TkMM'de gündem iş güvenliği ve ailelerin dramı
TkMM Diyarbakır temsilciliği 2014 yılı son toplantısında gündem, Soma faciası nedeniyle İş Güvenliği ve Sosyal Güvenlik konusu ile çocukları kaçırılan ailelerin dramı oldu. Toplantı esnasında ailelerin feryadı toplantıyı adeta hüzne boğdu.
DİYARBAKIR- Türkiye Küçük Millet Meclisi (TkMM) 2014 yılı son toplantısında, Soma maden faciası sonucu gündeme gelen İş Güvenliği ve Sosyal Güvenlik sorunu ile PKK tarafından çocukları zorla dağa kaçırılan ailelerin dramını gündem konusu yaptı.
Selahaddin Eyyubi Üniversitesi (SEU) öğretim görevlisi Doç Dr. Abdurrahim Emhan’ın başkanlığında yapılan toplantıda, ilk olarak İş Güvenliği ve Sosyal Güvenlik sorunu konuşuldu.
İş güvenliği Asınıfı uzmanı Maden Mühendisi İzzet Demir, toplantıda yaptığı açılış konuşmasında iş sağlığı görünümünün temel hedefinin, mesleki riski önlemek ve çalışanı korumak olduğuna dikkat çekti.
Türkiye’deki iş kazalarının yüzde 88’inin insandan kaynaklandığını belirten Demir, “Buradaki iş kazalarının yüzde 88’i insandan kaynaklanırken yüzde 10’u ise ortamla ilgilidir. Ama insanoğlu da makineye ekipmanı yönlendirdiği için bu oran insanoğluna mal ediliyor. Yani kazaların yüzde 98’i insanoğlu kaynaklıdır, yüzde 2’si ise kaderdir.” dedi.
Demir’in konuşması sonrası kendilerine söz verilen PKK tarafından kaçırılan çocukların aileleri yaşadıkları sıkıntıları dile getirirken hıçkırıklara boğulmaları ve feryatları toplantıda bulunanları hüzne boğduğu gibi toplantının seyrini de değiştirdi.
Ailelerden sonra söz alan katılımcılar, ailelerin yaşadıkları dram karşısında duygulandıklarını ve bu duruma karşı kayıtsız kalanların insanlıktan nasibini almamış olanlar olduğunu belirterek olaya tepkisiz kalanları kınadılar.
“Güneydoğuda yaşayan Kürtler ümmetin yetimleridir”
İnsan hayatının kutsal olduğunu ifade eden Büro Memur-Sen Şube Başkanı Necmettin Alaş, Türkiye’de insanlara hiçbir zaman değer verilmediğine vurgu yaptı.
Alaş, “Ülkemizde ‘ben nasıl daha fazla para kazanırım?’ algısı var. Soma’da meydana gelen olayda 301 işçimizin hayatını kaybetmesi geçiştirilmemelidir. Sivil toplum kuruluşları bu konunun üzerinde durmalıdır.” açıklamasını yaptı.
Güneydoğuda yaşayan Kürtlerin ümmetin yetimleri olduğuna da değinen Alaş, “Şeyh Said Kıyamı’ndan bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti üzerinde Kürtler üzerinde oynanan oyunları sabaha kadar anlatsak bitiremeyiz.” ifadesini kullandı.
“Çocuktan gerilla olmaz”
Azadi İnisiyatifi Koordinasyon ve Yönetim Kurulu Üyesi Sedat Doğan, “Bu kadınlar, rol yapmıyor. Bu kadınların yüreği yanıyor. Çocuktan gerilla, komutan, mücahit olmaz. Çocuk çocuktur, çocuk masumiyettir.” diyerek, çocukların dağa kaçırılmasıyla ilgili annelerin yaşadığı zorluk meselesinin insanca bir çözümünün olması gerektiğini dile getirdi.
“Annelerin ortaya çıkması anne feryadının basit bir şey olmadığını gösterdi”
Çocukları PKK tarafından kaçırılan ailelerin başlattığı oturma eyleminin annelerin feryadının basit bir olay olmadığını söyleyen İlke Haber Ajansı Diyarbakır Bölge Temsilcisi Fikret Özkan, “Soma faciasıyla meydana gelen sorunun çözümü iş sağlığı meselesinde. Siz 6331 sayılı bir yasa çıkaracaksınız. Bu yasa kapsamında her iş yerinin bir iş güvenliği uzmanı temin etmesini sağlayacaksınız ve bunun kumandasını iş sahibinin eline vereceksiniz. Hiç kimsenin kendisini şikâyet edecek bir personeli istihdam etmeyeceğini takdir edersiniz. Aileler hususuna gelince, anneler ağlamasın denilerek çıkılan bu yolda görüyoruz ki artık babalar ağlamaya başladı. Zira süreç yamuk bir temel üzerine bina edilmiş ve toplumun asıl dinamikleri görülmezlikten gelinmiştir. ilk günden bu yana bu işin içindeyiz. Sinan Böçkün’ü ilk haber yapan biziz. Annelerin bir anda ortaya çıkması, bu noktaya gelmesi artık annelerin feryadının basit bir şey olmadığını bize gösterdi.” şeklinde konuştu.
“Çocukları dağa kaçırma yeni bir mesele değil”
Çocukları dağa kaçırma olayının yeni bir mesele olmadığının altını çizen Diyarbakır Medya Mensupları Derneği (DİMED) Başkanı ve İLKHA Genel Müdürü Mahmut İrtem, “Devlet kendisine karşı işlenen suçları en katı bir şekilde bastırıyor. Bir kulun diğer bir kula karşı işlediği adli suçları ise istediği zaman affettiğini görebiliyoruz. Soma’da meydana gelen facia eğer devlete karşı işlenen siyasi bir suç olsaydı şu anda Türkiye’deki durum ve vakalar daha çok olurdu. Fakat orada hayatını kaybeden 301 insan belki bundan sonra unutturulmaya çalışılır. Diğer taraftan, dağa kaçırılan çocuklar yeni bir mesele değil. Bugün mili eğitim, güvenlik güçleri veya farklı kurumlar olsun hepsi, anneler meydana çıkmayana kadar kaç tane çocuğun dağa çıkarıldığını çok iyi biliyorlardı.”diye belirtti. ( Ali Adiyaman / Hamza Adiyaman - İLKHA)