Mısır`daki idam kararlarına Diyarbakır`dan kitlesel tepki
Mısır`daki idam kararları tepki göstermek amacıyla Diyarbakır`da kitlesel basın açıklaması düzenlendi. Yapılan açıklamada, batının cuntaya sessiz kalmasının ırkçı emperyalizmin izlediği stratejinin bir gereği olduğu vurgulandı.
DİYRBAKIR – Diyarbakır’ da faaliyet yürüten 72 STK’nın organizasyonuyla, Mısır’da hukuksuzca cunta tarafından 529 kişiye verilen idam kararları binlerce kişinin katılımıyla Diyarbakır Ulu cami önünde kınandı.
Mısır cuntasının idam kararları İslami direnişi yıldıramaz sloganıyla düzenlenen basın açıklamasında sık sık tekbirler getirildi.
Yapılan kitlesel basın açıklamasını 72 STK adına Abdurrahman Erginn okudu.
Verilen idam kararının bir insanlık suçu olduğunu ifade eden Ergin, bu kararı veren mahkemenin, geçtiğimiz 3 Temmuz`da askeri cunta tarafından gerçekleştirilen darbenin emrinde olduğunun göstergesi olduğunu söyledi.
Erginn aynı askeri cuntanın 14 Ağustos 2013 Çarşamba günü Adeviyye Meydanı`nda üç bin`i aşkın sivili katletmekten kaçınmadığını ifade eden Erginn, “Şimdi bu cuntanın emrindeki yargının 529 kişi hakkında verdiği saçma sapan idam kararları bizi şaşırtmamıştır. Cuntanın askerleri ve polisleri tarafından üç bin`i aşkın insanın şehit edildiği, on binlerce insanın yaralandığı bir günün akabinde tutuklanan 1900 sivil, sözde mahkemeye çıkarılmış ve 20 dakikalık bir duruşmada 529 idam kararı okunmuştur. Yani her bir dakikaya 26 idam kararı düşmüştür. Adeviyye Meydanı`nda sivil halkın otomatik silahlarla tarandığı, oluk oluk kanın aktığı ve can pazarının yaşandığı bir günde bir polisin ölümü, 529 kişi ile ilgili verilen idam kararına gerekçe sayılmıştır. Bu kişilerin tek suçu o gün seçilmiş hükümete karşı yapılan darbeyi protesto etmek için Adeviyye Meydanı`nda olmalarıdır.” dedi.
“Irkçı emperyalizmin izlediği stratejinin bir gereğidir”
Batı`nın sessiz kalması ırkçı emperyalizmin izlediği stratejinin bir gereği olduğunu söyleyen Ergin, “Zaten aynı güçler darbe sürecine de destek vermişlerdir. Mısır`da olup bitenleri sadece bir hukuk skandalı olarak değerlendirmek elbette yanlıştır. Yaşanılan süreç, yeryüzünün enerji kaynaklarını yağmalayarak, kendinden olmayan insanları ücretli köleler haline getirerek, kendilerine itaat etmeyenleri de imha ederek, mevcut dünya düzenini işleten ırkçı emperyalizmin örtülü işgalinin yansımasıdır. 529 kişi ile ilgili verilen idam kararı bu coğrafyanın insanlarının bağımsızlığını hedef alan bir karardır. Alınan bu kararın Mısır`ı bir iç savaşa sürükleme ihtimali de bizi endişelendirmektedir. İşgalci İsrail`e komşu olan ülkelerde yaşanan bu sıkıntılı süreçlerin tek kazananı İsrail olduğu aşikârdır. ABD ve İsrail ile stratejik müttefik olan ülkelerin yaşanılan süreçle ilgili bir tepki koyamaması ya da ortaya konulan tepkilerin cılız kınamalardan ibaret kalması da bu oyunun bir parçasıdır.” İfadelerini kullandı.
“İdam kararları İslam ülkelerinin bir araya gelmelerini sabote etmeye yöneliktir”
Mısır`da yaşanılan sürecin daha da kötüye gitmemesi için bu idam kararlarlarının mutlaka durdurulması gerektiğini söyleyen Ergin, “Mısır`da, Suriye`de, Irak`ta, Lübnan`da, Yemen`de, Bangladeş`te, Afganistan`da, Pakistan`da aynı coğrafyanın insanları arasına kin ve nefret tohumları ekilmektedir. Bazen mezhep farklılıkları, bazen etnik farklılıklar kaşınarak bazen de işbirlikçi iktidarların hukuk dışı uygulamaları ile bu coğrafyada kaos ortamları oluşturulmaktadır. Bütün bu süreç hem İslam ülkelerinin her birinde toplumu bir arada tutan bağları koparmaya hem de İslam ülkelerinin ortak bir anlayış etrafında bir araya gelmelerini sabote etmeye yöneliktir. Ülkemizdeki tepkiler uluslararası platformlara taşınmalıdır. İnsan hak ve özgürlükleri noktasında duyarlılık sahibi uluslararası tüm kuruluşlar bu idam kararlarına karşı en sert tepkiyi göstermelidirler. Uluslararası toplum Mısır`a baskı yapmalıdır. İslam ülkeleri bu kararla ilgili net bir diplomasi izlemelidirler. Göstermelik açıklamalarla ve cılız tepkilerle bir netice alınamayacağı açıktır.” İfadelerine yer verdi.
“İslami sivil toplum kuruluşları zulümlere karşı bir araya gelmelidir”
İslami sivil toplum kuruluşları olarak tüm toplumların bütün bu zulümlere karşı ortak bir irade beyanıyla bir araya gelmesi gerektiğini belirten Ergin açıklamaya şöyle devam etti. “Hakkı üstün tutan bir anlayışla yeni bir dünya kurulmadığı müddetçe bu zulümler engellenemeyecektir. Üç günlük iktidar ve çıkar hesapları ile bu ideali terk etmenin vebalini kimse ödeyemez.Alınan bu kararın Mısır`ı bir iç savaşa sürükleme ihtimali de bizi endişelendirmektedir. İşgalci İsrail`e komşu olan ülkelerde yaşanan bu sıkıntılı süreçlerin tek kazananı İsrail olduğu aşikârdır. ABD ve İsrail ile stratejik müttefik olan ülkelerin yaşanılan süreçle ilgili bir tepki koyamaması ya da ortaya konulan tepkilerin cılız kınamalardan ibaret kalması da bu oyunun bir parçasıdır.”
“Diyarbakırlı Müslümanlar olarak idamları lanetliyor ve kınıyoruz”
Açıklamada son olarak Diyarbakırlı Müslümanların İhvan`a karşı gerçekleştirilen saldırıları, bir komediden farksız olan idam kararlarını, cuntanın baskı ve despotizmini şiddetle kınadıklarını lanetlediklerini söyleyen Ergin, “Cinayet şebekesi cuntacıların işlediği katliamlarda şehit düşen kardeşlerimizin şahadetlerinin Âlemlerin Rabbi olan Allah katında kabul edilmesini yüceler yücesi Rabbimizden bir kez daha diliyoruz. Duruşma salonlarında bembeyaz kefenleriyle darbe karanlığına başkaldıran, şahadeti esarete tercih eden ve asla zillete boyun eğmeyeceklerini haykıran kardeşlerimizi selamlıyoruz. Kardeşlerimizin bu onurlu direnişi sayesinde zalimlerin insaf sahibi herkesin vicdanında ve dünyanın huzurunda yargılanacağına inanıyoruz. Mısırlı Müslüman kardeşlerimizin mücadelesi ile dayanışma içinde olduğumuzu, zalimlere karşı bugüne kadar ortaya koydukları direnişle iftihar ettiğimizi duyuruyor, Rabbimizden kardeşlerimize sabır ve güç vermesini, ayaklarını sabit kılmasını diliyoruz. Mısır`da askerî cuntanın karşısında kardeşlerimizin yanında olduğumuzu bir kez daha haykırıyoruz! Yaşasın İhvan-ı Müslimin`in Onurlu Direnişi! Kahrolsun Cunta ve İşbirlikçileri!” ifadelerini kaydetti. (M. Zeki Aygur Ali Adıyaman – İLKHA)