ŞANLIURFA – Diyarbakır’da Büyükşehir Belediyesi önünde dağa kaçırılan çocuklarının geri getirilmesi için eylem yapan ve belediye çalışanlarının saldırısına uğrayan ailelere destek gelmeye devam ediyor.

Hilvan’da yaptığı faaliyetlerle takdir toplayan Selam Der, yaptığı basın açıklamasıyla, ailelere destek verdi. Çocukların ailelerine teslim edilmesini istedi.

Dernek binasında yapılan basın açıklamasını Cemal Çınar Hoca okudu.

Saldırganlıklara son verilmesini isteyen Çınar, “Kaçırdığınız çocukları ailelerine getirip

teslim ediniz. Kendiniz dışındaki oluşumlara saygılı olunuz. Bu konuda sorumluluk sahibi herkesi insan hak ve hürriyetleri çerçevesinde üzerine düşeni yapmak için cesur davranmaya davet ediyoruz” dedi.

İnsanın eşrefi mahlûk olduğunu belirten Çınar, “İnancımıza göre, insan varlık olarak saygındır. İnsan dünyanın imarı ile mükellef tutulmuştur. İslam’ın tebliği ve cihadı da bu konudaki özgürlüklerin kısıtlanmasına karşı yapılan bir saha ıslahıdır. Herkes, dinini, inancını, fikrini ve düşüncesini rahatlıkla söyleyebilme hakkına sahiptir. Bütün peygamberler Rabbimiz tarafından bunu yaygınlaştırmak ve karşıtı olan zulmü, hakareti ortadan kaldırmak için görevlendirilmişlerdir” şeklinde konuştu.

Hz. Adem’in oğulları Habil ile Kabil’e dikkat çeken Çınar, “Kardeşi olan Habil’i tehdit olarak görüp onu öldürmeye kalkması ile hak batıl mücadelesi başlamıştır. Kabil ve onun yolunda olanlar toplumda hak sadece benimdir, bana uymayanı yok etmek de en doğal hakkımdır derler. İnsanlığın geçmiş tarihi azgınların bu saldırıları ile doludur“ ifadelerini kullandı.

Bir asırdan uzun bir süredir azgın zalimlerin elinden dünya mazlumlarının kan ağladığını vurgulayan Çınar, “ Özelde de memleketimiz, hususen doğu ve güneydoğunun mağdur coğrafyası, zalimlerden hep zulüm görmektedir. Bu bölgede zalim değişse de zulüm hiç değişmedi. Dün resmi ideolojinin tek tipleme dayatma politikası ile bu aziz ve asil Müslüman halk zulümlerin her çeşidini gördü. Bu gün sosyalizmin kendini saha amiri olarak görüp, kendi dışındaki sağ olsun, sol olsun, dindar olsun, olmasın herkesi birer potansiyel suç görüp imhaya çalışmasının rejimden ne farkı var?  İnsan kaçırma, yol kesme, köy basma, şantiyeler basma, kadınlara silah doğrultmak… Özellikle de bilinçli İslami kurum ve kuruluşlara savaş açıp aleni saldırma halkın hakkını savunma ile tarif etmek mümkün mü? Bu eylemlerle bir halkın hakkını savunma gibi çelişkiye düşmeyin. Artık baskı ve silahın değil, fikrin, kalemin konuşabildiği bir toplum kurmaya çalışalım” dedi.

Hükümete seslenen Çınar, “Biz buradan size de ne üzere anlaşmaya oturduğunuzu bilmediğimiz hükümet ve malum birimlerine sesleniyoruz; Aziz ve asil olan Müslüman halkımızın hakkı MİT ile PKK arası bir pazarlık konusu sakın ha sakın etmeyiniz. Buna hiç kimsenin hakkı yoktur. Silahların tamamen bırakıldığı her insan gibi doğu insanı olarak bizlerin de hakkıdır. Bu konuda atılacak her türlü iyi adımı da defalarca desteklediğimizi söyledik ve buradan bir daha haykırıyoruz” ifadelerini kullandı.

BDP çevresine de seslenen Çınar, “BDP/ HDP/KCK/ PKK, sol gurubun dün yakındığı yanlışa kendisi bu gün aynı duruma düştüğünün farkına varması lazım. Fikrine güvenen silaha sarılmaz. Düne kadar rejim güçlerine karşı kullandığınız silahlarınızı, MİT’ le anlaşmaya oturup, bitkin, yorgun ve mazlum Kürt halkına niye kullanıyorsunuz. Baskı ile kimsenin kimseyi yok edemeyeceğine dair tarihi tecrübeniz mevcuttur” şeklinde konuştu.(Mehmet Can Yardımcı-İLKHA)