Ergenekon`da Mahkemeler Arasında Yetki Kavgası
13. Ağır Ceza Mahkemesi, Ergenekon davasının 33 sanığının tahliye taleplerini reddetti. 21. Ağır Ceza Mahkemesi ise, Tuncay Özkan, Levent Göktaş ve Sedat Peker`in tahliyesine karar verdi. Yetki tartışması nedeniyle hangi kararın uygulanacağı belirsiz.
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Anayasa Mahkemesi`nin `hak ihlâli` kararı üzerine 7 Mart Cuma akşamı Silivri Cezaevi`nden çıkarken, Ergenekon davasının diğer sanıkları için de tahliyeler gündemdeydi.
Özel Yetkili Mahkemeleri kaldıran ve tutukluluk süresini 7.5 yıldan 5 yıla indiren yasanın cuma günü yürürlüğe girmesiyle, 5 yılı aşkın süredir cezaevide bulunan tutukluların tahliyesine kesin gözüyle bakılıyordu. Zira cuma günü birkçok davada benzer tahliye kararları çıkmıştı.
Ancak, 13. Ağır Ceza Mahkemesi bugün sürpriz bir karar verdi. Veli Küçük, Doğu Perinçek, Tuncay Özkan, Sedat Peker, Mustafa Levent Göktaş`ın da aralarında olduğu Ergenekon davası sanığı 33 kişinin tahliye taleplerini reddetti.
Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, Özel Yetkili Mahkemeleri kaldıran yasanın anayasaya aykırı olduğunu, bu konudaki kararın HSYK tarafından verilmesi gerektiğini söyledi. Özese, bu konuda Anayasa Mahkemesi`ne başvurduklarını açıkladı.
21. Ağır Ceza`dan tahliye kararları
Bu karardan kısa bir süre sonra, 13 Ağır Ceza`nın `tahliye talebi reddedildi` diye açıkladığı isimlerden Tuncay Özkan, Levent Göktaş ve Sedat Peker için tahliye kararı açıklandı. Bu kararı 21. Ağır Ceza Mahkemesi verdi. Mahkeme Tuncay Özkan ve Levent Göktaş`a yurtdışı yasağı koyarken, Sedat Peker`e aldığı ceza miktarını dikkate alarak yasak koymadı.
Mahkemenin ısrarı
13. Ağır Ceza Mahkemesi, davaya bakan mahkeme. Tahliye talepleri için yetkinin kendisinde olduğunu söylüyor. Sanık avukatları ise, 13. Ağır Ceza Mahkemesi`nin artık yok hükmünde olduğunu, tahliye taleplerinin nöbetçi mahkemelerce karara bağlanması gerektiğini savunuyor.
Sanık avukatlarından Celal Ülgen, ilginç bir iddiada bulundu. Ülgen, hafta sonu 13. Ağır Ceza Mahkemesi`nin infaz koruma memurları aracılığıyla Ergenekon sanıkları tek tek tahliye dilekçesi topladığını iddia etti. Ve bu dilekçeler ışığında tahliye taleplerini reddettiği söyledi. Ülgen "Biz avukatlar olarak mahkemeye böyle bir başvuruda bulunmadık. Bu mahkeme kanunla kaldırıldı. Mahkeme kanuna direniyor. Beni HSYK kurdu o kaldırsın nasıl der? Artık tarihe gömüldüler. Bunlar sadece direnmedir. Bu bir darbedir. Darbeyi yargılayanlar darbe yapmaya çalışıyor. Bazı nöbetçil mahkemeler de tahlliye taleplerine direnebilir." dedi. Ülgen, tahliyelerle ilgili bir sorun yaşanmayacağını savundu. "Sorun çıkması için legal bir kurum olmalıdır karşı tarafta. Legal bir kurum yok. Onun için verilen kararın kıymet-i harbiyesi yok" diye konuştu.
Al Jazeera`nin görüşünü aldığı bir savcı ise, özel yetkili mahkemelere ellerindeki dosyaları teslim etmeleri için 15 gün süre tanındığını, bu süre içinde yetkinin de kendilerinde olduğunu söyledi.
13. Ağır Ceza`nın `hayır` dediği isimler:
Mustafa Levent Göktaş, Mehmet Fikri Karadağ, Özkan Kurt, Ulaş Özel, İsmail Sağır, Mehmet Demirtaş, Hasan Ataman Yıldırım, Levent Ersöz, Muzaffer Tekin, Sedat Peker, Boğaç Kaan Murathan, Semih Tufan Gülaltay, Veli Küçük, Fikret Emek, Kemal Kerinçsiz, Serdar Öztürk, Yalçın Küçük, Aykut Metin Şükre, Ergün Poyraz, İbrahim Şahin, Kemal Aydın, Doğu Perinçek, Mehmet Bedri Gültekin, Turhan Özlü, Erkan Önsel, Hikmet Çiçek, Mehmet Deniz Yıldırım, Hasan Atilla Uğur, Tuncay Özkan, Durmuş Ali Özoğlu, Memet Zekeriya Öztürk, İsmail Yıldız, Oktay Yıldırım.
Süreç Başbuğ`un tahliyesi ile başlamıştı
Mahkemelere, yeni yasanın yanı sıra, İlker Başbuğ`un tahliye gerekçesine atıfta bulunarak yapılan başvurular da vardı.
Anayasa Mahkemesi, davada 5 Ağustos`ta açıklanan kararın gerekçesinin hâlâ yazılmadığına, bu nedenle temyiz yolunun kullanılamadığına dikkat çekmişti. Sanık avukatları dilekçelerinde, `Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlâl edildiği` yönündeki yüksek mahkeme kararının tüm sanıkları ilgilendirdiğini, Başbuğ için verilen tahliye gerekçelerinin kendileri için de geçerli olduğunu belirtti.
Cuma gününden itibaren İstanbul Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi`ne bu iki gerekçeyle tahliye talebinde bulunanların sayısı 30`u geçti.
Bu isimler arasında Yalçın Küçük, Sedat Peker ve Teğmen Mehmet Ali Çelebi de var. 5 yılı aşkın süredir cezaevinde olan ve müebbet hapis cezası alan gazeteci Tuncay Özkan, yine müebbet alan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, emekli Albay Hasan Atilla Uğur, Muzaffer Tekin, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, Hikmet Çiçek, Mehmet Demirtaş ve Oktay Yıldırım da daha önce tahliye talebinde bulunmuştu.
Alparslan Arslan Başbuğ`u emsal gösterdi
Ergenekon davasından cezaevinde olan Danıştay cinayetinin faili Alparslan Arslan da tahliye talebinde bulundu. İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi`ne iki sayfalık dilekçe veren Arslan`ın avukatı Oğuz Kayıran, Arslan`ın 7 yıl 9 ay 1 gündür tutuklu olduğunu hatırlattı.
Dilekçede, Anayasa Mahkemesi`nin İlker Başbuğ için verdiği kararı örnek gösterildi. Eşitlik ilkesi gereği mahkeme kararının tüm tutuklu sanıklar için uygulanması gerektiğine vurgu yapılan dilekçede tüm sanıkların tahliyesine karar verilmemesinin sorunlu olduğu ifade edildi.
Alparslan Arslan`ın tahliyesi talep edilirken ayrıca tutukluluk süresini 5 yıla indiren yasal değişikliğe de vurgu yapıldı.
Alparslan Arslan`ın 17 Mayıs 2006`da Danıştay 2. Dairesi`ne yaptığı saldırıda, Danıştay İkinci Daire üyesi Mustafa Yücel Özbilgin ölmüş, aralarında daire başkanı Mustafa Birden`in de olduğu dört üye ise yaralanmıştı. 2009`da Danıştay saldırısıyla ilgili dava Ergenekon davasıyla birleştirildi.
Tahliyeler başladı
Tutukluluk süresini 5 yıla indiren yasanın yürürlüğe girmesinin ardından, ilk tahliye olan isim, Hrant Dink cinayeti davası sanığı Erhan Tuncel`di. 8 Mart Cumartesi günü de, Zirve Yayınevi cinayetleriyle ilgili davanın beş sanığı tahliye edilmişti.
Kaynak: el cezire turk