Soma`da Soldu Yüreklerimiz
Roboski, Reyhan`lı ve Van depreminden sonra gelen farklı bir acı haber idi Soma`daki maden faciası. Bu üç acının, her ne kadar dili ve ırkı ayrı bile olsa, inancı, çığlığı, duası ve ağıtları hep aynıydı.
Evet, nasıl ki dün Roboski, Reyhanlı ve Van`a ağıtlar yaktıysak, bugünde Soma için yakıyoruz ağıtlarımızı. Nasıl ki Mısır ve Suriye`nin mazlum halkı için ellerimizi göğe kaldırıp Rabbimize yalvardıysak, bugünde Soma için kalkıyor ellerimiz. Bu Ülke`nin evlatları, nasıl ki Van için tek yürek oldularsa şimdi de tek yürek ve tek gözyaşı olup Soma`ya akıveriyorlar.
Onlar maden işçileriydi...
Her işçi gibi evine helal rızıklar götürme endişesi ile çırpınanlardı. Günün tüm yorgunluğunu evine giderken yolda bırakan işçiler…
Bizler onları kararmış yüzlerinden ve nasırlı ellerinden tanıdık.
Bizler onları, fenerli kasketlerinden ve terli alınlarından tanıdık.
Bizler onları, yerin bilmem kaç kilometre derinliğinde sahurlarını yerlerken ve iftarlarını açarlarken tanıdık.
Şimdi ise onları, yanmış ve kararmış cansız bedenleriyle tanıyoruz.
Yüreklerimiz yanık, dokunsalar ağlayacak gibiyiz her birimiz.
Şimdi Soma`da yükselen ağıtlar Ülkemin her yerini sarıyor, tıpkı Roboskinin ağıtları gibi.
Onlar maden işçileriydi…
Ülkemizin Millet Vekilleri ‘on üç bin` lira maaşa imza atarlarken, gün yüzü görmeye hasret, yüzü kara ve elleri nasırlı maden işçilerinin bu maaşın onda birine layık görüldüğünü bilmemiz bizleri bir daha kahr ediveriyor.
Ülke yas tutmuş ümitle gelecek yeni bir iyi habere kilitlenmişken ‘gezi ruhçu/ulusalcı` (mazlum/mağdur bekçileri!)ellerine geçen bu fırsatı ‘en iyi nasıl kaosa` çevrilebilirin hesabına düşmeleri yine bizi başka bir kahrediveriyor.
Onlar, karanlık, sessiz ve kömür kokulu yolları kendilerine sırdaş edinenler idi.
Onlar, ekmeklerini taştan çıkarma adına simgeleşen onurlu duruşlar idi.
Onlar, bir baba, bir amca, bir dayı ve bir ağabey idi.
Şimdi onlara duadan başka bir yardım gönderemiyoruz.
"Ne olur Allah`ım! Onları katında sevindir…”
Yunus KUŞAN - Doğruhaber