Mehmet Zülfi Tan / Doğruhaber / haber-yorum

Diyarbakır`da çocukları dağa kaçırılmış olan çocukların anneleri eylemdeler. Bu anneler çocuklarını istiyorlar. Onların tek istekleri bu.

Ama bakıyoruz da bu masum ve haklı annelik isteklerini anlayamayan bazı mahluklar onlara çeşitli iftira ve karalamalarda bulunuyorlar.

Bir anne evladı için yaşar. Onların üstüne titrer, canından, kanından onlara verir onları besler. Şu yeryüzünde analardan başka bunu yapabilen başka bir canlı var mı? Bırakın insanları, hayvanlarda bile bu fedakarlık doruktadır. Şu beğenmediğimiz tavuk bile yavrusu için kediye, aslana, kaplana saldırmaktan çekinmez.

Bir evlat annesinin gözünde daima çocuktur. Hep üzerine titrer. Peki bu çocuk, daha kendisine bakamayacak bir yaşta olursa, daha on beş, on altı yaşında olursa, dağa çıkarsa ve eline silah tutuşturulup profesyonel bir savaşa gönderilirse, hangi anne buna tahammül edebilir.

Birileri bu annelerin yüreğindeki yangını göremiyor. Çünkü kendisi böyle bir acıyı yaşamamış. Kendisi böyle bir duygunun ne olduğunu bile bilmiyor. Gitsin de evdeki annesinden, eşinden sorsun? O zaman belki biraz da olsan anlar evlat acısının ne demek olduğunu. Her an ölüm haberiyle yaşamanın, her gün kapıyı gözetlemenin acısını.

Bir de bu halkın vekili olacaksın! Bir de bir partinin başkanı olacaksın! Bir de bu halkı kurtaracaksın! Sen daha bir anneyi, bir evladını kurtaramıyorsun? Sen daha bir annenin yüreğindeki acıyı dindiremiyorsun! Dindirmeyi bırak dertlerine dert katıyorsun! Bu mu senin önderliğin, başkanlığın? Ha doğru ya sen dağdakilerin vekilisin?

Diğer taraftan İmralı`ya gidip Serokları ile görüşenler bu konu hakkında konuşmadıklarını söylüyorlar. Tabi ya, çünkü bu sorun sizin sorununuz değil. Bu anaların sorunu. Bu garibanların sorunu. Tabi ki konuşmazsınız. Çünkü bunlar sizin düşmanlarınızın anaları. Bırakın ağlasınlar. Kovun, dövün, hakaret edin. Ne yaparsanız serbestsiniz. Benim zavallı anam da bunları adam zanedip her gün onlara sesleniyor. Çocuklarının geri verilmesini istiyor. Anacığım o seslendiklerin var ya kasapların başı. Senin kınalı kuzuların onların sadece iştahını kabartır.

Ey dağdakiler! Bu çocukların analarına reva gördüğünüz bu zulümlerden dolayı onların çocuklarının yüzüne nasıl bakıyorsunuz? Siz nasıl gerillasınız ki, kurtarmaya çalıştığınız çocukları savaşın tam ortasına atıyorsunuz?

Diğer tarafta devletin bu konuda takındığı tavır da tam "ne haliniz varsa görün" mantığıdır. Bir taraftan en yetkili ağızdan onları yürekten destekleyip selamlayacaksın, diğer taraftan onların tartaklanmasına, hakaretlerine ses çıkarmayacaksın. Çocuklarının dağa gönderilmesine göz yumacaksın. Bu nasıl kirli bir iştir. Onları dağa götürenler, dağdakilere teslim edenler kimler? Onlar hakkında neden bir işlem yapılmıyor? İslami STK`lara etten püften meselelerden peşlerine bir dünya polis taktırıp dolaştırırken, cezalar yağdırırken, bunlara bir soruşturma bile açılmıyor. Neden ki?

Bu anaları her gün ziyaret edip destekleyen tüm sivil toplum kuruluşlarını ve basın yayını tebrik ediyorum. Zalimlere karşı yükselen bu haklı sesi duyurmaya çalışanlara yürekten selamlar ediyorum. O analara da Allah`tan sabırlar diliyor, bir an önce evlatlarına kavuşmalarını temenni ediyorum.