Hüseyin Kaya / Doğruhaber / Yorum

HDP’ye geçişler başladı.

Cılız da olsa tepki gösterenler var. Aslında ben daha keskin eleştiriler bekliyordum; ama Pkk’ye yakın çevreler içinde sanıyorum dışarıya yansımayan bir gündem de var.

Bu eleştirilerin bir kısmı doğrudan Öcalan’a aktarılmış olmalı ki, onlara cevap verme gereği duymuş. Bakın Öcalan ne diyor:

“Kürtler içinde HDP’ye karşı çıkan ilkel, dar, küçük milliyetçi çevreler var. Aynı şekilde Türkler içinde de bu projeyi anlamamış sol gruplar ile sahte aydınlar olduğunu biliyorum. Ben HDP’yi, Türkiye’deki tüm emekçi halkları bir araya getirecek stratejik bir dostluk hamlesi olarak görüyorum.”

Demek ki, Kürtler içerisinde HDP projesine karşı çıkanlar, ilkel, dar, küçük milliyetçi gruplarmış.

Geçen hafta değişen önceliklerden söz etmiştim. Sanırım Öcalan’ın bu sözleri ile mesele daha net anlaşılmıştır.

Öcalan, milliyetçi Kürt gruplarını aşağılıyor ve onları Marksist kimlikleri ile ön plana çıkan Türk solunun kaşarlanmış

kişilerinin şemsiyesi altında toplanmaya çağırıyor.

Emekçi halklardan söz ediyor Öcalan.

Söylem sosyalist; ama inanın bana kasıt farklıdır.

Türk solu bu sloganlara kanıyor.

Öcalan, Marx’ı ve meşhur teorisyenleri uzun zaman önce aşmıştı ki, biz bunu avukat görüşmelerinden öğrenmiştik.

İmralı “derinleşen sakini” ile tarihte mümtaz bir yer edinecekti.

Teorik derinleşme yeni ufuklar açmıştı gözlerini İmralı’ya dikmiş olan “müridan” takımı için.

Yani ortada yeni bir ideoloji var ve sanırım adı “Apoizm”dir.

Türk solu bununla tam olarak karşılaştığında çok kısa bir sürede yeni bir “revizyonizm destanı” yazar ve yollar ayrılır.

Ama dediğim gibi melankolik devrimcilik dönemi sona erip bu ideoloji ile tam olarak karşılaştığında…