Son birkaç aydır Orta Afrika’da Hristiyan anti Balaka çeteleri tarafından Müslümanlara yönelik vahşi katliamlar gerçekleştirilmeye devam ediyor. Yüzde 50’si Hristiyan, yüzde 50’si de Müslüman olan Orta Afrika uzun yıllar Fransa’nın sömürdüğü bir ülke olarak kaldı. Günümüzde de kukla işbirlikçi yerel yöneticiler eliyle ülkenin yeraltı-üstü altın ve değerli madenleri yine Fransa ve batılı ülkelerce derdest edilmeye devam ediliyor.

 FRANSA’NIN ÜLKEYİ ÇIKARI UĞRUNA DİZAYN ÇABALARI

2003`te yapılan bir darbe sonucu iş başına gelen Hristiyan Cumhurbaşkanı François Bozize`nin son zamanlarda ülkenin zengin kaynaklarını kendine aktarması, Fransa’nın tepkisini çekmiş ve Bozize`yi yalnız bırakmıştı. Ayrıca Bozize`nin bu bencilliği karşısında Fransa, 2011’yılında Müslüman bir lider olan Michel Djotodia’nın darbe yaparak yönetimi ele geçirmesine de bu açıdan göz yummuştu.

 Kısa bir süre cumhurbaşkanlığı yapan Djotodia’nın Orta Afrika’yı yaşanabilir bir ülke yapabilmek için çalışması ve Fransa ile batılı ülkelerin ülkedeki hortumlarını kesmek istemesi Djotodia’nın da sonunu getirdi ve istifa etmek zorunda kaldı. Peşi sıra ülkede Hristiyan anti Balaka çetelerinin Müslümanlara yönelik saldırı ve katliamları başladı. Katliamlar ve kaosu bahane eden Fransa derhal harekete geçerek Orta Afrika’daki 400 olan askeri sayısını 1600’e çıkardı ve ülkede kontrolü sağlama adına resmen olmasa da işgalin ilk adımını attı. Ardından başkent Bangui’nin kadın belediye başkanı Catherine Samba Panza cumhurbaşkanı koltuğuna oturtuldu.

 Peki katliamlar durdu mu dersiniz? Hayır, aksine Hristiyan çeteler güneydeki bölgelerde yakaladıkları Müslümanları bıçak ve palalarla katlettikten sonra bedenlerini herkesin gözü önünde yakıyor. Bu vahşete Afrika Birliği(4500 askeri bulunuyor), Birleşmiş Milletler ve Fransız askerlerinin de şahit olduğu ancak yine de müdahalede bulunmadığı belirtiliyor. Evlerini, işlerini bırakarak katliamlardan kaçan Müslümanlar açlık ve sefalet içerisinde Müslümanların yoğunluklu olduğu kuzeydeki bölgelere ya da Çad’a sığınıyor.

 İŞTE BİR GENERALDEN İTİRAF…

Orta Afrika Cumhuriyeti ordusundan isminin açıklanmasını istemeyen bir general ülkede yayın yapan Sahel TV`ye yaptığı açıklamada SELEKA için silahsızlandırılmaya gidilirken anti-Blaka milislerinin silahlandırılmasının bir hata olduğunu söyleyerek, Fransa`nın kendilerini yanılttığını, iç savaşın bu hatadan dolayı daha da tırmandığını söyledi.

 Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Sözcüsü Adrian Edwards de BM’nin Cenevre Ofisi`nde yapılan basın toplantısında, ülkenin kuzeybatı ve güneybatısındaki 18 yerde 15 bin insanın kuşatıldığını ve silahlı gruplarca tehdit edildiğini söyledi. Bu insanların saldırı tehdidiyle karşı karşıya kaldığını ve güvenliğe ihtiyacı olduğunu vurgulayan Edwards, "Orta Afrika Cumhuriyeti`ndeki şiddet ülkedeki bütün grupları etkilese de sıkışıp kalmış insanların çoğu anti-Balaka milislerince tehdit edilen Müslümanlar" dedi. Özellikle endişe duydukları alanların başkent Bangui`nin PK12 bölgesi, Boda, Bouar ve Bossangoa şehirleri olduğuna işaret eden Edwards, ülkenin Paoua şehri ve Bangui`nin bazı bölgelerinde Hristiyan ve Müslüman toplumlar bir arada yaşasa da ülkenin genelinde sık sık mezalim gerçekleştiğini kaydetti.

 BM’NİN ASIL MİSYONU; İKİYÜZLÜ POLİTİKA SERGİLEMEK

Orta Afrika’da sahada bulunan Birleşmiş Milletler barış gücünün ülkede Müslümanlara yönelik katliamlar yapılıyorken müdahalede bulunmamaları ile Cenevre’de basına konuşan BM sözcüsünün gerçekleri ortaya koyan açıklaması sizleri yanıltmasın. Çünkü Orta Afrika’da katliamları yapan anti Balaka çetelerini arka planda silahlandıran Fransa ve batılı ülkelerken, asıl görülmesi gerekeni görmeyerek ikiyüzlü bir politika sergileyen Birleşmiş Milletler geçmişte örnekleri de mevcut Bosna’da, Filistin’de Afganistan ve Irak’ta olduğu gibi batılı ülkelerce yapılan işgal ve katliamlara ses çıkarmayarak bu ikiyüzlü iğrenç politikasını tescillemiştir. BM’nin, uluslararası kamuoyunun güvenilirliğini yitirmemek adına yürüttüğü bu kirli ikiyüzlü politikanın her fırsatta hatırlatılmasında fayda var.

 Gerçek ise şu ki; Orta Afrika’da Müslümanlar vahşice katledilirken İslam dünyasının yaşanan katliamlar için kılını bile kıpırdatmaması ve oradaki kardeşlerini uluslararası şer güçlerin insafına bırakması, İslam gibi yüce bir kimliğe sahip kişiliklerimize utanç, yüreğimize ise acı veriyor.  (Mehmet Özcan / İLKHA)