Arınç: `Cezalar Caydırıcı Değilse Arttırılması Gerekir`
Son dönemde artan çocuk cinayetleriyle ilgili konuşan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, "Cinayetler bu günkü maddelerle engellenemiyorsa, elbette cezalarını daha çok arttırmak gereklidir."ifadelerini kullandı.
BURSA - Başbakan Yardımcısı ve hükümet sözcüsü Bülent Arınç bir takım ziyaretler kapsamında Bursa’ya geldi. Son dönemde artan çocuk cinayetleriyle ilgili kabine üyeleri arasında idam tartışmalarının yeniden gündeme gelmesinin sorulması üzerine Arınç, "Şimdi Türkiye`de idam cezasını gerektiren suçlarda `ağırlaştırılmış müebbet` veya `müebbet hapis` var. Eğer çocuklar hakkında işlenen cinayetler caydırıcı olma vasfını taşımayan bu günkü Türk Ceza Kanunu`ndaki maddelerle engellenemiyorsa, elbette cezalarını daha çok arttırmak gereklidir. Bu konuda Adalet Bakanlığımızın bir çalışması var." dedi.
İznik, Yenişehir ve İnegöl belediye başkanlarını tebrik ederek ziyaret eden Arınç, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Arınç’ın aktif siyaset hayatı 2015’te bitiyor
AK Parti`de üç dönem kuralının devamı kararından, Cumhurbaşkanlığı seçimine, 17 Aralık operasyonlarından, son zamanlarda artan çocuk cinayetlerine kadar birçok konuya değinen Arınç, kendisinin MKYK üyesi olduğunu hatırlatarak, gelişmelerin tahmin ettiği şekilde gerçekleştiğini söyledi. Kendisinin de aktif siyaset hayatının 2015 yılında sona ereceğini açıklayan Arınç, üç dönem kuralıyla partilerde `lider oligarşisine` son vermenin amaçlandığını ifade etti.
Dün yapılan toplantıda çok güzel verilerin ortaya konulduğunu dile getiren Arınç, 2002, 2007 ve 2011 seçimlerinde partisinden toplam bin 31 milletvekilinin parlamentoya girdiğini ve bunların yarısına yakınının değişime uğradığını söyleyerek, "20 yıldır parlamentodayım. 3 dönemi AK Parti`de, 2 dönemi de farklı partilerde oldu. Siyaset aynı zamanda her yurttaşın da görevidir.”dedi.
“Takipsizlik kararı bakanla ilgili değil”
17 Aralık operasyonu kapsamında verilen takipsizlik kararı ile ilgili soruyu yanıtlayan Arınç, "17 Aralık ile ilgili pek çok iddialar var. Benim bilebildiğim kadarıyla dün bir savcılık, içinde Ali Ağaoğlu ve bazı imar ile ilgili kişilerin bulunduğu bir dosya hakkında, Sayın Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar`ın oğlunun da bulunduğu bir grup hakkında `takipsizlik` kararı verilmiş. Erdoğan Bayraktar`ın şahsı ile ilgili bir karar değil." şeklinde konuştu.
“Cumhurbaşkanı adayı 20 Mayıs’tan sonra açıklanacak”
Bir başka soru üzerine Arınç, AK Parti`nin Cumhurbaşkanı adayının 20 Mayıs sonrası açıklanacağını söyledi. Kendilerinin aceleleri olmadığını, psikolojik olarak da, güç olarak da çok üstün durumda olduklarını ifade eden Arınç, bu soruların muhalefete yöneltilmesini gerektiğini söyledi. Arınç, "Çünkü bizde hemen hemen üç aşağı beş yukarı kimin aday olacağı belli. Ya çed ya ped, demişler eskiler. Yani başka bir dilde üç veya dört anlamında. Ama bizde bir kişi belli en azından veya ikinci kişi belli. İnşallah ikisinden biri olacak gibi." diye konuştu.
“Cezalar caydırıcı değilse artırılması gerekir”
Son dönemde artan çocuk cinayetleriyle ile ilgilide açıklamalarda bulunan Arınç, “Şimdi Türkiye`de idam cezasını gerektiren suçlarda `ağırlaştırılmış müebbet` veya `müebbet hapis` var. Eğer çocuklar hakkında işlenen cinayetler caydırıcı olma vasfını taşımayan bu günkü Türk Ceza Kanunu`ndaki maddelerle engellenemiyorsa, elbette cezalarını daha çok arttırmak gereklidir. Bu konuda Adalet Bakanlığımızın bir çalışması var."diye konuştu.
“Türkiye`nin yaşadığı bu sosyal bunalımda, oynatılan dizilerin payı büyük”
Gençliğin uyuşturucu ve her türkü kötü alışkanlıklardan kurtarılması gerektiğini, bunun hükümetin görevleri arasında bulunduğunu dile getiren Arınç, "Toplumsal bazı sebepleri ve dikkatleri de ön plana almamız lazım. Mesela ben, RTÜK`de basından biraz sorumlu arkadaşınız olarak söylüyorum. Çok eleştirileceğimizi biliyorum. Pek çok televizyonumuzda lise çağındaki gençlere yönelik diziler. Okul sıralarında öğretmenlerine karşı hitapları, arkadaşlarla ilişkileri, kız yüzünden kavga etmeleri, genç yaşta bazı özentilere gitmeleri, lüks hayat özlemleri, çocukların ailesi ile olan ilişkileri o kadar büyük bir dejenerasyon halinde topluma naklediliyor ki. Ben Türkiye`nin yaşadığı bu sosyal bunalımda bu tür dizilerin eğer eğitici ve öğretici olmuyorsa, çok büyük payının olduğuna inanıyorum.”diye konuştu.
Toplumda ki bunalımın kaynaklarından bir tanesinin de Türkiye’de ki dizilerin olduğunu ifade eden, “Bakın tıbbi bir gerçekliktir: Buluga erme yaşı çok küçülmüştür Türkiye`de. Yani uyarılma yaşı eskiden kızlarımızda 13-14, gençlerde 15 iken, şimdi 8-9-10`lara kadar gerilemiştir. Bu iyi bir şey midir. Fizyolojik bir şeydir. Belki bunun önüne geçilemez. Ama çocuklarımızı çocuk yaşlarında cinsel açıdan uyaran pek çok etken var. Bu etkenler bizi hangi sonuca götürüyor. Ülkemizin çok ünlü pedagogları var. Onların bunları konuşması lazım.”diyerek Türkiye’de oynatılan dizilerin toplumda ki tahribatına dikkat çekti.
(Zeki Aras-İLKHA)