Mısır`da Kadın Olmak
Mısır`da cunta rejimine karşı düzenlenen barışçıl gösterilere katıldıkları için tutuklanan kadınlar, şiddet ve çirkin hakaretlere maruz kalmaları yetmiyormuş gibi şimdi de cunta mahkemeleri tarafından müebbet ve idam cezalarına çarptırılıyor.
KAHİRE - Darbeyi Ret Meşrutiyete Destek Ulusal İttifak’ın düzenledikleri gösterilere katıldıkları gerekçesiyle tutuklanarak yargılanan, ardından da haklarında idam kararı verilen 683 Mısırlıdan 3’ünün kadın olduğu kaydedildi.
“Haklarında ölüm kararı verilen Mısırlı kadınlar şimdi idam edilecekleri günü bekliyor”
Mısır’da barışçıl gösterilere katıldıklarından dolayı haklarında idam kararı verilen kadınların isimlerinin Sali Abdüssettar, Hina Senusi ve Hina Cuma olduğu öğrenildi. Karakol yakma, polis öldürme gibi trajikomik suçlamalarla haklarında ölüm kararı verilen bu kadınlar, şimdi idam edilecekleri günü bekliyor.
“Mısır’da 53 kadına ceza verildi”
Darbeyi Ret Meşrutiyete Destek Ulusal İttifak’ın yaptığı açıklamaya göre; Mısır’da şuan sadece ‘Rabia’ amblemini taşıdıkları ve barışçıl gösterilerde bulundukları gerekçesiyle 53 kadına ceza verildi. Öte taraftan kadınlar hakkında açılmış ama henüz sonuçlanmamış birçok dava var.
Hatırlanacağı üzere Mısır’ın İskenderiye şehrinde Sabah 7 Hareketi üyesi 14 kadına 11’er yıl hapis cezası verilmişti. Uluslararası Af Örgütü’nün de eleştirilerine maruz kalan cunta yönetimi, sokaklardaki tepkiye daha fazla dayanamayarak geri adım atmış ve yargılanan kadınları serbest bırakmıştı.
Ezher Üniversitesi öğrencisi 5 kadına ceza
Cunta mahkemesi Ezher’li darbe karşıtı 17 öğrenciye 5’er yıl hapis ve 100 bin Cüneyh (30 bin TL) para cezası verdi. Bunların arasında Ala Seyyid, İfaf Ahmed, Hinadi Ahmed Mahmud, Refide İbrahim Ahmed, Esma Hamdi Abdusettar Hüseyin adında 5 kadın da var.
Öte taraftan; Yüsra Hatip, Ebrar el Enani ve Mine Mustafa isimli 3 kadın hakkında ‘Yasaklı bir örgüte mensup olma’ gerekçesi ile müebbet hapis cezası verildi. Mısır savcılığı ise bu 3 kadını “Mısır askeri aleyhinde slogan atma, şiddete karışma ve patlayıcı maddeler kullanma” iddialarıyla suçladı.
Hamile kadınlara şiddet…
Cunta zindanlarından, hamile kadınlar da kurtulamadı. Mısır’da tutuklanan hamile bir kadına çıkarıldığı mahkemede ne zaman doğuracağı soruldu. ‘Yarın doğurabilirim’ diyen kadının duruşması 15 gün daha ertelendi. Sonraki gün, ellerinin kelepçeleri bile çözülmeyen kadın, Hürriyet adını verdiği kız çocuğunu dünyaya getirdi.
Cuntanın tutuklu kadınlara karşı işlediği bazı suçlar…
Darbe aleyhinde yapılan gösterilerde tutuklanan kadınların, bulundukları zindanlarda psikolojik ve fiziki işkenceye maruz kaldıklarını ifade eden darbe karşıtları; elleri prangalı olan kadın mahkumlara karşı insanlık dışı muamelede yapan cunta polisinin, cinsel tacizde de bulunduğu belirtiyorlar.
Yöneticilerin eşlerine küstahlık…
Mısır cuntası barışçıl gösterilerde tutuklanan kadınların yanı sıra, İhvan’ın yöneticilerinin eşlerine karşı da çirkin saldırılarda bulunuyor.
Mısır’ın meşru Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin eşi, Müslüman Kardeşler Cemaati Mürşidi Muhammed Bedi-i ve Yardımcıları Hayrat Şatır ve Doctor Biltaci gibi bir çok yöneticinin eşi de şiddette teşvik iddiasıyla itham ediliyorlar. Müslüman Kardeşler Cemaati yöneticilerinin eşlerini bu iddialarla itham eden cunta, onları da tutuklu kadınların arasına katmayı amaçlıyor.
“Başörtülerimizi çıkartıp bizi dövdüler”
Barışçıl gösterilerde 16 yaşındaki kız kardeşi ile beraber tutuklanan 21 yaşındaki Ala Macid adında bir kadın, cuntanın ne kadar sinsi ve zalim olduğunu ağır bir tecrübe ile öğrendiğini şöyle anlattı: “Biz barışçıl gösterimizi yapıyorduk. Rabi ve Nahda meydanlarını dağıtan cunta polisi, bulunduğumuz gurubu dağıtmak için göz yaşartıcı bomba attı. Bize karşı gerçek mermi kullanıyorlardı. Canımızı korumak için binalara sığındık. Ben ve bir gurup kadın bir binaya sığındık. Bir gurup erkekte çatıya çıkmıştı. Bir de baktık ki bir gurup baltacı çetesi apartmana girmiş. Biz kadınlar “Hasbünallah ve nimel vekil” deyince onlar çok korktu. Ne yapacaklarını şaşırdılar. Küçük kızlara saldırıp dövmeye başladılar. Başörtülerimizi çıkartıp bizi dövdüler.”
Müslüman kadınlara işkence ve çirkin hakaretler…
Gözaltına alınışından sonraki sıkıntıları da paylaşan Ala Macid, “Beni ve kız kardeşimi sürükleyerek dışarı çıkardılar, nakil araçlarına bindirdiler. Bizi karakola götürdüler. Araçtan indiğimiz gibi bizi korkutmaya ve hırpalamaya başladılar. Daha sonra baltacı olduklarını düşündüğüm kadınları getirdiler. Beni aşağılarcasına aradılar. Bizim silah sakladığımızı söylüyorlardı. Telefonum başta olmak üzere şahsi tüm eşyalarımı benden aldılar. Daha sonra beni, bir kaç kadınında bulunduğu çok dar bir hücreye attılar. O kadar dardı ki zor sığıyorduk. Yaş olarak büyük olan bir kaç kadını serbest bıraktılar. Ama o kadar tehdit ve çirkin şeyler söylüyorlardı ki sevincimiz kursağımızda kalıyordu.”diyerek cuntacıların Müslüman kadınlara yönelik alçakça tavrını aktardı. (Fatih Varol İLKHA)