Putin, Karşı Devrimle Doğu Ukraynada Savaşı Kazanıyor
Rusya Devlet Başkanı Putin geçtiğimiz kış, Soçide oyun oynarken, Avrupanın sağladığı ayaklanma sonucunda Ukraynayı kaybetmişti. Ancak Putin karşı devrim ile bu savaşı kazanmaya başladı
Riyad Makaev/Doğruhaber / Analiz
11 Mayıs’ta gerçekleştirilen referandum, “demokratik sürecin” bir kaba parodisi olmasına rağmen yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin meşruiyetini şimdiden baltalıyor. Rusya Devlet Başkanı Putin, ABD-AB’nin yaptırımları karşısında yeterince ekonomik bir ağrı hissetmedikçe Batı’ya doğru hareket etmeye de devam edecektir.
Ukrayna’da büyüyen gümbürtü, şiddet olayları ve Doğu Ukrayna’da eşlik eden referandumlar yakında Ukrayna krizini ne Putin’in ne Kiev yetkililerinin ne de Batı’nın kontrol etmesi mümkün olmayacak tehlikeli bir yöne çekecektir. Çünkü Putin’in Doğu Ukrayna’da referandumları erteleme isteğine rağmen gerçekleştirilmiş olması, Ukrayna’daki olayların kendiliğinden ivme kazandığının bir göstergesi olarak yorumlanabilir.
11 Mayıs’ta Doğu Ukraynalı ayrılıkçılar Kiev’in tüm müdahalelerine rağmen bölgenin özerkliği için referandum düzenlemiş oldu. 12 Mayıs’ta ise ayrılıkçıların lideri “egemen” topraklarından Ukrayna askerlerinin çekilmesi talebinde bulundu ve Donbass’ın Rusya’ya ilhakı için Rusya’ya başvurdu.
PUTİN HEDEFİNE ULAŞMAK İÇİN HER YOLU DENİYOR
Kremlin, Donbass’ın katılım isteğine doğrudan cevap vermedi, ama “halkın iradesine saygı duyuyoruz” ve “çözüm için herhangi bir arabuluculuk görevi”ni memnuniyetle üstleneceğini söyledi. Aslında Putin yönetiminin taktiği, ABD-AB yönetimi gibi önce problem yaratmak ve sonra çözüm için arabuluculuk önermektir. Batılı liderlerin oldukça az adımlar attığını hisseden “Judoda siyah kuşağa sahip” Putin, tam ölçekli işgale başvurmadan, Ukrayna’da kendi hedeflerine ulaşmak için çalışıyor.
Putin, şimdiye kadar ekonomik yaptırımlar karşısında yeterli acıyı hissetmiş değil. Bundan dolayı Doğu Ukrayna’yı Rusya’ya katma ve geri kalan bölgeleri karıştırmak üzerindeki planından vazgeçmesi mümkün değildir. Dolayısıyla Ukrayna’nın doğusundan Batı’sına doğru hareket etmeye devam edecektir.
Doğu Ukraynalı ayrılıkçılar şimdiden bir ikinci referandumdan bahsediyorlar. Bu sefer Rusya’ya bağlanmayı seçime götürecekler. Ancak, Putin yeni Ukrayna topraklarını Rusya’ya katmaya çalışmadığına inandırmak için elinden geleni yaptı. Aslında Putin’in gerçek amacı, sürekli Rusya’ya bağımlı olacak olan zayıf bir Kiev hükümeti ile Ukrayna federasyonu kurmak. Bu, Kiev’in ve Ukrayna’nın Batılı destekçileri ile ikinci bir müzakere durumunda kabul edilemez talepleri ile yüz yüze kalacakları anlamına geliyor. Putin olası bir müzakerede Kırım’ın Rusya’ya ilhakının tanınması ve Ukrayna’nın Avrupa ile siyasi ve ekonomik ilişkilerini inşa etmeyeceği garantisini talep edebilir.
RUS İŞGALİ, BÖLGENİN DENGESİNİ ALTÜST EDECEKTİR
Putin’in elinde şimdilik kozları bulunuyor ama Doğu Ukrayna’ya olası bir askeri işgal ve ilhakı durumunda ortaya çıkacak olan Batı yanlısı hissiyatın, ciddi ticari yaptırımların ve Ukrayna’da oluşacak ciddi ve güçlü anti-Rus direnişinin oluşturacağı tehlikenin ve muazzam ekonomik maliyetlerinin farkında olmalıdır. Ukrayna krizi Rusya’da Putin’in popülaritesini yükseltti, ancak askeri işgalin başlangıcı ile çok hızlı bir şekilde değişecektir. Rusya tarafından olası bir askeri işgal, bölgenin dengesinin altüst olmasına neden olacaktır.
Bu aşamada tarafların hiçbirinin elinde müzakerelere alternatif bir şey de yok ve şimdiki toplantı Cenevre’deki son toplantıda olduğu gibi boşuna egzersiz yapma lüksüne de fırsat bırakmayacaktır. Olay çok dağıldı ve ciddiyet kazandı.
Pazar günü gerçekleşen referandumlar, 25 Mayıs’ta planlanan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini şüphesiz zorlaştırmaktadır. Ayrılıkçı liderler bölgedeki seçmenleri Cumhurbaşkanlık seçimini boykot etmeleri yönünde teşvik ediyor. Rusya Devlet Başkanı Putin gerçekten Ukrayna’nın çöküşünü istemiyorsa, Donetsk ve Lugansk’ta referandumu organize eden ayrılıkçı liderlere “Rusya’ya” katılımın olmayacağını açıkça söylemesi lazım. Aksi takdirde bu referandumlar devam edebilir ve bölgede dediğimiz gibi dengeler bozulur ve kimsenin kontrol edemeyeceği olaylar yaşanabilir.
Eğer Kiev gerçekten kontrolü eline almak istiyorsa ve egemenliğini korumak istiyorsa, önce ABD-AB’den gelecek desteği unutması gerekir. ABD-AB hiç bir zaman verdiği desteğin bin mislini geri almayacaksa başkalarına destek vermez. Ukrayna’nın elinde ise onlara sunulacak bir şey yok, sadece ülkeyi verebilirler. Rus işgalinden kurtulmak için ise Rusya’ya ciddi askeri karşılık vermesi lazım. Ukrayna 48 milyonluk bir nüfusa sahip ve bu karşılığı verebilecek durumda.
Çeçenlerde bir söz var “Savaş sadece savaş ile durdurulabilir.” Bir antik Roma sözü ise “Savaş önlenemez, ancak düşmanın yararına geciktirilebilir” diyor. Bugün Ukrayna’da Rus işgaline ve ABD-AB oyunlarına karşı durabilecek iradeye sahip bir sürü gerçek vatansever insan bulunmaktadır. Ancak Ukrayna bunun farkına varmadan dağılabilir...