• DOLAR 34.613
  • EURO 36.637
  • ALTIN 2934.76
  • ...
Rusya ve ABD güçlerini deniyor
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Riyad Makaev / Doğruhaber / Analiz

Batı, Sovyetler Birliği’ni yıkmak için elinden gelen her mekanizmayı kullanmıştı. Sonuç olarak bunu başardı. Ancak Batı için bu yeterli olmadı. Rusya’yı içinden parçalamak istedi. 90’lı yılların başında Batı adeta Rusya’yı satın almıştı. Ülkeyi sarhoş Boris Yeltsin yönetiyordu. Batı’nın istediği kontrol edebilir zayıf bir Rusya. İşte 90’lı yıllarda durum böyle idi. Ancak Rusya’da Çeçen kanı üzerine siyaset yaparak yeni bir “Stalin” iktidara geldi. Vladimir Putin daha eğitimli, daha demokrat ama daha bir sert diktatör. İkinci Çeçen savaşı sırasında dünyaya bir mesaj vermişti, “Rusya yeniden oyuncu olacak” diye. Dünyanın gözü önünde acımasızca Çeçenlere soykırımı uyguladı. Putin’in sözleri böyle olmuştu: “Gerekirse onların Allah`ı ile savaşırım.”

Rusya 90’ların sonunda bambaşka bir Rusya oluverdi. Putin Rusya’nın enerjisini ele geçirdi. Petrol ve doğalgazı kullanarak siyaset yapmaya başladı. Rusya kaybettiği prestiji yeniden elde etmeye başladı. Her sene Putin’in desteği arttı. Putin bir şekilde ülkeyi hasta yatağından yeniden ayağa kaldırmıştı. Putin hakkında artık Rus Çar’ı olarak bahsediliyordu. Eski KGB ajanı, Batı’yı ve dünyayı şaşırtmıştı. Tek tek kaybettiği bölgelere yeniden daha güçlü girmeye başladı. Batı böylesine bir liderin Rusya’dan çıkacağını tahmin etmemiş olsa gerek. Rusya epey bekledi. Son olarak Ortadoğu’yu kaybedince yeniden atağa geçti. Suriye’de “artık yeter bunu vermem” dedi. Batı’nın ve ABD’nin geri adım attığını gören Rusya bu sefer diğer bölgede aynı taktiği kullanmaya başladı.

Rusya sınırlarına kadar dayanan Batı ile NATO, Rusya çıkarlarına ters. Gürcistan’da ABD’ye ders veren Rusya, Gürcistan’dan bir parça kopardı. Şimdi Ukrayna’da aynı senaryoyu uygulamaktadır. ABD’nin Irak’ta, Afganistan’da yenilgiye uğradığını gören Rusya şu anda süper güç olmaya aday olduğunu ima ediyor. Ukrayna’ya kendi adamını işbaşına getiren ve Ukrayna üzerinden doğalgaz ihtiyacını karşılayan AB’ye karşı doğalgaz şantajını devreye sokmaktadır.

Batı, ABD ile birlikte ekonomik yaptırımlardan bahsetse de Rusya’nın pek taktığı yok. Çünkü Rusya’nın elindeki kızıl ordu hiç hesap yapmaz sadece emri dinler. Rusya, AB ve ABD konuşurken Kırım bölgesine Ukrayna ordusu kadar asker yerleştirdi. Kırım halkı şaşkın, Rusya’ya bağlanırsa bir daha özgürlüğü göremezler, bağlanmaz ise Rusya Ukrayna ile Kırım arasına fitne sokar ve birbirine kırdırır. Kırım’ın bu durumda pek seçeneği yok gibi gözüküyor.

ABD, eğer Ukrayna meselesinde de geri adım atarsa tamamen prestijini tamamen kaybeder ve dünyada itibarı kalmamış olur. Rusya Ukrayna için “Kosova” örneğini almış gözüküyor. Yani Batı’yı kendi silahı ile vurmaya çalışıyor. Suriye meselesinde ABD insani müdahale yapmış olsaydı Rusya geri adım atacaktı. Dedelerimiz “Hesabı Bağdat’a giderken değil, gelirken yapılmalı” “Musalla taşında fazla bekletilen cenaze canlanır” derler. ABD fazla hesap kitap yaparak Suriye bataklığına battı. Rusya ise hesabı çoktan yapmış ve icraata koyulmuş.

Şimdilik AB, ABD ve Rusya arasında esen soğuk savaş giderek sıcak savaşa dönüşebilir. Çünkü ABD elde etmiş olduğu “itibarını” kaybetmek istemez, kaybederse arkası gelecek. Rusya ise almış olduğu hızını bırakmak istemiyor, bırakırsa Putin’in sonu gelir.

Demek istediğim iki “süper güç” var olma mücadelesi ile karşı karşıya kalmış durumda. Ukrayna ve Kırım hiç kimsenin umurunda değil. Batı Ukrayna, Batının elindeki malzeme ve Doğu Ukrayna ise daha doğrusu Kırım, Rusya’nın elindeki malzeme. Dolayısıyla malzeme istifade etmek için vardır. Bürokrasinin tükendiği noktada silah konuşmaya başlayacaktır. Bu durum, önümüzdeki dönemde hem Kırım’da hem Kafkasya’da büyük değişikler ve hareketlikler göreceğimiz anlamına geliyor.

Ukrayna halkı ve Kırım halkı şimdiden karşı karşıya getirilmiş bir halde. Meydanda direnen muhalefetten “Şeytanla anlaşırız Rusya ile asla” sesleri yükselmeye başlarken, Rusya Kırım’a yapacağı yardımı ve yatırımları konuşuyor. Enerji ve demiryollarının ihalesinin kimlere verileceği konuşuluyor.

Lafın kısası, demokrasinin son dönemlerini yaşadığımızı düşünüyorum. Gittikçe askeri darbelerin çoğaldığı ve askeri rejimlerin iktidara geldiği ve silah ile tehditlerle yönetilen bir dünya görünüyor. Amerikalı, AB’li ve Rusya’nın Ortadoğu’daki siyasetçilerin bir an önce iyi düşünüp bu kargaşalara son vermeleri yok eğer son vermezler ise savaşlar dönemi çok yakın olacak. Eğer bir çözüm bulamazlar ise siyonistlerin dünya nüfusunu azaltmaya yönelik programını başlatmış olacaklar...
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir