`İslami camiayı provoke etmek istediler`
Diyarbakır`da 72 STK`nın ortak bir organizasyonla `Darbelere Hayır Çözüme Evet` adıyla düzenlediği basın açıklamasını provoke edenleri vatandaşların AKP`lilere karşı tepkisi şeklinde lanse eden Cihan Haber Ajansına tepkiler devam ediyor.
DİYARBAKIR - Konu ile ilgili olarak İlke Haber Ajansına açıklamalarda bulunan STK’lar yapılan haberi yanlı ve provoke edici bir haber olarak değerlendirip haberin servis amacının belli olduğunu ifade etti.
Konu ile ilgili olarak değerlendirmelerde bulunan Belediye ve Yerel Yönetimler Sendikası İl Başkanı İbrahim Gökdemir, yapılan basın açıklamasını İslami STK’ların düzenlediğini ve “Darbelere Hayır Çözüme Evet Platformu” adı altında bir çalışmadan ibaret olduğunu ifade ederek, “Aslında hiçbir siyasi partinin içinde olduğu bir etkinlik değildi. Burada 28 Şubat zihniyetinin halen devam ettiğini gördük. Bu nedenle 17 yıl önce İslami kesime yapılanları halka yeniden hatırlatmak ve acıları unutmamak adına İslami Sivil Toplum Kuruluşları olarak bir araya geldik.” dedi.
“İslami camiayı provoke etmek istediler”
Hiçbir zaman hizmet hareketinin İslami sivil kuruluşların yanında olmadığını belirten Gökdemir, “Bugüne kadar bu 72 STK birçok etkinliğe imza atmıştır. Ama hizmet hareketi hiçbir zaman İslami STK’ların yanında olmamış, hiçbir zaman desteklememiştir. Cami çıkışında hizmet hareketinden 4-5 kişilik derin ve karanlık bir yapı adeta orada toplanan cemaati provoke edecek şekilde STK’lara saldırmıştır.” dedi.
“Jeopolitik konumundan dolayı Diyarbakır kritik günler yaşıyor”
Seçim arifesinden dolayı Diyarbakır’ın kritik günler yaşadığını söyleyen Gökdemir, “Bunlar fitne çıkarıp kaos ortamı oluşturmak için ülke genelinde yapılanların bir benzerini de Diyarbakır’da yapmak istediler. Ama İslami sivil toplum organizatörleri buna izin vermediler, duyarlı davrandılar. Bu sağduyulu tavır onların bu kirli oyununu bozmuştur. Bu anlamda şuna da değinmek istiyorum. Belki sık sık bu olaylar yaşanabilir. Ben bu insanları kınıyorum. AK Parti ile ilişkilendirilmesini yanlış buluyorum. Ki bu insanlar yıllardır AK Parti’nin sırtından nemalanan insanlardır. Cami avlusunda herhangi bir slogan atılmadı. Bu anlamda sağduyulu davranan STK’ları tebrik ediyorum.” ifadelerini kullandı.
“Diyarbakır halkı kiminle birlikte olduklarını tekrar açıkça görmüştür”
Dün darbelerden muzdarip olanların bugün darbeleri savunma pozisyonuna girmelerinin esef verici bir durum olduğunu belirten Kasım Akgönül ise, halkın iradesinin tecelli ettiğini ve bu durumun bazı malum kişiler tarafından sindirilemediğini söyledi.
Akgönül, “Gerçekten de bu içler acısı bir durumdur. Dün darbelerden muzdarip olanlar bugün darbe karşıtlığı yapan halkın yanında değil de darbeleri savunma pozisyonuna girmeleri esef verici bir durumdur. Darbeyi kınamak amacıyla yapılan bu eylemde görülmüştür ki, buna tahammül gösteremeyenler işi provoke etmeye girişmiştir. Bununla birlikte kiminle birlikte oldukları açıkça görülmüştür. Cami avlusunda herhangi bir slogan atılamadı. Gayet sükûnetle camide toplanan halk belirlenen yere gitmek üzere iken kendini bilmez darbe yanlısı kişilerce engellenmek istenmiştir. Ama bu oyunları duyarlı halk tarafından bozulmuştur.” dedi.
Provokatörlük yapan 3-5 kişinin orada bulunan milletin sabrını zorlamak için her türlü hakareti yaptığını ifade eden Memur Sen Diyarbakır İl Başkanı Yunus Memiş, olayın başından ele alınması gerektiğini belirterek, “Çok ilginçtir. FEM Dershanesinin Müdürü, Nil Kolejinin Müdürü, FEM Dershanelerinin öğretmenleri orada ‘siz darbecileri eleştirirken niçin kutularla ilgili açıklama yapmıyorsunuz’ dediler. Oraya provokatörlük yapmak için geldikleri her hallerinden belliydi.” tespitinde bulundu.
“Polisin tavrı çok çirkindi”
Polisin tavrının çok çirkin olduğunu söyleyen Memiş, “Eğer orada sol, seküler kesiminden insanlar bu açıklamayı yapıyor olsalardı, provokatörler çok sert bir karşılık bulacaklardı. Ancak şaşılacak bir durum ortadaydı. Polis bunlara hiç karışmıyor, onlara müdahale etmiyor, adeta ortalığın karışması, kavganın olması için her türlü ortamı sağlamaya çalışıyor gibi bir tavır içerisine girdiler. Ancak 3-5 kişilik kendini bilmez provokatör gurubun kirli oyununu sağduyulu Diyarbakır halkı oyuna gelmeyerek bozmuştur.” dedi.
“Yıllarca suçsuz insanları evlerinden alıp götürdüler”
Düzmece bir şekilde bilgi toplayıp evrak hazırlayanlardan mutlaka hesap sorulması gerektiğini belirten Memiş, “Bunlar yıllarca insanları evlerinden alıp götürdüler. Hizbullah davası, Hizbuttahrir, El Kaide davası diye insanları götürdüler. Ellerinde hiçbir belge olmadığı halde bu paralel yapının polisleri, sonradan oluşturdukları düzmece evraklar ile bir şekilde binlerce insanın hayatını karartılar. İhya Der`e verilen 153 yıllık cezanın mimarları da bunlardır. Kutlu doğum programı yaptınız, Kerbela programı düzenlediniz, Kur’an öğretiyorsunuz, denildi. Onun için toplamda 153 yıl ceza verildi. Evet, bunu açıkça söylüyoruz. Bu cezayı verenler yine bu paralel yapıydı. Paralel yapı bu bölgede insanların kanını emiyor. Çünkü çalışma biçimlerine bakılırsa tamamen İsrail odaklı bir çalışma grubu. Kendi dışındaki Müslüman gruplarını görmüyorlar. Bu olayda darbecilere destek verdiklerini gördük onların gerçek yüzünü gördük. Allah, 28 Şubat’ı yapanlar ve bu derin ve kirli yapıların yaptıklarının hesabını bunlardan tek tek soracak. Biz de halk olarak hesabını soracağız. Çünkü onlar bu bölgede hepimizi ezdiler. Annemizi, babamızı ve kardeşlerimizi hizmet adı altında İsrail’e Amerika’ya uşak haline getirdiler.” diye konuştu.
“Özel olarak organize olup geldiler”
Yapılan basın açıklamasının AK Parti veya başka bir parti tarafından yapılmadığına değinen Memiş, “72 sivil toplum kuruluşu tarafından gerçekleştirildi. 28 Şubat’ta insanların kanını emen zihniyet vardı. 28 Şubat’ta bu zihniyete destek verenler vardı. Bu da gösterdi ki bunlar darbecilerdir. Bunlar darbecilere destek vermek için ordalardı. Özel olarak organize olup geldiler oraya. Dershane müdürü ve öğretmenlerin derin odaklarla beraber ne işi vardı orada. Biz cami avlusunda değildik. Sanat Sokağındaydık. Ancak görüntüler mevcuttur. Bunlar yalandır, iftiradır. Bunlar yıllarca dindarları yalnız bıraktılar her zaman derin yapıların yanında oldular.” dedi.
“Müslüman kardeşimizin burnu kanarsa onlardan bileceğiz”
Son olarak o tabanda samimi dindar kardeşlerine seslendiğini söyleyen Memiş, “Bu çirkin olayları görün. Darbecilere verdikleri destekleri görün ve artık bunların peşinden gitmeyin. Paralel yapının üzerine gidin. Basın açıklamamızı yaptık Müslümanlara yakışır bir şekilde olaysız, halkımızın sağduyulu davranışıyla olay büyümeden oradan ayrıldık. Bundan sonra bir Müslüman kardeşimizin burnu dahi kanarsa onlardan bileceğiz. Bu paralel yapılardan bileceğiz.” dedi. (Zeki Aygur, Mustafa Kaynak - İLKHA)