Yapıcıoğlu: `Siyasete Kan Bulaşmıştır`
Mardin`in Dargeçit ilçesinde düzenlenen suikastla Mehmet Uğurtay`ın katledilmesi ve HÜDA PAR Dicle ilçe temsilcisinin kaçırılmasından PKK/BDP`yi sorumlu tutan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, "Bu bir savaş ilanıdır" dedi.
DİYARBAKIR - Mardin`in Dargeçit ilçesinde düzenlenen suikastla katledilen Mehmet Uğurtay`ın naşı otopsi için Diyarbakır Dağkapı`da bulunan Selahaddin Eyyübi Araştırma Hastanesi morguna getirildi.
Burada toplanan Uğurtay`ın sevenleri ve HÜDA PAR üyeleri sık sık PKK aleyhine sloganlar attı. Tekbir getiren kalabalık, "Lailahe İlallah PKK lanetullah, Zalimler için yaşasın Cehennem, Katil PKK Kürdistan`dan defol, PKK şaşırma sabrımızı taşırma" şeklinde sloganlar atıldı.
Hastane önünde İLKHA`ya açıklamalarda bulunan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, saldırılardan PKK/BDP`yi sorumlu tutarak sert uyarılarda bulundu.
Geçtiğimiz günlerde HÜDA PAR Lice Belediye meclis adayı Mikail Ayık`ın kaçırılmak istenmesi ardından da ailesine ateş açılarak katliam girişiminde bulunulmasını da hatırlatan Yapıcıoğlu, siyasete kan bulaştırıldığını belirterek, "Bu bir savaş ilanıdır" dedi.
PKK/BDP seçimden sonra da saldırılarını sürdürdü
Yapıcıoğlu şöyle konuştu: "Yaklaşık bir buçuk yıl önce Hür Dava Partisini kurarak yola çıktık. Hür Dava Partisi kurulduğunda Kürdistan`da ikili bir yapı vardı. BDP ve AK Partiydi bu iki parti. 15 ay sonra girdiğimiz ilk seçimde bölgenin 3`üncü siyasi gücü olduğumuz tescillendi. Öyle görünüyor ki, bu durumdan rahatsız olanlar var. 15 aylık süre içerisinde onlarca saldırı oldu, neredeyse her haftaya bir saldırı düşecek şekilde partimize, binalarımıza, adaylarımıza ve seçim çalışması yapan üyelerimize saldırılar oldu. Bu saldırılar nispeten küçük saldırılar olduğu için ve daha önce BDP sürekli seçim öncesi gerilim politikası uyguladığı için bunları fazla önemsemedik, hep sağduyu çağrısında bulunduk. Lakin özellikle seçimden sonra bu saldırıların devam etmesi, üstelik şiddetin de devam etmesi bunun sadece bir gerginlik politikası olmadığını ortaya koyuyor.
"Siyasete kan bulaştırdılar"
Yine kamuoyunun malumudur, seçimlerden önce BDP`li yöneticilerden kadın eş başkan, `eğer HÜDA PAR bir siyasi partiyse siyaset yapsın` demişti. Biz temiz ve dürüst bir siyaset yaptık fakat bizim bu siyasetimize silahla karşılık verdiler. Bundan 2 hafta önce Lice Belediye meclis adayımızı kaçırmaya teşebbüs ettiler. Adayımız Mikail Ayık direnince kendisine ve akrabalarına ateş açtılar. Kendisi, kızı ve ağabeyi bu olayda yaralandı. Tesellimiz can kaybının olmamasıdır. Fakat bugün işi daha ileri boyuta götürdüler. Saat 15.00 sıralarında Dargeçit`te partimiz seçim sürecinde aktif çalışanı olan Mehmet kardeşimizi şehit ettiler siyasete kan bulaştırdılar. Bizim siyasetimize silahla karşılık verdiler.
"Dicle ilçe temsilcimiz kaçırıldı"
Henüz otopsi yapılmadı. Şuanda Mehmet kardeşimizin naşı morgda bekletiliyor, savcı bekleniyor. Daha cenazemizi defnetmeden Dicle ilçe temsilcimizin yine PKK çeteleri tarafından kaçırıldığı haberini aldık.
"Bir savaş ilanıdır"
Aslında bu bir savaş ilanıdır fakat sözle dile getirmeye cesaret edemedikleri bir savaş ilanı. Sözle hep siyaset yapmamız gerektiğinden, kendilerinin de siyaset yaptığından bahsediyorlar. Fakat alttan alta fiilen bir savaş ilanında bulunuyorlar.
Daha önce de söyledik Hz Resulullah`ın (sav) diliyle biz fitnecileri lanetliyoruz, fitne uykudadır, onu uyandırana Allah lanet etsin. Allah`tan dileğimiz bu fitne ateşinin için de bu ateşi yakanların yanmasıdır.
"Huzur ve güven ortamı bozulursa hiç kimse, hiçbir yerde güvende olmaz"
Kürtlerin kendi içlerinde çatışması Kürtlere fayda getirmez, bundan en büyük zararı Kürtler görecek. Biz bunu istemiyoruz bunu defaatle dile getirdik. Fakat birileri kendi siyasi çıkarları için Kürtleri birbirine düşürmeye çalışıyor. Bu net bir şekilde görülüyor. Eğer huzur ve güven ortamı bozulursa bu ortamı bozanlar da bilsinler ki, eğer güven kalmazsa hiç kimse hiçbir yerde artık güvende olmayacaktır.
40 yıldır siyasetlerini kan üzerine inşa edenler, kandan beslenenler son bir buçuk yıldır nispeten bir huzur ortamı oluşunca, cenazeler gelmeyince daha önce de söylediğim gibi kendilerini sudan çıkmış balık gibi hissetmeye başladılar. Bu nedenle hep taze kana ihtiyaç duyuyorlar. Bu son olay da bunun göstergesidir.
"Hükümet ve AK Parti de saldırılardan sorumludur"
Burada şunu ifade etmek istiyorum, hem bu saldırının hem de kaçırmanın sorumlusu bizatihi BDP`dir, BDP`nin yöneticileridir. Ayrıca hükümet ve AK Parti de bundan sorumludur. Biraz önce söylediğim gibi bölgede ikili bir yapı vardı. Üçüncü bir siyasi güç olarak HÜDA PAR`ın siyaset sahnesine çıkmasından rahatsız olmalılar ki, her ikisi birden bu güne kadar yapılan onlarca saldırıdan bir tekinin bile aydınlatılmadığı herkesin malumudur. Öyleyse bu saldırılardan BDP gibi AK Parti de, onun başı da ve hükümet de sorumludur. Fakat bu tarz siyaset tarzı değildir, resmen bir savaştır, savaş ilan edilmiştir.
"Karşımızdakiler vahşi çete üyesidir"
Şunu da ilave edeyim, şuradan sizin aracılığınızla bir çağrıda bulunmak istiyorum, bütün HÜDA PAR ailesine bir daha böylesi acılar yaşamak istemiyorsak, herkes karşılarındaki rakiplerinin sadece siyasetçi olmadıklarını vahşi bir çete olduğunu bilsin buna göre davransın, buna göre tedbirini alsın.
BDP`ye de bir çağrımız vardır, kaçırılan Dicle temsilcimiz kılına zarar gelmeden biran önce serbest bırakılsın, aksi takdirde bunun da sorumluluğunu taşıyacaklardır."
Yapıcıoğlu`nun açıklamalarının ardından da tekbirler getiren kalabalık, "Katil PKK Kürdistan`dan defol, PKK`nin korkusu Hizbullah`ın ordusu, dişe diş kana kan intikam intikam, Biji Biji Hizbullah PKK lanetullah" gibi sloganlar attı.
(İLKHA)