• DOLAR 34.468
  • EURO 36.591
  • ALTIN 2925.043
  • ...
Meme kanserinde erken teşhis önemli
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

DİYARBAKIR - Kadınlarda çok sık görülen ve bir dönem kadınlar için korkulu bir rüya olan meme kanseri hakkında bilgi veren Opr. Dr. Erkan Dalbaşı, meme kanserinde erken tanı ve tedavi yöntemleri sayesinde hastaların sağlığına kavuştuğunu söyledi. 

Meme kanserinin, kanser tanı programları içinde değerlendirilebilecek bir tür olduğuna dikkat çeken Opr. Dr. Dalbaşı, “Kadınların her ay kendi kendine meme muayenesi ile doktorunun önerdiği yaştan itibaren ultrasonografi ve mamografi yaptırması erken tanıya olanak sağlar.” uyarısında bulundu. 

Genetik ve çevresel faktörlere dikkat

Meme kanseri riskini en aza indirmek için hastalığa neden olan değiştirilebilir risk faktörlerinin ortadan kaldırılması gerektiği uyarısında bulunan Opr. Dr. Dalbaşı, hormonlu gıdalardan yağlı yiyeceklerden uzak durulması gerektiğini ifade etti. 

Opr. Dr. Dalbaşı, “İlk doğumu 30 yaşından önce yapmak ve emzirmeye özen göstermek, alkol ve sigara kullanmamak meme kanseri riskini azaltan önemli faktörlerdir. Son dönemlerde soya izoflavanlarının östrojene benzer etkileri meme kanseri ile ilişkili olabileceği deneysel çalışmalarda ortaya koyulmuştur.  Ayrıca A, C, E vitaminleri ile beta karotenin, likopenin ve antioksidanların yetersiz olması meme kanseri riskini artırabilir. Özellikle 50 yaş üstü kadınlar bu vitamin ve besinlere karşı dikkatli olmalıdır. Ayrıca bu kanser türünde genetik yatkınlık da çok önemli bir faktördür. Ailesinde meme kanseri öyküsü olan özellikle anne, teyze, abla gibi birinci derece yakınları meme kanserine yakalanmış olanlar risk grubunda bulunduklarını bilerek doktor kontrolü altında olmalıdır.” dedi.

Meme kanseri tamamen tedavi edilebilir

Günümüzde meme kanseri vakalarının artmakta olduğunu ancak bu artışın tedavideki önemli gelişmeler sayesinde yaşamsal bir tehlike olmaktan çıktığını belirten Opr. Dr. Dalbaşı, “Erken dönemde teşhis edilen meme kanseri vakaları, günümüzde tamamen tedavi edilebilmekte ve hasta kanserden kurtulmaktadır. Kanser tanısı konulan hastalar; sosyal yaşamdan kopmamaları, morallerini yüksek tutmaları ve tedavi sürecinde yaşanabilecek sıkıntıları en aza indirecek önlemler açısından bilgilendirilmelidir. Hastaların günlük yaşamlarına devam etmelerini sağlamak, tedavi sürecinin olumlu sonuçlanması için oldukça önemlidir.” tavsiyelerinde bulundu. 

Cerrahide öncelikle meme korunur 

Meme kanseri tanısı konulan hastalarda gerekli tarama testlerinin yapılarak, hastalığın başka organlara yayılıp yayılmadığının kendileri için önemli olduğunu ifade eden Opr. Dr. Dalbaşı, “Böyle bir durum yoksa kanser memede sınırlıysa cerrahi tedavi planlanır. Uzak organ metastazlarında ise tümör çapı büyükse cerrahi öncesinde neoadjuvant tedavisi ardından da cerrahi müdahale yapılır.  Her meme kanserinde memenin tümünü almaya gerek yoktur. Tümörün bulunduğu bölge, yerleşim şekli ve türüne göre son dönemlerde meme koruyucu cerrahiler ön plana çıkmaktadır. Bu tedavide memenin tümü değil sadece tümörlü alan alınmaktadır.” dedi. 

Kansere karşı bağışıklık sistemi güçlü olmalı

Güçlü bir bağışıklık sisteminin tüm hastalıklarda olduğu gibi meme kanserinde de korunmada en etkili bir faktör olduğunu söyleyen Dalbaşı, “her gün düzenli olarak süt, yoğurt gibi gıdaların da alınması hem sağlığın korunması hem de bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi ile kanser riskini azaltan önemli faktörlerdir. Son yıllarda bazı merkezlerde yapılan çalışmalar, B vitamininin meme kanseri riskini %50 oranında azalttığını göstermektedir. Bir başka çalışmada B vitamini eksikliği olan ve meme kanseri teşhisi konulan hastalarda, metastaz riskinin B vitamini düzeyi normal olanlara göre daha yüksek olduğu anlaşılmıştır. Bu bağlamda balık, yumurta sarısı, süt ve süt ürünleri, tereyağı gibi B vitamini yönünden zengin olan besinleri tüketmek faydalı olacaktır” şeklinde açıklamalarda bulundu. (Ali Adiyaman  - İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir