• DOLAR 32.691
  • EURO 35.396
  • ALTIN 2507.991
  • ...
'Midenize fazla yüklenmeyin'
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Ramazan boyunca oruç tutan kişilerin metabolizmalarının yavaşladığını ve az yemeye alıştığını belirten uzmanlar, bayramda ve sonrasında ağır yiyeceklerden kaçınılması gerektiğini belirtti.

Trabzon Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi ve Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Ekrem Algün, yaptığı açıklamada, Ramazan boyunca uzun süreli açlık yaşandığı için metabolizmanın yavaşladığını ve kendisini az yemeye alıştırdığını belirtti.

Ramazan Bayramı ile yeme-içme alışkanlıklarının Ramazan öncesine döndüğünü ifade eden Algün, "Özellikle bayramla insanlar fazlaca yeme işine girebilir ama buna dikkat etmek gerekiyor. Bünyeye aniden fazla yüklenilmemeli" dedi.

Besinlerin yavaş yavaş, kademeli şekilde, önce porsiyon sayısını artırılarak ve porsiyonlar bölünerek alınmasının sağlık açısından önemine değinen Algün, "Günlük kalori ihtiyacımızı bir seferde değil, 3 ana ve 3 ara öğün olmak üzere bölerek, sık sık ve az az yeme şeklinde karşılamalıyız. Çok ağır yiyeceklerden kaçınmak lazım. Tatlı olarak daha çok sütlü tatlıları tercih etmek, tükettiğimiz tüm ürünlerde ölçüyü kaçırmamamız gerekir" diye konuştu.

"ZİYARETLERDE DOYUMLUK DEĞİL TADIMLIK YİYİN"

Türkiye toplumunda geniş ailelerin bayramlarda birbirini ziyaret ederek bolca ikram yaptığını anımsatan Algün, şöyle devam etti:

"Bizde misafirlik ve konuğa ikram çok önemli. Herkes misafirini memnun etmek ister, misafir de ev sahibinin teklifini geri çevirmek istemez. İkramdan almak isteriz ama dikkatli olmak gerekir. Böyle durumlarda mutlaka doymak için değil de tatmak için, ölçülü miktarda, tamamını tüketmeyecek şekilde ikramlardan alınabilir. İkramda tercih yapma şansı olursa şekerli, şerbetli hamur tatlıları yerine sütlü tatlılar, meyveli kompostolar tercih edilebilir."

KALP, ŞEKER VE HİPERTANSİYON HASTALARI DİKKATLİ OLMALI

Prof. Dr. Algün, uyarılara kulak vermeyip Ramazan sonrası yavaşlayan ve az yemeye alışan metabolizmasına yüklenen kişilerde çok çeşitli sağlık sorunları olaşabileceğine dikkati çekerek, şunları söyledi:

"Sağlıklı kişilerde sindirim sistemiyle, hazımla ilgili sıkıntılar olabilir. Kalp, şeker ve hipertansiyonu olanlarda ciddi problemler yaşanabilir. Şeker ve tansiyonda dengesizlikler, ani yükselme ve düşüşler olabilir. Birdenbire yüklenilmesi halinde kişinin bilmedikleri hastalıkları ortaya çıkabilir. Kalp hastalığı olanlarda anormal, aşırı yemeler kalp krizini bile tetikleyebilir. Hipertansiyon krizlerini tetikleyebilir, felç, inme yapabilir."

DİYET YAPACAKLARA ÖNERİ

Algün, Ramazandan sonra diyet yapacaklara da önerilerde bulunarak, "Öncelikle metabolik bir sorunları olup olmadığının bir uzman tarafından değerlendirilmesi gerekir. Diyet yapacak kişilerin aktivitelerini artırmalarını öneriyorum. Diyete mutlaka bir diyetisyen, endokrinolog veya dahiliye uzmanıyla görüşüp başlanmalı. Ama bu işin de sırrı, sık sık ve az az, porsiyonları bölerek yemek.

Tıka basa karnın doyurulmaması, dengeli beslenmek, hem protein hem yağ hem de karbonhidratlardan ölçülü şekilde tüketilmesi önem taşır" dedi.

"BAYRAMDA SU TÜKETİMİNE DİKKAT EDİLMELİ"

Diyetisyen Özge Kırmızı, "Bayramlarda ikram edilen tatlılara ne kadar 'hayır' diyemesek de özellikle sağlık problemleri yaşayanların ve formunu korumak isteyenlerin bayram sonrasında sıkıntı yaşayacaklarını bilmeleri gerekir. İki dilim baklavadan alınan kalori miktarı yaklaşık 412 kaloriyken, yapılan 1 saatlik tempolu yürüyüşle harcanan ortalama enerji miktarı 260 kaloridir. Bu da yiyeceklerin sanıldığı kadar masum olmadıklarını ve sonrasında yapılan spor ve yürüyüşlerin de yeterli olamadığını göstermektedir. Her gün fazladan alınan kaloriler birikerek ortalama her 7 bin kaloride 1 kilo olarak size geri dönecektir. Elbette ki bu bayramda da tatlı tüketimi olacak; ama tercihimizi dondurma veya sütlü tatlılardan yana yaparsak hem tatlı ihtiyacımızı karşılar hem de tatlılardan aldığımız kalori miktarını azaltmış oluruz." değerlendirmesini yaptı.

Bayramda da su tüketimine de çok dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Kırmızı, sözlerine şöyle son verdi:

"Su tüketimi en az 8-10 bardak olmalıdır. İçtiğimiz çay, kahve ve diğer içecekler su yerine geçmemektedir. Gün içinde tüketeceğimiz 1 şişe maden suyu hem sindirim konusunda bize yardımcı olacak hem de içeriğinde bulunan mineraller açısından beslenmemizi destekleyecektir. Bayram boyunca bir öğünde ağır beslendiysek diğer öğünlerde daha hafif beslenmeliyiz. Bayram öncesinde bazı kararlar alarak aklımızda oluşturduğumuz öğün planlamaları bize oldukça yardımcı olacaktır. İkramları gerektiğinde geri çevirmeyi bilmeliyiz. Unutmamalıyız ki sağlığımız her şeyden önemlidir."

Bayramda yapılan yemek kaçamaklarının faturası sağlığımıza kesilebilir. Özellikle de bayram sofralarının olmazsa olmazı hamur işleri, et yemekleri ve şerbetli tatlılar mide rahatsızlıklarından çeşitli sağlık sorunlarına kadar birçok probleme davetiye çıkarabilir. Beslenme konusunda çok daha dikkatli olunması gerektiğinin altını çizen İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Sedat Işık, bayramda dikkat edilmesi gereken noktaları anlatıyor.

RAMAZAN BAYRAMI'NDA MİDE AĞRILARINA DİKKAT!

Mide, besinlerin belli bir süre tutulduğu ve gıdaların ayrıştırılarak sindirimin kolayca gerçekleşmesine yardımcı olan organdır. Diyaframın altında, karın boşluğunun üst sol bölgesinde bulunan mide, oldukça karışık ve birden fazla kimyasal reaksiyonla desteklenen çalışma sistemine sahiptir. Dolayısıyla birçok farklı nedene bağlı olarak mide ağrıları gelişebilir. Özellikle de pişirme yöntemi olarak haşlama ya da ızgara tercih edilmeyen kırmızı et tüketiminin fazla olduğu durumlarda, şerbetli tatlıların çok tüketildiği bayramlarda şiddetli mide ağrıları yaşanabiliyor. Bu durumda yapılması gereken en önemli nokta, belli ölçüde ve doğru yöntemlerle pişmiş kurban eti yemektir.

TÜKETİLEN FAZLA YİYECEKLER;

Tansiyon problemleri,
Şişkinlik,
Şeker hastalığı,
Kalp-damar hastalıkları
Sindirim sistemi rahatsızlıklarına (mide yanması, reflü, gaz problemleri vb.) neden oluyor.

MİDENİZE FAZLA YÜKLENMEYİN

Ramazan ayı ile birlikte alışkın olduğumuz beslenme rutininden belli bir süre kopmuş oluyoruz. Ramazan ayının bitip ardından Ramazan Bayramı'nın gelmesi ise vücudumuzu komplike bir sürece zorluyor. Bayramla birlikte sofraları süsleyen yemekler her ne kadar cezbedici olsa da dikkatli olmakta yarar vardır. Özellikle de kırmızı et tüketimine… Kırmızı et her ne kadar protein, demir ve B12 vitamini açısından değerli bir besin kaynağı olsa da aşırı tüketiminde kanda kolesterolün ve ürik asidin artmasına yol açabiliyor. Kanda bu maddelerin artışı, kalp hastalıkları ile gut hastalığının ilk habercileri arasında bulunuyor. Bunun önüne geçmek için bilinçsiz et tüketiminin önüne geçilmesi gerekiyor.

RAMAZANDA ALDIĞINIZ KALORİDEN DAHA AZINI ALIN

Bayram süresince yüksek miktarda kalorili, yağlı ve şeker içeriği yüksek besinlerin tüketimi şişkinlik, tansiyon problemleri olmak üzere, sindirim sistemi rahatsızlıklarına (mide yanması, reflü, gaz problemleri vb.), şeker hastalığı, kalp-damar hastalıklarına neden olmaktadır. Bu sebeple beslenme düzeninize her zaman olduğundan daha fazla dikkat etmeli ve Ramazan boyunca aldığınız kaloriden daha az almasınız.

Tüm bunların yanı sıra;

Bol bol su tüketilmeli,
Yağlı yiyeceklerden kaçınılmalı,
Ara öğünler atlanmamalı,
Şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih edilmeli,
Çay ve kahve tüketimine sınırlama getirilmeli,
Diyabet veya kalp hastaları özel diyet programını kesinlikle bozmamalı.

Bu haberler de ilginizi çekebilir