün cezası verilir bunun ötesinde hiçbir idareci başörtülü öğrencilere müdahale etme yetkisi yok ve başka müeyyide uygulayamaz." ifadelerini kullandı.
CHP Bile Çözümden Yana
Başörtüsü ve tesettür hakkında İnsani Hak ve Hürriyetler Derneği`nin (Hür-Der) de halka broşür dağıtacağını söyleyen Turgut, "Artık toplumda toplumsal bir mutabakat ve uzlaşı vardır. CHP bile çözümde yana iken acaba bu insani ve İslami olan hak niye çözüme kavuşturulmuyor. Oysa daha önce deniliyordu ki toplumsal uzlaşının olması gerekir, şimdi toplumun her kesimi başörtüsünün çözüme kavuşmasında yanadır. Halkın % 82 başörtüsünün çözüme kavuşmasından yanadır. Biz de Mustazaf Der olarak yıllardır süren bu sorunu katmerli bir ayıp olarak görüyoruz ve bu konuya el attık" dedi.
Başörtüsü Serbestîsi Anayasal Güvence Altına Alınmalı
Okullarda ve yaşamın her alanında başörtüsü serbestîsi anayasal güvence altına alınmalı ve idarecilerin inisiyatifine bırakılmamalıdır, vurgusunu yapan Turgut konuşmasına şöyle devam etti: "Coğrafyamız hassas bir coğrafyadır, Müslüman bir beldede yaşıyoruz. Kızlarımız ilköğretim 6 ve 7 sınıflarında buluğ çağına eriyor. Bundan dolayı bu kangrenleşmiş sorun bir an önce çözüme kavuşmalı ve toplumda huzur ve sükûnet hâkim olmalıdır."
Müfettişler: Ailelerin Kızlarını Okula Göndermemelerinin Nedeni Başörtüsü
Turgut daha sonra şu tespitte bulundu: "Milli Eğitim Bakanlığının görevlendirdiği müfettişler köy köy dolaşmışlar aileler ile görüşmüşler. Hazırlanan raporda özellikle bölgede ailelerin kızlarını okula göndermemelerinin nedeni karma eğitim ve başörtüsü önündeki keyfi ve hukuksuz engeller olarak gösterilmiş olup, Milli Eğitim Bakanlığına sunulmuş ama her ne hikmetse bu sorunu çözüme kavuşturmuyorlar. Milli Eğitim Bakanlığı çeşitli vesilelerle "Haydi Kızlar Okula" kampanyaları düzenleyerek kızları okula gitmeye teşvik ediyorlar. Bu apaçık bir tezattır. Bizler de bu kampanyaya dahil olacağız ve kızlarımızı okula göndereceğiz ama başörtülü olarak."
Tunus Gibi Diktatör Ülkeler Bile Başörtünü Serbest Bıraktılar
Tunus gibi diktatör ülkeler bile başörtünü serbest bırakırken Türkiye`nin bu ayıp ile uğraşması ayrıca bir ayıp vesilesidir diyen Turgut," Biz Mustazaf Der olarak bu hukuksuz ve insani olmayan bu kemikleşmiş sorunu çözmeye kararlıyız. Bizler bu problemi çeşitli vesilelerle her mekânda dile getireceğiz. Ve bugünden itibaren başörtüsü konusu her alanda gündemde olmalıdır. Halk bu sorunun çözümü noktasında cesaretlendirilmelidir. Veliler kız çocuklarını sadece okul önlerine kadar götürmemeli sınıfa kadar götürmelidir Hiç kimsenin çocuklarımızın eğitim ve öğretim hakkını ipotek altına alma yetkisi yoktur. Herhangi bir sıkıntı olursa aileler muhakkak bizleri haberdar etmelidirler, bizler bu konuda kızlarımıza hukuksal ve manevi destek vermeye hazırız" diyerek son olarak Diyarbakır`da başörtüsü ve tesettür mitingini düzenleyeceğini kaydetti.
Osman İçli - İLKHA