Rutin İstihbarat Paylaşımı
Hüseyin Kaya / Doğruhaber / Yorum
Çağlayan adliyesinde görülen Mavi Marmara davasında beklenmeyen bir gelişme oldu ve İsrailli eski askerlere “yakalama kararı” çıkarıldı.
“Beklenmeyen” diyorum çünkü Kayseri’de 3. Asliye hukuk mahkemesi “israilin yargılanamayacağına” karar vermiş ve Furkan Doğan’ın ailesinin açtığı davayı reddetmişti. Hakimin “Giderken bize mi sordunuz?” şeklindeki sözleri ile Pensilvanya’nın “otoriteden izin alınmalıydı” sözleri arasında paralel bir bağ var mıydı bilmiyorum; ama ortada bir hukuk garabetinin olduğu kesindi.
Bu arada yapılan kimi açıklamalar “paralel”liğin çok farklı alanlarda da sürdürüldüğünü ortaya koydu.
İHH başkanı Bülent Yıldırım, Mavi Marmara saldırısı sonrası İsrail tarafından sorgulandıklarında kendisine “Selam
Örgütü”ne dair sorular sorulduğunu açıklamış.
Evet, tam 4 (dört) yıl önceki bir sorgudan söz ediyoruz.
Dört yıl önce İsrail istihbaratçıları ve yargısı B. Yıldırım’a “Selam Örgütü”nü sormuş.
Neden rakamları böyle vurguladığımı merak ediyorsunuz tabii.
4 Mayıs 2014 tarihli Zaman Gazetesinin bir haberinden dolayı.
Selam örgütü hakkında dinleme kararı veren Savcı Adnan Çimen o tarihlerde bir açıklama yapmış. Savcı Çimen açıklamasında 7 bin kişinin değil sadece 230 kişinin dinlendiğini söyledikten sonra şu ilginç ifadeleri kullanıyor.
“Ülkenin faili meçhul cinayetlerle karışması ve kaos ortamının oluşması için faaliyet içinde olan yapılar ve arkalarındaki irade kimdir?
Müvekkilim ve ilgili cumhuriyet savcılarınca yaklaşık (3) yıl boyunca gizlilik içerisinde yürütülen soruşturma neden deşifre edilmiştir?”
Dört yıl önce israil’de sorulan “Selam örgütü” Türkiye’de üç yıldır soruşturma konusu olmuştur.
Ya da soruşturma israil’de başlatılmış ve Türkiye’de devam ettirilmiştir.
Yoksa siz de bu olaya “rutin bir istihbarat paylaşımı” mı diyorsunuz?
İyi de istihbarat paylaşımı istihbaratçılar arasında olmaz mı?
Hakan Fidan 25 Mayıs 2010 tarihinde MİT müsteşarı oldu.
Mavi Marmara olayı 31 Mayıs 2010 tarihinde vuku buldu.
Yani İsrail bu paylaşımı Hakan Fidan ile yapmamış.
Pardon nerdeyse unutuyordum, Hakan Fidan da “Selam Örgütü”nün zanlıları arasındaydı.
Demek ki mesele “Rutin bir istihbarat paylaşımı” değilmiş.
Paralel çalışma mı, eşgüdüm mü, hiyerarşik zincir mi bilemiyorum.