• DOLAR 34.283
  • EURO 37.711
  • ALTIN 2922.086
  • ...
`Somali Halkından Öğreneceğimiz Çok Şey Var`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

BATMAN- İHH`nın organizasyonuyla Somali`ye giderek oradaki durumu yakından gören Özgür Der Batman Şube Başkan Yardımcısı Şefik Sevim gözlemlerini ajansımıza anlattı.

10 Ağustos`ta Batman`dan yola çıkan Sevim, sınırdaki kampları gezdiklerini ve Dünyanın en büyük mülteci kampına gittiklerini belirterek, "Kampların durumu çok vahimdi. Orada yüzlerce ölümle burun buruna insanla karşılaştık. Kampların etrafında birçok hayvan leşi vardı. Gördüklerimizden bazı dersler çıkardık. Bunu Batman halkına anlatacağız" dedi.

Somali Halkı Onurlu ve İffetli Bir Halk
Somali halkının karakteristik olarak iffetli bir halk olduğunu ve bu kıtlık halindeyken bile kesinlikle dilencilik ve yağma yapmadığını dile getiren Sevim, "Dünyanın bu düzeydeki hiçbir yoksul halkın böyle iffetli ve vakarlı olabileceğine ihtimal vermiyorum. Aç ve üstünde elbisesi olmayan insanların cami yapılmasını istediğini anlattı. ABD başta olmak üzere büyük emperyalist güçler Somali`nin içini boşaltmaya çalıştıklarını ve buna rağmen diğer İslam ülkelerinin Somali`ye sahip çıkmadıklarını belirten Sevim,"İslam ülkelerini pek burada göremedik. Özellikle İHH`nın organizasyonu çok iyiydi. Masa başlarında çizilen sınırları aşan bir yürek sınırı vardı. Orada onurlu bir halkla karşılaştık ve Batmanlılara onların selamını getirdik" şeklinde konuştu.

Bir haftalığına Türkiye`deki gündemlerden, altının yükselişinin yarattığı toplumsal tedirginlikten, Kürt sorunundan, tarihselci ve kimi ilahiyatçıların polemiklerinden uzak, temel insani ihtiyaçlarından yoksun kardeşlerimizle Ramazanı geçirme imkânını yakalamak ve bu imkan üzerine kendi gerçeklerimizle yüzleşme fırsatı bulmak, tüm modern algılarımızdan sıyrılıp sükunetin, sabrın ve ihlasın mümessili durumunda olan kardeşlerimizle tanışma ve sahiplenme ihtiyacından hareketle, tarihsel bir fırsat olarak görüp bu endişelerle yola koyulduklarını belirten Sevim, Dadaab kampından Navrobi`ye 470 km`lik yolu 18 saatte aldıklarını kaydetti.

Somali`deki Müslümanlar ile aramızda hayat algısı olarak bir uçurum olduğunu gördüklerini belirten Sevim, " Modernizmin kirletmediği bir toplumla karşılaştık. Bir anlamda modernizmin bizi ne kadar çürüttüğünü hissettik. Modernizmin bize verdiklerinin karşılığında bizlerden neler aldığını fark ettik. Onlardan öğrenecek çok şey olduğunu gördük." dedi.

Açlık ve Kıtlık Had Safhada
Sevim, yüzlerce kilometrelik Afrika ormanlarında özellikle Garissa-Dadaab arası sık çalılıklarda binlerce hayvan cesetlerinin, kuruyan ağaç kökleri ile karşılaştıklarını buna rağmen arada bir görülen küçük keçi sürülerinin bir umut kaynağına dönüşerek, ruh dünyalarında "yaşamak direnmektir" enerjisini hatırlattığını ifade etti.

Somalili Müslümanların her şeye rağmen itikat ve ibadetlerine gıpta edilecek şekilde bağlı olduklarını vurgulayan Sevim, "Aç olan, üzerlerinde elbisesi olmayan, hiçbir konfora bünyesi alışmamış bu insanların ihtiyaçlar sıralamasında cami, hafızlık hücreleri gibi İslam medeniyetinin ilim ve ibadetteki disiplin ve dinamiğinin ne kadar da hayati olduğu gerçeği ile bizleri tekrar yüzleştirme fırsatını kaçırmıyorlardı." şeklinde konuştu.

Bu Köye İlk Müslüman Kafile Geliyor
İHH kampının bitişiğindeki İbni Teymiye Mescidinde, "Benim söyleyeceklerim var" deyip ısrarla kabile başkanından ve cami imamından söz alarak öne çıkan, sakallarına kına çalmış Homakomatolu yaşlı bir dedenin tüm vakarıyla, "50 yıldır bu köyde mukimiz. Bu köye ilk Müslüman kafile geliyor. Bu yüzden bugünü bayram ilan ediyoruz. Ama bizi unutmayın" dediğini aktaran Sevim, dikenlerin arasında yalın ayak yaşayan Somali halkının mütevazi mescitlerinde ve takatsiz bedenleriyle hatimle teravih kıldıklarını ve Müslümanların onları ihmal etmemeleri gerektiğini vurguladı

Beyaz İnsan Algısı Değişti
Yıllarca sömürülen ve horlanan Somali halkının "Beyaz insan zengin insandır." Ve "Beyaz insan kötüdür" algısının Müslümanların yaptığı yardım ve sahip çıkma ile değiştiğini ve ümmet olmanın bilincine varıldığını anlatan Sevim, "İslam`ın bilinçli kadrolarının sosyal yaşamın ruhuna nasıl da maya çalma çabalarının bir sonucu olduğunun Kenya`nın Hıristiyan mozaiğinin ağır bastığı diğer bölgelerle kıyaslandığında rahatlıkla anlaşılabilir." dedi.
İslami kurumlar ve halkın gösterdiği genel hassasiyet açısından Türkiye`nin bu sorunda karşı iyi bir sınav verdiğini belirten Sevim, "Bizim mahallenin kuruluşlarının çoğu sahadaydı. Buna şahidiz. Halkın hassasiyetinin çok anlamlı olduğunu düşünüyorum. Halkı Müslüman olan diğer ülkelerin Türkiye`deki Müslüman halkı örnek almaları gerektiği kanaatindeyim." ifadelerini kullandı.

Mahrumun Yanında Olmak İnsani ve İbadi Bir Sorumluluktur
"Burada da açlar var oraya niye gidiyorsunuz" söylemleri ve Güneydoğu gerçeği açısından bir değerlendirme yapan Sevim, insani ve fıtri hak talebi çerçevesini zorlayıp ırkçı, kavmiyetçi bir söyleme dönüşen başka kavimlerin ve halkların mazlumiyetini görmemeye yönelik kör ideolojik algıların burada sorgulanması gerektiğini dile getiren Sevim, "Benim gibi olmayanın canı çıksın." Anlayışının ötekileştirici, ayrıştırıcı bir zemin yaratmaktan öte bir şey ifade etmeyeceğini kaydetti.

Müslümanca bir hassasiyet gereği mazlumun, mağdurun ve mahrumun yanında olmanın insani ve ibadi bir sorumluluk olduğunu kaydeden Sevim, "Bizim kitabımızda tenin, cinsiyetin, dilin, etnisiteye dayalı alt kimliklerin farklılık anlamında hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Ten, dil ve kavim Allah`ın bir ayetidir. Bu anlayış yerel ve küresel egemen güç odaklarına karşı İbrahimi bir tavrı gösterebilmemiz için en büyük sermaye olarak görüyoruz." şeklinde konuştu.

Veysi Demir, M.Salih Özcan-İLKHA

Bu haberler de ilginizi çekebilir