• DOLAR 34.429
  • EURO 36.382
  • ALTIN 2837.858
  • ...
SON DAKİKA
Astım tedavi edilebilir bir hastalıktır
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

DİYARBAKIR  - Astım hastalığının günümüzde kontrol altına alınabilir bir hastalık olduğunu söyleyen Ateş, toplumdaki yaygın hastalık korkusunun aşılabilmesi için her yıl 6 Mayıs’ta astım ile mücadele eden kurumların yaptıkları etkinliklerin gerekli bir mesaj olduğunu ifade etti.

Uzman Doktor Güngör Ateş ile yaptığımız röportaj

Astım nedir, nasıl bir hastalık olarak tanımlayabilirsiniz?
Ateş- Astım çok yaygın, problemli bir hastalıktır. Onun için önem verilmesi gereken bir hastalıktır diyebiliriz. Hem çocuklarda hem erişkinlerde en sık görülen hastalıklardan biridir. Belki de çocukluk yaş grubunun en sık görülen hastalığıdır.  Her 8 çocuktan birinin, her 12 erişkinden birinin astım olduğu biliniyor. Bu yüzden astım hastalığı bu kadar yaygın olması sebebiylede önemli bir hastalık olarak nitelendirilebilir. Ancak bu hastalığın önemi sadece sık görülmesinden dolayı değil, eğer doğru bir şekilde tedavi edilmez ve hasta kontrol altına alınmazsa; çocuklarda okula gidememe, erişkinlerde ise işe gidememe durumu ve neticede ölümle sonuçlana bilecek ciddi astım krizlerini tetikleyebilir.

 

Astımlı bir hastanın tanısı nasıl konulur?
Ateş-
Eğer ilk defa gelen bir hastaysa hastadan anemnez dediğimiz hastalık hikâyesini almak suretiyle bu hastalığın ne zaman başladığı şikâyetlerinin değişip değişmediği, daha önce olup olmadığı, ne zamandan beri sürmekte olduğu gibi gelişmeler elde ediliyor. Bundan sonraki aşama bir takım kan tetkikleri, akciğer grafisi ve solunum fonksiyon testlerinin yapılmasıdır. Bazı hastalarda da alerji testi yapılmaktadır. Bu testler tamamlandıktan sonra iyi bir öykü ile beraber astım olup olmadığı tanısını elde etmek mümkün oluyor.

 

Astım kronikleşmişse hasta bununla bir ömür bu hatalıkla birlikte yaşamak zorundadır. Böyle bir hastayı nasıl bir tedavi süreci bekliyor?
Ateş- Bugün 6 Mayıs Dünya Astım Günü. Dünyada astıma karşı bir küresel girişim grubu  var. Bu küresel girişimin Türkiye’de de partneri ise Türk toraks derneği. Bu toplumsal kuruluşlarının hepsinde ortak amaç, astım hastalarının çaresiz olmadıklarını, astımın tedavi edilemez bir hastalık olmadığını, doğru bir tedavi ve eğitimle hastalığın kontrol altına alınabileceğini göstermektir.

 

Kontrol altına alma kavramının altını dolduracak olursak neyi ifade ediyoruz?
Ateş- Kontrol kavramıyla; bir kere hastanın günlük yaşam aktivitelerinden geri kalmamasını kastediyoruz. İkinci olarak; Gündüz şikâyetlerinin astıma bağlı olarak saydığımız şikâyetlerinin olmamasını sağlamak, gece şikâyetleri ise; astım nedeniyle sık sık uyanmaması, kurtarıcı ilaç dediğimiz ilaçları krizler nedeniyle sık sık kullanmak zorunda kalmaması ve solunum fonksiyon testlerinin normal olmasıdır. Böyle bir durumda astım hastalığını kontrol altına aldığımızı ve bu şekilde tedaviyi başarıyla devam ettiğimizi gösteren bu kriterler oluşur.  Bu durum tansiyon hastasının hastalığını kontrol altına alması gibi bir durumdur. Bu yüzden astım hastalığı günümüzde kontrol altına alınabilir, tedavi edilebilir bir hastalıktır. Toplumdaki yaygın hastalık korkusunun aşılabilmesi için bu gerekli bir mesajdır.

 

Sağlıklı beslenmenin hastalıkla mücadelede önemi nedir?
Ateş- Astımlı hastalarda beslenme durumu farklılık arz edebilir. Şöyle ki; Astımlı hastalarda alerji potansiyeli olan besinlerden dolayı kendini gösteren alerjik bir belirti varsa o gıdalardan uzak durulması gerekir. Çocukluk yaş grubunda böyle bir potansiyel daha yüksek. Erişkinlerde ise gıdaların astımı kötüleştirme potansiyeli daha azdır. Yinede bu konuda kişinin kendini yedikten sonra rahatsız olacağı gıdalara karşı muhafaza etmesi gerekiyor.

 

İkincisi gıdaların fazla alınması veya düzenli beslenmemesinden kaynaklanan bir beslenme engeli olarak kabul edilebilir. Dengeli beslenmeme ile gelişen kilo alımı astımın kontrol altına alınmasını zorlaştırıyor. Tersten söyleyecek olursak; kilolu bir insanın zayıflamasıyla astımı kontrol altına alınması kolaylaşıyor, şikâyetler azalıyor, kullandığı ilaçlar azalıyor. Böylece tedavide başarıya ulaşma olasılığı çok daha artıyor.

 

Modern yaşamın astım hastalığının üzerindeki olumsuz etkilerini ve astımlı olan hastaların böylesi bir duruma karşı ne yapmalarını tavsiye edersiniz?
Ateş- Söylediğimiz tüm bu tedavilere ve alınan önlemlere rağmen dünyada astım hastalığı giderek artıyor. Bunu bir tek nedene bağlamak bugün için mümkün değil. Ama çevre kirliliğinin bunda önemli bir faktör olduğuna söyleyebiliriz. Sanayileşmenin bunda faktör olabileceği düşünülüyor. Bu yüzden durumuna göre bakıldığında şehirlerde, köylerden ve kırsaldan oran olarak astımın daha fazla görülmesi de hava kirliliğinin, sanayi gazlarının, yakıtların bunda katkısı olabilirliğini gösteriyor.

 

Astım hastalığı olanların nasıl kendisini korumasını öneriyorsunuz?
Ateş- Astımlı kişiler ister istemez çevre yönünden bir etkileşimi olacaktır. Mutlaka temel olarak birçok alerji yapıcı şeylerden uzak durmaları gerektiriyor. Bunun için yaşadıkları evlerin güneş gören, havalanması olan, temizliğe önem veren, taze gıdaların bulunduğu rüzgârlı havalarda kapı ve pencerelerin açılmaması ve dışarıya çıkmaması imkânı sağlayan ortamlar olmasına önem vermesi gerekir. (Fikret Özkan  - İLKHA)             
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir