• DOLAR 34.337
  • EURO 36.363
  • ALTIN 2837.959
  • ...
`Erdoğan`ın Aday Olması Durumunda Gül de Destekler`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

BURSA - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Biz inanıyor ve biliyoruz ki; Sayın Başbakanımız istişarelerinin sonucunda, Cumhurbaşkanlığına adaylığını koymak isterse sayın Cumhurbaşkanımız da bundan büyük bir onur duyacak ve onun adaylığını destekleyecektir" dedi.

Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe`ye göreve yeniden seçilmesi nedeniyle tebrik ziyaretinde bulunan Arınç, burada yaptığı konuşmada, Recep Altepe ile parti teşkilatlarını kutladı.

Arınç, partisinin nereden bakılırsa bakılsın büyük bir başarı kazandığını ifade ederek, dün Ankara`da "Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı"nı yaptıklarını, bu toplantıda yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ilgili arkadaşlarının bilgi sunumları olduğunu belirtti.

Bu çalışmaların, önümüzdeki süreçte daha farklı kademelerde devam edeceğini anlatan Arınç, Başbakan Erdoğan`ın, mayıs ayı ortalarında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşmesinin ardından kararını açıklayacağını ümit ettiklerini söyledi.

Arınç, AK Parti`nin girdiği bütün çalışmalardan başarıyla çıktığını vurgulayarak, "30 Mart seçimlerini nasıl büyük bir başarıyla kazandıysa, inşallah ağustos ayının sonlarına doğru yapılacak seçimlerde de yeni cumhurbaşkanımızı halkın oylarıyla seçmiş olacağız. Onun arkasından da bir yıl sonra inşallah 2015 genel seçimlerle de AK Parti`nin yeni bir iktidarını, tek başına başarısını hep beraber kutlamış olacağız" diye konuştu.

"Onur duyacak ve onun adaylığını destekleyecektir"

Bir gazetecinin, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül`ün "Bugünkü şartlar çerçevesinde benim gelecekle ilgili bir siyaset planım yok" şeklindeki açıklamasını hatırlatarak, değerlendirmesini sorması üzerine Arınç, şunları kaydetti:

"Bu yeni bir olay değil bildiğiniz gibi. Sayın Cumhurbaşkanımız da Sayın Başbakanımız da bu konuyu birlikte görüşeceklerini ve en olumlu şekilde sonuçlandıracaklarını ifade ediyorlar. Yani dün yaptıkları konuşmanın, üç gün evvel yaptıkları konuşmadan çok farklı bir yönü yok. Bunu farklı yorumlamaya da gerek yok. Ben de bazen konuşmalarımda, bazı arkadaşlarımız da sordukları zaman, verilen cevaplarda da söylüyoruz ki Sayın Başbakanımız ile Sayın Cumhurbaşkanımız iki arkadaş olarak, geçmişte bu partiyi kuranların önde gelenlerinden ikisi olarak, birbirlerinden Başbakanlığı devralmış insanlar olarak, Cumhurbaşkanı adaylığını, bizzat Sayın Başbakanımızın açıkladığı bir insan olarak, geçmiş hukuka dayanan çok samimi, çok dürüst ilişkileri var ve biz inanıyor ve biliyoruz ki; Sayın Başbakanımız istişarelerinin sonucunda, Cumhurbaşkanlığına adaylığını koymak isterse Sayın Cumhurbaşkanımız da bundan büyük bir onur duyacak ve onun adaylığını destekleyecektir."

"Sayın Cumhurbaşkanımızı üzüyor olabilir"

Arınç, bugün sadece Cumhurbaşkanı adayının kim olacağına yönelik soruların değil, onun ötesinde başka sorular ve ihtimallerin de konuşulduğunu anımsatarak, şöyle devam etti:

"Bence bu konu her iki tarafı da rencide edecek, üzecek ve bulundukları konumlarda kendilerini rahatsız edecek bir düzeye gelmemeli. Yani Sayın Başbakanımız Cumhurbaşkanı olacaksa, böyle bir karara varacaklarsa ve halkımız da bunu onaylayacaksa, bildiğiniz gibi başka adaylar da olacak ve Cumhurbaşkanlığı seçimi halk tarafından yapılacak hem de iki turda. Halkın da bunu onaylaması halinde AK Parti`nin başında 2015`e kadar kimin Başbakan olarak kalacağı, 2015`ten sonra partinin nasıl bir şekillenme içine gireceği de tartışılıyor. Bu tartışma şüphesiz anlamsız değil. AK Parti üç dönemdir tek başına iktidar olan parti, oylarını sürekli artıran bir parti ve çok önemli bir liderin başkanlığında bugünlere gelmiş olan bir parti. Bu başarı nasıl, kimlerle devam edecek? Parti nasıl bir şekillenme içerisine girecek? Herkesin bunları düşünmeye, bunun üzerinde fikir yürütmeye de doğrusu hakkı var. Ancak bu hesaplar yapılırken, Sayın Cumhurbaşkanımızı herhangi birisi olarak bu meselenin içerisinde bir aktör olarak düşünmek veya çeşitli ihtimallerde onun da ismini geçirmek, belki Sayın Cumhurbaşkanımızı üzüyor olabilir."

"Onun bu duruşuna, sözlerine çok iyi hak veriyorum"

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül`ü, asgari 1991`den beri tanıyan bir arkadaşı, dostu olarak çok iyi anlayabildiğini vurgulayan Arınç, şunları söyledi:

"Onun bu duruşuna, sözlerine çok iyi hak veriyorum. Lütfen herkes de ona saygı gösterme konusunda hiçbir şekilde eksikliği olmasın. Sayın Cumhurbaşkanımız son 7 yıllık Cumhurbaşkanlığı dönemini büyük bir başarıyla geçirmiş, anayasada tanınan görevleri büyük bir başarıyla yapmış ve hepimizin takdir ettiği çok saygın bir isimdir, vereceği kararı hepimiz saygıyla takip edeceğiz. Sayın Başbakanımızla bir araya mutlaka gelecekler ve önemli bir karar verecekler. Biz bu söylediklerinden farklı bir anlam çıkarmıyoruz. Kendisiyle her zaman görüşmekte, bazı konuları da istişare etmekteyiz. Sadece Sayın Cumhurbaşkanımıza ne kadar derin saygı duyduğumuzu ve onu ne kadar iyi anladığımızı bir kere daha takdir etmek isterim."

Kuru kavga peşindeyiz

Arınç, Bursa Büyükşehir Belediyesi, Türk Kadınları Kültür Derneği İstanbul Şubesi, Kerim Eğitim, Kültür ve Sağlık Vakfı tarafından Tayyare Kültür Merkezi`nde (TKM) düzenlenen "Uzaktaki Yakin: Uluslararası Hazreti Üftade Sempozyumu"nun açılışında da konuştu.

Sabah gazetelerin birinci sayfalarına baktığını, her zamanki malum haberler ve bu haberler üzerine yazılmış yorumları okuduğunu ifade eden Arınç, şöyle devam etti:

"İşi köpürtmek, başka noktalara çekmek, akla zarar yorumlar yapmak. Şöyle bir bakarım. Biraz sonra da onların (gazeteciler) huzurunda imtihan olacağız. Bu neden böyle konuştu, bu neyi amaçladı, bu sözün altında ne var, bunun sonu nereye varır, ağustosta ne olacak, eylülde ne ile karşılaşacağız? Borsa nasıl olacak, endeks nereye vuracak? Bunların kavgası var. Herkes bir yere gelmek, bir yerden gitmek, kendisine bir şeyler hazırlamak kavgasıyla meşgul. Evlerde bu kavga var. İş yerlerinde, sokakta bu kavga var. Kuru kavga peşindeyiz, hani sekülerlik kötü bir şey değil ama her şeyimiz çok dünyevileşti. Bütün hesaplar bunun üzerine. Oysa Hazreti Üftade ve benzerlerinin yaşadığı hayattan alacağımız çok örnekler var. İnsanların edepli olmaya çok ihtiyacı var, haya sahibi olmak çok büyük bir nimet, iffet sahibi olmak çok büyük bir zenginlik. Bunları bize hatırlatacak güzel örneklere ihtiyacımız var. `Kaba softalık`, merhum Necip Fazıl`ın deyimiyle, `kaba Müslümanlık`, `kaba önderlik` bize yakışmıyor. Bir estetik olmalı, bir edep olmalı, edipler edepli olmalı. Her şey nezaket içinde olmalı ve gönüllere hitap edilmeli, sadece ceplere değil veya mevkiler makamlar üzerine kavgalara değil."

"Bu kadar dünyevileşmek kötü"

Arınç, "Sesini yükseltme, sözünü yükselt" diye bir söz olduğunu, hiçbir şeyin bağırmakla çağırmakla olmadığını, sözün güçlü olması gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Toprağı işleyen yağmur sağanaktan daha bereketlidir. İnce ince yağar toprağı işler, bereket verir. Öbürü sel olur gelir, toprağı da alır götürür. Bizde şu anda sesini yükseltenler revaçta. Ne kadar çok bağırırsa, ne kadar gözleri çakmak çakmak olursa, gözlerinin damarları kırmızı kırmızı fırlarsa, boyunlarından damarlar fışkıracak hale gelirse iş yaptığını zannediyor ama söz yok. Yani sözün içinde hikmet olmalı. Sözün içinde bilgelik olmalı, o yok. Hepsini topla elliyle çarp, hiç. Hiçbir etkisi yok. Bence büyüklerin halleri, hareketleri, güzel sözlerinin bize faydası var. Bu kadar dünyevileşmek kötü. Uhrevileşelim mi? Hayır, iki taraflı dünyadayız. Elbette, mana alemini de ebedi hayatın da büyüklerimizin, önderlerimizin, şüphesiz Cenab-ı Hakkın bize emirleri, Kur`an-ı Kerim`i, Peygamberimizin sünnetleri, hadisleri, büyüklerin gösterdiği mürşitlerin büyük izleri bizler için çok önemli. O yüzden şu kadar büyük gürültü içinde Bursa`da Hazreti Üftade`yi tekrar hatırlamak anmak, hatta mümkünse bazen gözyaşı dökebilmek için bir araya gelmiş böyle güzel insanlar varsa bugün Bursa çok kazançlı."

``Kedicikler, bilmem necikler bunlar da birşey yaptıklarını zannediyorlar``

Bu camia içinde "Biz de ehl-i tarik"iz canım, biz de biraz Üftadeleri filan da biliriz" diye ortaya çıkanların olduğunu anlatan Arınç, "O, işin daha da feci bir tarafı. Onlar da kendilerini bu tür işlerle bilgili ve görevli zannediyorlar. Necip Fazıl dedi ki; zorluklar büyük buz dağları gibiydi. Biz ağzımızdan hoh hoh hohlayarak bunları erittik. Buz dağları erittik ama şimdi ortalık çamur oldu, çamurdan geçilmiyor`` ifadesini kullandı.

``Şimdi de tarikat var. Şimdi de bize yol gösterenler var. Şimdi de işte saçıyla, sakalıyla, üstündeki kıyafetiyle çevresine topladığı 3-5 tane insanla bu işi yaptığını söyleyenler var`` diyen Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

``İyilerinden Allah razı olsun ama çok bozukları var, çok yanlışları da var. Onlar da bu yolu bir ticaret yolu gibi kabul etmişler. Bazen televizyonlardan izliyoruz çevresindekilerle haha hihi, inşallah, maşallah başka birşey yok. Kedicikler, bilmem necikler bunlar da birşey yaptıklarını zannediyorlar. İslam, iman, Kur`an, edep, fazilet, namus, ar, haya adına hiç bir şey bulamıyorsunuz. Adam `ben de Kadiriyim" diyor, bir başkası ``ben de şuyum`` diyor. Kendine bu yaftaları takanlar, bununla anılmak isteyenler var ama çabaları ne için, ticaretlerini daha çok artırmak, nüfuslarını çok daha genişletmek için. Belki de buradan siyasi bir amaca ulaşmak isteyenler de var. Şöhret yapmak isteyenler var. Önce tencere, tava işinden başlayan bir adam vardı. Sonunda geldiği noktayı maalesef acıyla görüyoruz. Bazı şeyler söylersem hemen de isim koyacaksınız, `filandan bahsediyor` diye. Korkmam lazım. Bunlar da İslam`a çok zarar veriyor, bu yola çok zarar veriyor. Çocuklarını, eşlerini, servetlerini kaybedenler var bunların içinde biliyor musunuz? Kötü örnekleri göstererek bizzat şahit oldukları hayatın içinde `Müslümanlık buysa ben kaçıyorum` diyenler var. O yüzden güzel örneklere gitmemiz, güzel insanlarla bir arada olmamız elbette onlardan duyduklarımızı, gördüklerimizi şeriata, imana, Kur`an`a, sünnete ölçü olarak uymamız lazım. Herkesin ağzından çıkanı elbette bir kuyumcu titizliğiyle ayarına bakmamız lazım. `Bu adam söylüyor a ne kadar güzel` Bizim nefsimize de hoş geliyor. Hadi biz de böyle bir yol tutalım. Ortalık biraz da çamur oldu arkadaşlar, ayaklarımız çamura batıyor ve bu örnekler her gün maalesef bir yerden bir skandala da imza atıyor. Bu yüzden biz bunlarla yola gitmek yerine, bunlardan ne kadar uzak olsak Hakka o kadar yakın olacağız diye biz düşünüyoruz.``

``Müslümanlık edebiyle, irfanıyla, gönül lisanıyla, okuduklarıyla, amel etmesiyle, çevreye güzel örnek olmasıyla, insanlara zarar vermemekle, insanların elinden, dilinden emin olduğu insanlar olarak hayatta yaşamakla ve inşallah, bugün, yarın bunların hepsi konuşulacak. Yolumuzu böyle bulmalıyız. Önce dostlarımızı, sonra yolumuzu çok iyi seçmeliyiz diye düşünüyorum. Bunları düşünmeye fırsat verdiği için bile Hazreti Üftade Sempozyumunu 3 defa alkışlamamız lazım. Allah onlardan razı olsun. Güzel bir örnek etrafında bizleri buluşturuyor. Bizlere hiç olmazsa bir uhrevi hayatın da bir güzellikler dünyasının da kapılarını açıyor. Onların da dünyevi hayatı vardı ama örnekti.``

AA

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir