"Türkiye'de hukuk sistemi çarpık ve pespaye durumda"
Son zamanlarda artan ve giderek toplumu dehşete düşüren çocuk kaçırma olayları ve vahşice işlenen cinayetler hakkında Başbakan'ın "bunun hakkı idamdır" sözleri sonrası gündeme gelen idam cezasının geri getirilmesi tartışılıyor.
HABER MRK - Konu ile ilgili olarak bir açıklamada bulunan Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, bu tür insanları işleyecekleri suçlardan vaz geçirecek idamdan çok daha güçlü tedbirlerin alınması gerektiğini söyleyerek, “En masum varlıklar olan çocuklara karşı işlenen şiddet ve acımasızlıkların çözümü için ciddi bir aile içi eğitim planlaması gerekiyor” dedi.
“Aile içi eğitim şart!”
‘Çocuk tacizi ve cinayetleri ile ilgili idam çalışmamız var’ diyen Başbakan Erdoğan’ın beyanatıyla ilgili olarak, çocuklara dönük suçlarla mücadelede en kalıcı ve güçlü politikanın eğitimle gerçekleşebileceğini söyleyen Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, “Planlanan eğitim okul öncesinden başlayarak ilk ve ortaöğretimden yüksek öğretime kadar, yaygın eğitim programları dâhil tüm çerçevede ve bütünsellik içerisinde gerçekleştirilmelidir” diye konuştu.
Sorunu çok yönlü ele almak gerekiyor
Avcı çocuk ve kadınlara dönük şiddet ve cinayet vakalarının sürekli artıyor olmasını ise şöyle sıraladı:
-Hurafelerden, ucube geleneklerden ve riyakârlıktan arındırılmamış yanlış din eğitimi,
-Örfiyet, porno salgını, popüler kültür bombardımanı altında alabildiğine tahrik edilen ama tatmin edilemeyen libidosu şişmiş toplum,
-Evliliklerin zorlaşması,
-Artan eşcinsellik,
-Parçalanmış ailelerin sokağa düşen çocukları,
-Genel geçer medyanın, dizi ve sinema endüstrisinin zina şiddet ve suçu özendirmesi, cezaların caydırıcı olmaması,
-Türkiye’de hukuk ve adalet sisteminin feci çarpık ve pespaye düşme durumu
Toplum içerisinde şahısları olumsuz etkileyen etmenlere işaret eden Avcı, aile içi eğitim ve aile içi iletişimin çok önemli olduğuna vurgu yaptı.
Son yıllarda yaşanan cinsel istismar, ihmalkarlık ve çocuklara yönelik işlenen cinayetlerin istatistiki bilgilerini açıklayan Avcı, aile içinde cinsel istismarın aileler tarafından saklanmasının yaşanan olaylar hakkında net bir rakamın ortaya çıkmasını da engellediğini söyledi.
Avcı daha sonra şöyle devam etti, " Çocuk Hakları Merkezinin çocuk cinayetleri raporuna göre; 2012 yılında 609, 2013 yılında 633 çocuk devletin ihmalinden dolayı ölmüş. Uluslararası Çocuk Merkezi’nin verdiği rakamlara göre; Türkiye’de Ocak 2010 ile Kasım 2013 arasında 377 çocuk cinsel istismarı vakasına rastlanmış. 2011 yılına ait verilere göre; çocuğa karşı işlenen cinsel suç davalarının sayısı sadece 2011 yılında 18 bin 334 adet."
“Çocuk cinayet ve tecavüzleri af kapsamına alınmamalı!”
Avcı, çocuk taciz ve cinayetleriyle ilgili önemli bir zafiyetinde ‘ceza ve af’ boyutuyla adalet sistemini ilgilendirdiğini söyleyerek işin bu boyutunun da gözden kaçırılmaması gerektiğini ifade etti.
Avcı açıklamasının devamında, "Bu tür cezaların af kapsamına alınmaması, yargılama süreçlerinin hızlı sonuçlanması ve kamuoyunun verilen cezalarla ilgili bilgilendirilmesi, suçluların gözetim altında tutulması ve önleyici kolluk sisteminin geliştirilmesi gerekiyor." önerilerinde bulundu.
Uyuşturucu kullanımının artışı, çocuk cinayetlerini tetikliyor!
İşlenen bu vahşi cinayetlerde faillerin neredeyse tamamına yakınının psikolojik olarak hasta olduğunu ve verilere bakıldığında çocuk taciz ve tecavüzleriyle mücadelede, uyuşturucuyla mücadelenin öneminin bir kez daha ön plana çıktığını söyleyen Avcı, "Uyuşturucu kullanımının yaygınlaşması toplumdaki suç miktarını otomatik olarak artırıyor. Çocuk katillerinin profiline baktığımız zaman hemen hepsinin uyuşturucu kullandığını görüyoruz. Bu yüzden toplum bu konuyla ilgili bilgilendirilmelidir. Aile içi eğitim şarttır. İdam cezaları caydırıcılığı artırabilir fakat esas çözüm eğitim ve toplumu bilgilendirmekle olur." ifadelerini kullandı.
İdamlar, çocuk cinayet ve tecavüzlerini sonlandırmaz!
İdam'ın çocuk cinayetlerinin ve tecavüzlerin engellenmesinde yeterli bir adım olmayacağını, bundan dolayı çok daha güçlü tedbirlerin alınması gerektiğini vurgulayan Avcı, aile-toplum rehabilitasyonunun bu noktada çok daha önemli olduğunu söyledi. (Fikret Özkan -İLKHA)