Aile toplumun sigortasıdır
Çeşitli İslami STK'larda düzenlenen seminerlere katılmak üzere Van'a gelen Doğruhaber Gazetesi Yazarı Özkan Yaman, aile kurumu ile ilgili İlke Haber Ajansı'na önemli açıklamalarda bulundu.
VAN- Çeşitli İslami STK’larda düzenlenen seminerlere katılmak üzere Van’a gelen Doğruhaber Gazetesi Yazarı Özkan Yaman, aile kurumu ile ilgili İlke Haber Ajansı’na (İLKHA) önemli açıklamalarda bulundu.
Günümüzde aile ve gençliğin içinde bulunduğu buhranları ve çıkış yollarını konularına değinen Yaman , “Bir toplum aile yapısına göre varlığını devam ettirir. Bugün her Müslümanın ailesiyle ilgili iki derdinin olması lazım. Birinci dert, ‘Ben aileme ne kadar faydalı oluyorum.?’İkinci dert ise ‘Ben kendi ailemle ilgili ileride oluşabilecek tehditlere sıkıntılara karşı nasıl tedbir alıyorum? Aile, Allah’u Teala’nın yeryüzünde insanların neslini sürdürmesi için varlığını gerekli gördüğü bir müessesedir. Aile çok farklı şekillerde tanımlanabilir. Ama biz bir şeyi tarif ederken mutlaka o şeyin sahibine bağlamamız gerekiyor. Aileye de ancak Allah’u Teala’nın bakmamızı istediği yerden bakarsak doğru anlaşılabilir ya da anlatılabilir” dedi.
“Aile kişinin cennetidir”
Peygamberlerin hayatına bakıldığında bir aile gerçeğinin görüldüğünü ifade eden Yaman, “Günümüz sosyolojisi aileyi farklı şekillerde tarif edebilir. Bizce bu tarifler yetersizdir. Ailenin tanımı Allah’u Tealanın tanımladığı şekilde olmalıdır. Rabbimiz aileyi saygı ve karşılıklı hak hukuk temelinde, eşlerin birbirlerinin hakkını hukukunu gözettiği ve bir şekilde o ailede terbiyenin işlendiği bir müessese olarak tarif ediyor. Hadisi Şeriflerde de ailenin kişin cenneti olduğunu öğreniyoruz. Dolayısıyla Kur’an ve sünnette ailenin tariften öte, böyle bir izahı yapılmıştır” şeklinde konuştu.
Aileyi tehdit eden unsurlar nelerdir?
Aileyi kendi içinden ve dışından tehdit eden unsurların olduğunu ifade eden Yaman “Aile bireylerinin kendilerini manevi açıdan yenilememeleri, o aileyi tehdit eden iç unsurlardandır. Düşünün bir aile reisinin ibadetten yoksun olması, o aileyi tehdit eden bir unsurdur. Yine çocuklar terbiye edilmediğinde, bu da aileyi kendi içinden tehdit eder. Bir de aileyi dışarıdan tehdit eden unsurlar var. Bunlar da tabi ki zararlı yayınlar, özellikle de her aileye musallat olan televizyon dizileri. Bunlar ailelerimizi dışarıdan tehdit etmektedir. Yine ailenin çevresi, arkadaş çevreleri, iş çevreleri vs. eğer sağlıksız ise, ya da problemli ise, aileyi dışarıdan tehdit eden unsurlardır. Yine günümüzdeki modernite, özellikle dünyayı ve maddeyi önceleyen seküler anlayışlar ve batı tarzı yaşam biçimleri ve ya devletin bu anlamda ciddi bir politika üretememesi, eğitim kurumlarında aileyi destekleyecek müfredatın olmaması ya da yetersiz oluşu da, aileyi dışarıdan tehdit eden unsurlar arasındadır.” ifadelerini kullandı.
Peki, ailelerimizi nasıl muhafaza edebilir?
Aileyi korumak için ailenin ihtiyaçlarının doğru tespit edilmesi gerektiğini ifade eden Yaman sözlerini şöyle sürdürdü:
“İnsanın gerekli vitaminleri alması maddi ihtiyacıdır. Manevi gıdası ise Kur’an zikir gibi ya da insanlara yardım etmek gibi düşünülebilir. Bununla birlikte ailenin korunması için devlete düşen sorumluluklar var. Ailenin içinde bulunduğu topluma düşen sorumluluklar var. yine ailenin yakın çevresi yani akrabalarına düşen sorumluluklar var. bir de aile bireylerine düşen sorumluluklar var. Devlete düşen görev bir defa yaşanan sorunlara karşı çözüm politikaları üretmesi ve bir takım tedbirler alması gerekir bunun ailenin yani nikahın başladığı noktada başlayıp ailenin hayatıyla ilgili sürekli iyileştirici destekleyici manevi açıdan güçlendirici koruyucu tedbirler alması gerekir. bu anlamda devlete çok ciddi sorumluluklar düşmektedir.
Topluma düşen görevler aile ile bir iletişin halinde olunması gerekir. ailelerin yaşadığı sorunlar karşısında aileye yol gösterme gibi toplumun da bir takım sorumlulukları vardır. Akrabaların evlilik öncesinde başlayan büyük sorumluluklar düşmektedir. Son olarak ailenin kendi bireylerinin yapmaları gerekenler var. Bunlar da aile bireyleri arasında iletişimin sağlıklı bir şekilde olmasıdır.”
Aile bireylerinin sürekli kendilerini fikri, ilmi, ahlaki, ibadi ve imani açıdan yenilemesi gerektiğinin altını çizen Yaman, “Çünkü iman kalplerde eskir, ilim zihinlerde unutulabilir. Ahlak zayıflayabilir, ibadetler zamanla huşusunu kaybedebilir. Onun için ailenin her ferdinin sürekli kendisilerini yenilemeleri gerekiyor.” şeklinde konuştu.
Ailelerimiz tehdit altında mı? Batıda yaşanan ailevi sıkıntıların Müslüman toplumlarda da oluşmaya başladığını ifade eden Yaman, Veda Hutbesi’ne baktığımızda, Allah’ın Rasulü, ‘Kadınlar size Allah’ın emanetidir’ tavsiyesinde bulunuyor. Ve insanlar, yarın bu emanetin hesabının kendilerinden sorulacağı gerçeğini unutuyorlar. Ailenin olmadığı bir toplum düşünülemez. Çünkü toplumları meydana getiren fertler, toplumu oluşturmaktadır. Geçmişte yıkılan toplumlara baktığımızda, ailelerin yok olmasıyla tolumlar yok olduklarını görürüz. Roma imparatorluğuna baktığımızda Roma imparatorluğunun başka bir toplum yıkmamıştır. Kendiliğinden yok olmuştur. Avrupa’nın farklı medeniyetlerinde de bunu görmek mümkündür” sözleriyle konuşmasını bitirdi. (Murat Dalgın-İLKHA)