MUŞ- Son günlerde Muş’ta hırsızlık olaylarının artması STK ları harekete geçirdi. Konuyla ilgili olarak Muş Selam Der ile Muş Lale Der, yaptıkları açıklamalarda genelde Türkiye’de, özelde ise Muş’ta hırsızlık olaylarının artmasının nedeninin, toplumun İslam ahlakından yoksun olması ve devletin işini gereği gibi yapmamasından kaynaklandığına dikkat çekildi.

Davet ederken muhatap kitlemiz belli bir kitle olamaz

Lale Der’in Kuran- Kerim’in ‘Sizden hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır(Ali İmran 104)’’ Ayeti kerimesiyle başlayan açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

 “Bizler Müslümanlar olarak yaşadığımız dünyayı ıslah etme çabasını kendimize şiar etmek durumundayız. Bu anlamda gerek kendimize gerek topluma karşı sorumluluklarımızın bilinciyle hareket etmek zorundayız. Tebliğ ve davet, Allah(cc)’ın bize emrettiği amellerin başlarında gelmektedir. Davet ederken muhatap kitlemiz belli bir kitle olamaz. Toplumun her kesimine vahyin ulaşması gerekmektedir.

Devletlerin, toplumların ötekileştirdiği insanlara,  hırsızlara,  canilere  ve  sokak çocuklarına , davetin ulaşmaması sonucu toplum giderek fesada doğru sürüklenmektedir.Türkiye’nin diğer illerinde olduğu gibi Muş ilimizde de hırsızlık vakaları ne yazık ki giderek yaygınlaşmaktadır. Vahiyden yoksun, eğitimsiz, maddi geliri düşük henüz çocuk denilebilecek yaşta birçok insan hırsızlığı zamanla meslek haline getirmişlerdir. Gerek devletin aldığı caydırıcı olmayan kararlar gerekse de devletin güvenlik güçleri hırsızlığı neredeyse teşvik eder hale geldi.

Toplum mühendisliğine soyunmuş Sivil Toplum Kuruluşları da üzerlerine düşen görevleri yeterince yerine getirememektedirler. Sadece insanlar değil bitki, hayvan ve doğadan da sorumlu olan biz Müslümanlar, toplumu ifsada götüren bu ve buna benzer kötülükleri ortadan kaldırmak için her zamankinden daha fazla çabalamak zorundayız. Muş Lale-Der olarak bizler özeleştiri yaparak diğer bütün Sivil Toplum Kuruluşlarını da sorumluluklarının bilinciyle toplumdaki kötülükleri ortadan kaldırmak için elbirliği yaparak çalışmaları gerektiğini hatırlatıyoruz’’ ifadelerine yer verildi.

Muş Merkezde yaklaşık 5 bin gencimiz uyuşturucu müptelası olmuş

Muş Selam DER Başkan Yardımcısı Mehmet Güler ise yaptığı açıklamada, yaşanan hırsızlık ve diğer kötü alışkanlıkların, halkın mal ve can güvenliğini tehdit ettiğini belirterek, “İlimizde hırsızlık, ahlaksızlık ve uyuşturucu kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır. Edindiğimiz bilgilere göre şuan Muş Merkezde yaklaşık 5 bin gencimiz uyuşturucu müptelası olmuş durumdadır. Bunun yanı sıra hırsızlık olaylarının artması, insanların hem mal hem de can güveliğini tehdit etmektedir.                                                                                        

Devlet ve yerel yönetimler toplumumuzu giderek kendi değerlerinden uzaklaştıran bu olayların önüne geçme noktasında kalıcı çözümler bulamamakla beraber, çözüm üretmekte de aciz kalmıştır maalesef. Çözüm üretmekte aciz kaldığı gibi ne yazık ki toplumun ıslahı için çaba gösteren insanları da engellemiş ve halen bu ceberrut zihniyetinden bir türlü vazgeçememiştir.

Şunu demek istiyoruz: Eğer yapamıyorsanız, bırakın toplumun sorunlarını toplumla haşir neşir olan, gerçekten bu insanların geleceklerini, hem maddi hem manevi olarak sağlam temeller üzerine inşa etme çabası içerisinde olan, insanlar halletsin. Devlet sözüm ona toplumun ıslahı için sürekli sözde politikalar üretmekte  ancak bu plan projeler uygulamaya sokmamaktadır. Fakat sonuç her zamanki gibi. İnsanımıza dünyaları kazandırılmaya çalışılırken ahretlerini de elerinden almıştır.  

Sözün özü diyeceğimiz şey şudur: Başta bu toplumu idare eden devlet yönetimi olmak üzere, yerel yönetim, STK lar, din adamları ve kendisinde sorumluluk hissi olan her bir insanımız, üzerine düşen görevi yerine getirme noktasında harekete geçmeli.  Halkımızın inanç, kültür ve ahlakını tehdit eden ve büyük ölçüde bu unsurların tahrip olmasına neden olan bu ateşe bir su serpmelidir. Aksi halde hiçbir insan, alevlendirilen bu ateşin hararetinden ne kendisini nede aile efradını muhafaza edemez’’ ifadelerine yer verildi.   

(M. Şirin ÇAĞLAYAN)