PKK`nın yaptığı Kürt toplumuna en büyük ihanettir
Bölgede ki son gelişmeleri İlke Haber Ajansı`na değerlendiren Doğu -Batı Kardeşlik Platformu sözcüsü Hasan Ünal, PKK`nın çözüm sürecinde, son zamanlarda gerçekleştirdiği saldırıları Kürt halkına en büyük ihanet olarak yorumladı.
BURSA - Çözüm süreciyle ilgili yapmış olduğu çalışmalarla gündeme gelen Doğu- Batı kardeşlik Platformu sözcüsü Hasan Ünal, son gelişmeleri İlke Haber Ajansı’na değerlendirdi. Ünal, PKK’nın çözüm sürecinde, son zamanlarda gerçekleştirdiği saldırıların Kürt halkına en büyük ihanet olduğunu söyledi.
Kürt halkının kendisini temsil etme fırsatını bulamadığını ve düşüncelerini özgürce dile getirme imkânı bulamadığını ifade eden Ünal, “Çözüm süreciyle birlikte Kürt halkı üzerindeki baskı ciddi anlamda hafifledi. Ortadan kalktı demiyoruz ama baskının ciddi anlamda hafiflediğini söyleyebiliriz. Bu da topumun rahatlamasına yol açtı. Bugüne kadar söyleyemediği her şeyi rahatça söylemeye başladı Kürt halkı.” dedi.
“PKK son zamanlarda bir takım taşkınlıklar içine girdi”
Toplumun rahatlaması serbestçe düşüncelerini ifade ediyor olmasının PKK’nın silahlı baskılarından sindirilmişlik duygusunu ortadan kaldırdığına dikkat çeken Ünal, “Bu da PKK’nın gücünü ciddi anlamda zaafa uğrattı. Dolaysıyla çözüm süreci çerçevesinde silahlı gücünden kaynaklanan otoritesini zaafa uğradığını düşünen PKK`nin, son zamanlarda gücünü yeniden toparlamak için halen burada olduğunu göstermek ve belirtmek için bir takım taşkınlıklar içerisine girdiği anlaşılıyor.”diye konuştu.
“PKK’nın yaptığı Kürt toplumuna en büyük ihanettir”
“PKK bu taşkınlıklardan bir sonuç alır mı? Kendi amaçlarına hedeflerine hizmet eder mi tüm Kürt toplumuna yarar sağlar mı? Bunun üzerine ciddi bir şekilde düşünmeye bile gerek kalmaksızın söylenecek tek bir cümle var. "O da bu Kürt toplumuna yapılacak en büyük ihanettir.” diyen Ünal, “Zira çözüm sürecini yüzde 100 destekleyen bir toplum var yüzde 100 destek veren Kürt toplumuna rağmen Kürt halkı adına mücadele verdiğini söyleyen PKK’nın takındığı bir tutum ve tavır var. Bunun ortadan kaldırılması lazım. PKK’nın silahlı eylemlerinin yol kesmelerinin adam kaçırmalarının ya da bir takım cinayetlere teşebbüs etmelerinin önünün her halükarda kesilmesi lazım.” ifadelerini kullandı.
“Herkes Kürt halkının geleceğini kurtarmak adına her türlü tedbiri almak zorundadır”
Bu durumun bir güvenlik sorunu olduğuna vurgu yapan Ünal, “Öncelikle şunu ifade etmek lazım, barış sürecinden memnuniyet duyan Kürt halkının geleceğini kurtarmak adına bölgede var olan tüm taraflar ellerinden gelen gayreti göstermek mecburiyetindedirler diye düşünüyorum." dedi.
“PKK pazarlık gücünü arttımaya çalışıyor”
PKK’nın son zamanlarda yaptığı taşkınlıkların sebebine de değinen Ünal şöyle konuştu: “PKK niye böyle yapıyor? Bu soruya verilecek cevap açık ve basit PKK, pazarlık gücünü arttırmaya çalışıyor. Türkiye’nin içinden geçtiği zor süreci dikkate aldığımızda bu tür kışkırtmaların arkasında, tahriklerin arkasında kimi karanlık odakların bulunabileceğini de tahmin etmek zor değil. PKK’nın son zamanlarda saldırılarının artırmasındaki amaçları arasında seçim süreçlerini sabote etme veya uluslararası güç odaklarının maksatlarına hizmet etmeye yönelik bir niyet olabilir mi?
Pazarlık güçlerini artırmaya yönelik bir tavır içerisine girmiş olabilirler mi? Bunlardan hangisi olursa olsun sonuç itibariyle PKK’nın bu yaklaşımlarının hiç birisi PKK’ya yarar sağlamıyor. Ve çözüm sürecine de zarar veriyor.”
“PKK’nın taşkınlıkları Kürt toplumunu rahatsız ediyor”
PKK’nın yapacağı taşkınlığın hükümete zarar vermediğini ve Kürt toplumunu rahatsız ettiğine dikkat çeken Ünal, yapılan saldırıların Kürt toplumunun geleceğini ortadan kaldırdığını ve yeniden çatışma süreci riskini artırdığını söyledi.
Ünal, PKK’nın bu konudaki saldırılarını arttırması durumunda Kürt toplumunun eskiden olmadığı kadar çok daha güçlü bir şekilde sesini yükselteceğini vurguladı.
“HÜDA PAR başkanının kaçırılması, Dargeçit`te HÜDA PAR’a yakın birinin katledilmesi de bu amaca yönelik”
PKK’nın pazarlık payını artırmak ve her an bir çatışma ortamı başlatabileceği tehdidi ile bu tavra büründüğünü kaydeden Ünal, “HÜDA PAR Dicle ilçe başkanının kaçırılması da Mardin’in Dargeçit ilçesinde HÜDA PAR’a yakın bir vatandaşımızın katledilmesi de bu amaca yönelik diye düşünüyorum. Yani PKK, her an bir çatışma ortamının başlatabileceği tehdidi ile birilerine mesaj vermeye çalışıyor. Ya da güvenlik güçlerini kendisine karşı cevap vermeye zorlayacak olmazsa bölgedeki ciddi taraflardan biri olarak kabul edilen HÜDA PAR’ı kendisine karşı cevap vermeye zorlayacak.” şeklinde konuştu.
“HÜDA PAR’ın bu yaklaşımlarını takdirle karşılamak gerekir”
Bunun amacına ulaşmaması için devletin son derece sağduyulu ve dikkatli olması gerektiğini ifade edeb Ünal, “HÜDA PAR da, yıllardır benimsediği yeni politik mücadele tarzını değiştirmemesi gerekiyor. Doğrusu bu yaklaşımlarını takdirle karşılamak gerekir.”diye konuştu.
Doğu-Batı Kardeşlik Platformu olarak bölgedeki gelişmeleri oradaki temsilcilerle görüşüp değerlendirdiklerini belirten Ünal, “Özellikle, çocuğumu geri istiyorum, diyen annelere nasıl destek olabiliriz Kürt toplumunu cesaretlendirecek yüreklendirecek, kendisini ifade etme imkanını daha da artırabilecek bir çalışma yapabilir miyiz bunun değerlendirmesi içersindeyiz.”dedi.
Annelerin bugün Diyarbakır’da çocuğumu istiyorum eylemiyle ortaya çıkmış olmalarını PKK’nın bölge üzerindeki baskının hafiflemesi olarak gördüklerini söyleyen Ünal, “Bugün masumane ve haklı bir taleple, çocuğu istiyorum, diyen o annelere karşı oradaki çevrelerin takındığı o olumsuz tutumu da asla tasvip etmiyoruz. Oradaki Kürt annelerin eylemlerinin doğusuyla batısıyla desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Hükümet böylesi masumane bir eylemin varlığının bastırılmasına izin vermemeli”
Sivil toplum kuruluşlarına bu konuda ciddi görev düştüğü kanaatinde olduklarının dile getiren Ünal, “Bu annelerin yanında yer almalılar onların yanında vicdanlarının sesinin yanında olduklarını göstermek zorundalar. Ve her şeyden evvel de hükümet böylesi masumane bir eylemin varlığının bastırılmasına izin vermemeli diye düşünüyoruz. O eylemin özgürce yapılabilmesi için gerekli tedbirleri alması gerektiğini düşünüyoruz.” şeklinde konuştu.
“Batıdaki anneler de doğudaki anneler kadar tedirgin oluyorlar”
Yaşanan gerginliklerin batıdaki anneleri de çok tedirgin ettiğini ifade eden Ünal, “Bu tür terör saldırıları nedeniyle yeniden çatışma sürecinin başlayacağı korkusuyla en batıdaki annenin yüreği de o kadar tedirgin oluyor. Zira çatışma demek batıdaki ve doğudaki annelerin ve ailelerin evlatlarını kaybetmesi demektir. Aslında oradaki Kürt annelerinin sadece kendi çocuklarını korumaya yönelik bir eyleme başvurmadıklarını aynı zamanda ülkenin tüm bölgelerindeki annelerini rahatlatmaya yönelik bir eyleme katıldıklarını belirtmek istiyorum. Kendilerini takdirle karşılıyoruz.”şeklinde konuşarak sözlerini noktaladı. (Zeki Aras - İLKHA)