BDP Kürdistan`ın CHP`si olma yolunda
Seçimlerde BDP`ye oy vermeyen Hüseyin Adiyaman ve eşi PKK tarafından tehdit edilerek, ceza olarak! Üç gün içerisinde evini yıkarak köyü terk etmesi söylendi.
DİYARBAKIR - Bir dönem arkasında ki devlet gücünü de kullanarak tüm oyları cebine indiren CHP’nin halkı temsil ettiği yalanına şimdilerde BDP, PKK’nin silah gücünü kullanarak sahip çıkmaya başladı.
BDP’ye oy vermeyene hayat hakkı yok haberimizle gündeme getirdiğimiz PKK’nin köylüleri cezalandırma olayından sonra Silvanlı Hüseyin Adiyaman, ve Rizkiye Adiyaman yaşadıkları mağduriyeti İlke Haber Ajansına anlattı.
Seçimler döneminde özellikle kırsal kesimde köylülere yönelik PKK/BDP ikilisinin yürüttüğü baskıların ve zorbalığın gün yüzüne çıkan resmi olan Silvan’ın Dağcılar (Cumat) köyünün Erkenciler (Şao) Mezrasında ikamet eden Hüseyin Adiyaman ve ailesi kendilerine karşı işlenen zulme ses çıkardığı ve zulme boyun eğmediği için bu gün böyle bir durumla karşı karşıya kaldığını söyledi.
Seçim akşamı PKK’lilerin bir araba ile gelip kapılarının önünde durduğunu ve bizzat kendi ismini sorarak sadece kendilerinin evine geldiğini belirten Hüseyin amca, gelenlerin sadece kendi evlerine gelmesini ve sadece onun ismini sormaları olayın bir şikâyet üzerine gerçekleştiğini açıkça ortaya koyduğunu söyledi.
“BDP’ye oy vermeyeceksiniz”
Hüseyin amca sözlerinin devamında, “O gün kardeşimde bize misafirliğe gelmişti. PKK’liler gelip başta benim ismimi sordular. Ben ismimi verdikten sonra bana dönerek ‘BDP den başka hiçbir partiye oy vermeyeceksiniz.’ dedi. Ben de oyumu BDP’ye vermeyeceğimi keyfim hangi partiyi istiyor ise ona vereceğimi söyledim. Onlarda ‘o halde evini buradan götüreceksin’ diyerek ölümle tehdit ettiler.” ifadelerini kullandı.
“Üç güne kadar evini yıkıp buradan gideceksiniz”
PKK’lilerin seçim öncesi bir daha kendilerine uğramadıklarını belirten Hüseyin amca, seçimden sonra 16 Nisan 2014 günü gece 24.00 sıralarında yattıkları bir saatte tekrar evlerinin etrafını sardıklarını ve kendilerini dışarıya çıkararak hakaret ettiklerini söyledi.
Hüseyin amca, “Biz yatıyorduk. Birileri penceremizi tıklatıyordu. Bizde hemen kalktık. Ben dışarı çıktım. Evde benle eşim tek kalıyorduk. Ben dışarı çıktığım gibi elindeki keleşle göğsüme vurup beni yere attı ve bana ‘sen ajansın seni öldüreceğiz’ diye bağırıyorlardı. Bana ‘hadi ayakkabılarını giy gideceğiz’ dedikten sonra yerden aldığı bir ağaç parçasıyla dört kez çenemin altına vurdu. Daha sonra keleşi yine göğsüme dayayıp ‘seni öldüreceğiz.’ diyorlardı. Beni götürüyorlardı ki eşim kapının önüne çıkıp onları durdurmaya çalıştı. PKK’liler ona bakıp ağza alınmayacak küfürler savuruyordu. Bizi evin uzağına götürüp bana dönerek, ‘sana üç gün mühlet veriyoruz. Üç güne kadar evini yıkıp buradan gideceksiniz. Size bundan sonra buralarda hayat hakkı yok. Hepinizi öldüreceğiz’ diyorlardı. Bende dedim. Evimi sizin yüzünüzden götüreceğim dedim. Bana ‘git çocuklarını al Türkiye den çıkıp gidin Türkiye’de bile kalmayacaksınız. Karakolda yolunuzun üzerinde. İsterseniz gidip karakola da şikâyet edin. Gidin kime hizmet ediyorsanız, güvendiğiniz kim ise onlar arkamızdan gelip sizi korusunlar.” İfadelerini kullandı.
“Bize 1 milyar ceza kesitiler ve vereceksiniz dediler”
Köyde eşiyle tek başlarına kaldıklarını ve Diyarbakır’da kalan çocuklarının zaman zaman kendilerini ziyarete geldiklerini ifade eden Hüseyin amca, “Benim ömrüm 60 yılı geçti. Ben ve eşim hasta olduğumuz için buraya geldik. 7 inek besliyorduk. O zaman da gelerek bize 1 milyar ceza kesitiler ve vereceksiniz dediler. Kendilerinden habersiz burada bir tavuk bile besletmiyorlar. Her şeyi bahane ederek insanlara hayatı dar ediyorlar. Şimdi ki bahaneleri ise oy verme meselesi.” Şeklinde devam etti.
“Bölgede sanki sorunlar hal olmuş, kimsenin bir derdi yokmuş gibi lanse ediyorlar”
Bu güne kadar yaşadıkları bunca sorun ve çektikleri sıkıntıdan dolayı kimsenin bu köylerde yaşayan halkın sorunlarına sahip çıkmadığını, hatta kimsenin gündem bile yapmadığını söyleyen Hüseyin amca, basının bölgede yaşanan zulme sesiz kalmasına tepki gösterdi.
Hüseyin amca, sökonusu şahısların minnetsiz bir şekilde gelip burada istediği kimseyi tehdit ettiğin dikkat çekerek, “Hatta açıkça bana işte karakol orada gidip şikâyet edebilirsiniz dediklerine göre adamların karakoldan da bir çekinceleri de yok. Mesele gündeme de gelince, efendim bölgede sanki sorunlar hal olmuş, kimsenin bir derdi yokmuş gibi lanse ediyorlar. Hiç biri doğru konuşmuyor. Benim durumum bunun en bariz örneği değil mi? BDP’nin dışında başka bir partiye oy verdim diye adamların bana yaptıkları zulmü görmüyorlar mı? Ama maalesef kimse doğru konuşmuyor. Var olan bir gerçek var ki bu bölgede PKK Müslümana hayat hakkı tanımıyor. Tek gerçek bu.” Diyerek tepkisini ortaya koydu.
“Bir de baktım eşimi dövüyorlar”
Yaşadıklarının halen etkisinden kurtulamamış Rızkiye teyze ise gözleri önünde kocasının darp edilmesine karşı duyduğu öfkeye beddualar ederek tepkisini dile getirdi.
Rızkiye teyze, “Bir de baktım eşimi dövüyorlar. Engel olmak için onların olduğu yere yöneldim. Biri arkamda beni tuttu ve elindeki ağacı kaldırarak beni dövmeye yeltendi. Eşimi çamurun içinde biraz hırpaladıktan sonra kendi aralarında konuşup yine bize döndüler ve üç güne kadar evden çıkıp burayı terk etmemizi aksi takdirde de bizi öldürecekleri tehdidini savurduktan sonra çıkıp gittiler.” dedi.
“İnsanlık dışı hatta çağdışı tekçi zihniyeti çağrıştıran bir davranış”
Anne babasının yaşadıkları ile ilgili açıklamalarda bulunan Abdulsamet Adiyaman ise anne babasının yaşadıklarının tek sebebinin dindar bir aile olması olduğunu ve en büyük suçlarının ise kendilerine yakın gördükleri HÜDA PAR’a oy vermek olduğunu söyleyerek, bu yaşananların insanlık dışı hatta çağdığı tekçi zihniyeti çağrıştıran bir davranış olduğunu ifade etti.
Abdulsamet Adiyaman, PKK’nin, ‘Eğer oylarınızı HÜDA PAR’A verirseniz, BDP’nin dışında başka partilere oy verirseniz size hayat takı tanımayacağız’ dediğini hatırlatarak, “Söz konusu talepleri de yerine gelmeyince ve bizim ailemiz de HÜDA PAR’a oy verince böyle bir zulme başvurduklarını söyledi. (Fikret Özkan – İLKHA)