DİYARBAKIR - MAZLUM-DER Diyarbakır Şubesi “İnsan Hakları Mücadelesinde Sözün Gücü” isimli bir panel düzenledi. Sümer Parkı resepsiyon salonunda gerçekleşen panel, Halepçe katliamını anlatan sinevizyon gösterimiyle başladı. 

Sinevizyon gösteriminin ardından MAZLUM-DER Diyarbakır Şube Başkanı Abdurrahim Ay bir açılış konuşması yaptı. Ay konuşmasında, insan hakları mücadelesinin, insanlığın varoluşundan beri yaşanan zalim ile mazlum arasındaki mücadele olduğunu belirterek, insanların mazlumların seslerinin daha gür çıkması ve hakkın tahakkuk etmesi için ellerinden geleni yapmaları gerektiğini vurguladı. 

16 Mart’ın Halepçe Katliamının yıldönümü olduğunu hatırlatan Ay, Halepçe’nin Kürtlerin Hiroşiması olduğuna değinerek, “Katliamda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyor, sözün gücünün hak mücadelesini güçlendirerek zalimleri zulümden alıkoymasını, mazlumların hakkını zalimlerden almasını temenni ediyorum” diyerek sözlerini tamamladı. 

Açılış konuşmasının ardından geçilen panele MAZLUM-DER Diyarbakır Şubesi Başkan Yardımcısı Cihan Ünsel, yazar KemaL Varol ve senarist Tarık Tufan katıldı. 

“Söz sahibi olmak mevzu ve mevzi sahibi olmaktır” diyen MAZLUM-DER Diyarbakır Şubesi Başkan yardımcısı Cihan Ünsel, “Sözün kıymeti azaldıkça yaptığımız eylemlerin ve verdiğimiz mücadelenin de değeri düşer. Sağlıklı ve hakikatli bir mücadeleden bahsedilecekse söz ve eylemin birbiriyle uyuşması gerekir. Yaşadığımız bu zamanda sözlerimizin hesabını yapmadan birilerini acıttığımız gerçeği gün gibi ortadadır.” dedi 

Çağımız insanlarının yaşam tarzı ve algı durumlarına değinen senarist Tarık Tufan, “Günümüzde insanlar, yazarların yazdığı gibi yaşamaya başladı. Hayat, edebiyatı taklit etmeye başladı. Kişi bir roman okuyunca o roman kahramanı gibi düşünür ve onun gibi yaşar. Eğer sözünüz bir yaraya karşı gelmişse o zaman o söz kendi hakikatini bulmuş demektir.”ifadelerine yer verdi. 

Tufan, “Var olmak nefes almaktan daha önceliklidir diyerek, “İnsanın hayatında en büyük acılardan biri de sükut suikastıdır. Çünkü bir insanı öldürmek acı verir ama bir insanı yok saymak daha büyük acılar verir. Hatta yok saymak öldürmekten daha büyük yaralar açmaktadır.”şeklinde konuştu. 

Yazar Kemal Varol da “Edebiyatta sözün kendine ait bir adaleti vardır. Günlük hayatta düşünmediğiniz bazı meseleleri yazı size düşündürebilir. Yazı, söyleyeceğiniz sözleri yeniden düşünmenizi sağlıyor.” diyerek yazı ile söz arasındaki bağlantıya değindi. 

Konuşmaların ardından katılımcıların konuşmacılara sorduğu sorularla devam eden panel, şiir dinletisi ve İnsan hakları okulu mezuniyet töreninin yapılmasıyla son buldu. (Yunus Emre-Hamza Adıyaman-İLKHA)