Trablus yakınlarındaki Ebu Salim cezaevinde tutuklu bulunan ve geçen hafta Libyalı muhaliflerin kenti ele geçirmesiyle birlikte özgürlüğe kavuşan binlerce mahkum, Kaddafi döneminin karanlık yüzünü anlattı.

Muhaliflerin kente girmesiyle birlikte hapishane görevlilerinin kaçtığı ve civarda yaşayan halkın hapishaneye girip, kapıları kırarak mahkumları serbest bıraktığı belirtildi.

İslamcı bir örgüte üye olmak suçlamasıyla yaklaşık 15 yıldan bu yana Ebu Salim cezaevinde tutuklu bulunan Said Abdullah isimli mahkum, içinde yatak bile olmayan küçük bir hücrede 12 mahkumla birlikte kaldığını anlattı.

Cezaevinde işkence gördüğünü söyleyen Said Abdullah, 2006 yılında ölüm cezasına çarptırıldığını, tutukluluğunun bir bölümünde üç ay boyunca güneşi bile göremediğini ve tek yemeğinin bir parça ekmek olduğunu belirtti.

"Artık burada öleceğimi düşünmeye başlamıştım" diye konuşan Abdullah, geçen hafta cezaevi yakınlarında yaşayan halk tarafından binlerce mahkumla birlikte serbest bırakıldığını ve otostop yaparak Trablus yakınlarında bir çiftlikte yaşayan ailesinin yanına dönebildiğini söyledi.

Başından geçenleri, "Hücremin dışından gelen sesleri duyduğumda şaşırdım. Gardiyanlar nerede, bu silahlı insanlar kim diye düşündüm. Bir anda kapı açıldı ve özgürdük" diye anlatan Abdullah, Kaddafi karşıtı hareketin ilk başladığı günlerde hücrelerinde haberleri takip edebildikleri bir uydu televizyonu olduğunu, ancak kısa bir süre sonra yayının kesildiğini söyledi.

Cezaevi dışından gelen silah seslerini sorduklarında, gardiyanların "havai fişek" cevabını verdiğini belirten Abdullah, özgür kalmalarından 4 gün önce NATO uçaklarının cezaevi yönetim binasını bombaladığını ve o günden sonra hiç yemek alamadıklarını kaydetti.

Mahkumları özgürlüğüne kavuşturanlardan biri olan Muhammed el Burki ise Ebu Salim cezaevinde yakınlarının izini arayanlardan biriydi. El Burki, binaya girer girmez, 1989 yılında güvenlik güçleri tarafından tutuklanan kardeşine dair izler aramaya başladığını anlattı.

Kardeşinin, Kaddafi`yi devirmeyi amaçlayan İslami bir gruba üye olduğu gerekçesiyle tutuklandığını ve 2007 yılında öldüğünü öğrendiklerini söyleyen El Burki, amacının çuvallar dolusu belge içinde kardeşinin mezar yerini bulmak olduğunu belirtti. El Burki, kardeşinin Ebu Salim cezaevinde çıkan bir isyan sırasında Kaddafi güçleri tarafından öldürülen 1200 mahkumdan biri olduğunu söyledi.

Bir başka Libyalı Ekrem Ramazan için bu cezaevi, babasını mahveden bir yerdi. Bir bilimadamı olan babasının 1984 yılında Kaddafi`ye suikast düzenleme suçlamasıyla cezaevine girdiğini dile getiren Ramazan, babasının ölüm cezasına çarptırıldığını, vasiyetini yazmasının istendiğini, başına siyah bir bez geçirilip kurşuna dizilmek üzere götürüldüğünü, ancak askerlerin havaya ateş açtığını anlattı.

"Babam, öldüğünü zannederek yere düşmüş. Sonra birileri gelip onu tekmeleyince ölmediğini anlamış. Bu cezaevi onu delirtti" şeklinde konuşan Ramazan, "Babam, cezaevine bir kuantum fizikçisi olarak girdi ama bir deli olarak buradan çıktı" dedi.

Kaynak: A.A.