• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Rabia`da Şehid Olmak
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

25 Ocak 2011’de Mısırda şanlı bir devrim gerçekleştirildi. Yüzyıllardan beri diktatörlükle yönetilen Mısır halkı diktatörlere dur dedi ve onları alaşağı etti. Ve daha sonra yapılan seçimlerde Mısır halkı tarihinde ilk defa kendi Cumhurbaşkanını kendisi seçti. Muhammed Mursi ezici bir çoğunlukla seçimi kazanarak Mısır’ın seçilmiş ilk cumhurbaşkanı oldu. Mısır halkının hür iradesi ve oylarıyla iktidara gelen Muhammed Mursi zalim diktatörlerin hoşuna gitmediğinden o günden bugüne kendisine tuzaklar kurdular. Müslümanlar iktidarda başarısız olsunlar diye tuzaklar kurdular, önlerini kestiler. Buda yetmedi kendi demokrasi putlarını ayaklar altına alarak Mısır ordusu ABD, İsrail ve Suudi Arabistanın kirli oyunlarının desteği ile 3 Temmuz 2013’te Muhammed Mursi’ye darbe yaptılar ve silah zoruyla iktidara el koydular ve Muhammed Mursi’yi tutuklayıp hapsettiler.
 

Dünyanın zalim ve kafir güçleri Müslümanların adil bir şekilde yönetilmelerini istemiyorlar. Allah’ın dininin hakim olmasını istemiyorlar. Ve Mısırda bunu görünce korkuya kapıldılar. Zalim güçler iktidarlarının ellerinden gideceğini anlayınca endişeye kapıldılar ve darbe yaparak Müslümanların kanlarını döktüler. Akan Müslüman kanı zamanın firavunlarını boğacaktır inşaallah.
 

Bu zülüm ve haksızlığa tahammül edemeyen Müslüman Mısır halkı firavunlara karşı direnerek sokaklara ve meydanlara dökülüp şiddetten uzak, tarihe geçecek onurlu bir direnişle çoluk, çocuk kadın, erkek genç, ihtiyar demeden 1.5 aydan beri hak arayışından vaz geçmediler. Zalimler ve dünyayı sevenler şöyle düşündüler, eğer biz zor kullanırsak ve bazılarını öldürürsek belki direnişten vaz geçerler ve onları yıldırırız. Bu amaçla çok pis ve kirli oyunlarla, direniş gösteren Müslümanlara saldırdılar. İki hafta önce Rabiatul Adeviye Meydanında yapılan baskın ve katliamda 200 den fazla kardeşimiz şehit edilmiş, ve 5000 civarında kardeşimizde yaralanmıştı. Ve geçen çarşamba sabahtan başlayarak, başkent Kahire’deki Rabiatul Adeviye ve Nahda Meydanlarında binlerce kişinin yakılarak ezilerek şehid edildiği, onbinlerce kişinin yaralandığı kanlı bir saldırı daha yapıldı ve saldırılar halen devam etmekte, şehit ve yaralı sayısı her dakika artmaktadır. Ancak zalimler her zamanki gibi yine yanıldılar. Bu katliamla birlikte Müslümanların direniş ruhu daha da güçlenmiş, dünyanın dört bir tarafındaki İslam ümmeti Mısır halkının haklı direnişini sahiplenmiştir.
 

Demokrasiden bahs eden insan hak ve hürriyetlerinden bahs eden batı , Avrupa, BM, Amerika bütün yapılan bu zülümlere sessiz kalmış dilsiz şeytan olmuşlardır. Ve bu zülmü desteklemişlerdir. Ve bütün bu yapılanlara zülüm ve darbe diyememişlerdir. Şunu çok iyi bilelimki Müslümanın Müslümandan başka dostu yoktur. Kafirden dost domuzdan post olmaz.
 

Zalimler döktükleri bu kanda boğulacaklardır. Bu kan onların sonunun habercisidir. Tarih bunun en güzel göstergesidir. Selefleri olan Firavunlar, Nemrutlar, Enver Sedatlar ve Hüsnüler gibi lanetle anılacaklardır. Mazlumların kanı Allah`ın izni ile kutlu şafağın habercisidir. Bu yönü ile bu şahadetler kayıp değil gelecek olan zaferin müjdesidir. Sisi ve yandaşlarının da Allah belalarını verecek inşallah. Allah nasıl Firavunu Kızıl Deniz’de boğmuşsa onları da Müslüman şehitlerin kanında boğacaktır inşallah. Mısır’daki kardeşlerimiz sabırla davam etsinler, yaptıkları direnişten dolayı selam olsun kardeşlerimize. Şehitlere selam olsun. Muhammed Mursi’ye selam olsun bilsin ki bütün Müslümanlar onun yanındadır.
 

Ey Mısır! Selam olsun direnişine, selam olsun zulme karşı dik duruşuna, selam olsun Allahın davası için feda olan canlarına, selam olsun ümmetin körelen duygularını uyandıran mazlum kanlarına, selam ümmete tevhidi aşılayan ihvana, selam olsun bir buçuk milyar Müslüman`a direniş mektebi olan meydanlarına ve o meydanlar da çarpan yüreklere. Ve şimdi o yüreklere yüreklerimizi de ekleyerek biz de diyoruz ki zulüm var oldukça bizler de var olacağız, zulme karşı omuz omuza mücadele verecek ve İslam düşmanlarının, zalimlerin oyunlarını akamete uğratacağız biiznillah.
 

Ey zalimler! Vallahi sizlerin dünyayı sevdiğiniz kadar bizler Allah yolunda ölmeyi seviyoruz. Ey zalimler! Vallahi sizlerin rahatı sevdiğiniz kadar bizler Allah yolunda cefa çekmeyi seviyoruz. Ey zalimler! Bizleri neyle tehdit ediyorsunuz? Bu uğurda ölmemiz şehadet, sürgün edilmemiz seyahat, zindanlara doldurulmamız halvettir. Ve bizler için iki güzellikten biri vardır ki; ya şehadet veya zafer dir. Ey zalimler! Bizi iyi tanıyın, bizler Hasan El Bennanın öğrencileriyiz. Ve diyoruz ki; `Gayemiz Allah, Önderimiz Rasulullah, Anayasamız Kur`an, Yolumuz Cihad, En Büyük Arzumuz Allah Yolunda Şehit Olmaktır"
Bizleri hiçbir şeyle korkutamazsınız. Fakat siz sonunuzdan korkunuz.
 

Mısırlı Müslümanlar ve dünya Müslümanları olarak bizler tek ümmetiz. Peygamber Efendimizin bildirdiği gibi Müslümanlar birbirlerini sevmede birbirlerine acımada ve birbirlerini korumada bir bedenin parçaları gibidirler. Vucudun bir parçası acıyınca diyer parçalar ağrıyan parça için acır ve fedakarlık yapar. Her kim Müslümanların derdi ile dertlenmezse onlardan değildir. Biz Müslümanlar olarak Mısırlı Müslümanların acısını kalbimizin derinliklerinde hissediyoruz. Mısır`da olan acı, hüzün Müslümanların acı ve hüznüdür.
 

Musab Şengül / Mardin - Yaş: 20
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir