• DOLAR 34.297
  • EURO 37.554
  • ALTIN 2930.67
  • ...
Önden giden atlılar: 28 Şubat mağdurları
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

BURSA - 28 Şubat sürecinde başörtüsünden dolayı görevlerinden ihraç edilen mağdurlar darbenin 17. Yıldönümü münasebetiyle İLKHA’ya konuştu.

Dönemin mağdurları, kendilerini 28 Şubat mağdurları olarak değil de önden giden atlılar olarak tanımlanmayı daha uygun gördüklerini belirterek, “Artık mağduriyet kelimesi eskiden olduğu gibi bu gün de vicdanlarımızı acıtan bir şey” ifadelerine yer verdiler.

Dönemin mağdurlarından Emine Hocaoğulları, yedi yıl önce başörtüsünden dolayı görevinden alındığını, bu gün ise Bursa’da 30 arkadaşları ile birlikte görevlerine tekrar kavuşmanın mutluluğunu yaşadığını belirtti. Hocaoğulları, yaşadıkları tüm sıkıntıları inanç ve iş arasından inancı tercih etmeye bağladıklarını ifade etti.

Hocaoğulları yaşadıklarını şöyle anlattı: “28 Şubat döneminde meslek dersi öğretmeni olarak çalışıyordum. Alınan kararlarla beraber bizler de görevimizden ihraç edildik. 7 yıl sonra çıkan bir sicil affıyla tekrar görevlerimize geri döndük. Fakat, o dönemde başörtüsü problemi olduğu için yine Milli Eğitim’de çalışmaya devam edemedik. Bu size iade edilen hakkın yarım bir soluk alma imkânı verilmiş durumuydu. Ve biz o soluğu tam olarak alamadık, başka bir kuruma geçmek durumunda kaldık.”

“Özlük haklarımız tam olarak daha iade edilmedi”
Bugün itibari ile görevlerine yeniden başladıklarını kaydeden Hocaoğulları, “Bu bir demokratik hak talebiydi. Böyle bir hakkı ancak halkın sesi dillendirebilirdi. Memur Sen’in çabalarını göz ardı edemeyiz. Sürecin gündeme getirilişinin biraz zaman almasını biz zeminin hazırlanma aşaması olarak değerlendiriyoruz.  Çünkü gerçekten Türkiye büyük bir badire atlattı. Ve bu badirenin yaralarını sarmak için öncelikte telafi edilmesi daha sonra da hak iade edilmesi gerekiyordu. Fakat özlük haklarımızın tam olarak bize iade edilmediğini ve hala birtakım hukuksal sıkıntılarının olduğunu görüyoruz. Bu özlük haklarımızın bize iade edilmesini umut ediyoruz.” diye konuştu.

Dönemin bir diğer mağduru Nadiye Bulut ise, o günleri şu sözlerle dile getirdi: “Nilüfer İmam Hatip Lisesinde Meslek dersi Öğretmeni olarak çalışıyordum. Bingöl Genç’ten buraya yüksek lisans için gelmiştim. Zaten geldiğimiz gibi de Bakanlık Müfettişleri gelmeye başladı. Savunmalar soruşturmalar derken biz bir günde 18 arkadaş aynı anda sürüldük. Hiç unutmuyorum benim derslerime de bir matematik öğretmeni giriyordu. O zaman ankesörlü telefonla milli eğitimden ağlayarak çıktık. Sokakta ağlaya ağlaya çıktık şu anda düşünüyorum ki acaba o zaman bizi görenler demişleridir ki bunların yakınları mı öldü? Bunlar niye ağlıyorlar? Bilmezler ki biz başörtüsünden dolayı görevimizden atıldık. Ben iyi ki inancımı işimden daha öncelikli seçmişim. Mücadele kaldığı yerden devam ediyor. Bizler mücadeleyi omuzlamaya hazırız. Bu uğurda emeği geçen herkese de teşekkür ederim.”

Memur Sen Bursa İl temsilcisi Numan Şeker de, 28 Şubat darbesinin Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçtiğini ve bu ‘postmodern darbe’nin, üzerinden 17 yıl geçmesine rağmen, açtığı tahribatın telafi edilemediğini belirtti. Şeker; “Her darbeyle 10 yıl geriye giden Türkiye’nin 28 Şubat’ın mimarlarını yargılıyor olması, bu acıların son bulduğu anlamına gelmemektedir. Ama bugün üzülerek görüyoruz ki 28 Şubat aktörleri teker teker tahliye ediliyor. 28 Şubat’ın acı izlerini toplumsal hafızamızdan silmek için daha kalıcı yaptırımlara ihtiyaç vardır” dedi.”

(Veysi Siyah - İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir