• DOLAR 32.589
  • EURO 35.059
  • ALTIN 2459.626
  • ...
Kırım`da Bölünme Endişesi
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

ANKARA - Resmi sloganı "Birlik içinde refah" olan Kırım Özerk Cumhuriyeti`nde, bir taraftan Rusya yanlılarının Kiev`deki Bağımsızlık Meydanı`ndaki gösterilere ve geçici iktidarın aldığı kararlara karşı eylemleri devam ederken, diğer taraftan ortaya atılan ayrılıkçı senaryolar tartışılıyor.

Yönetim karşıtı gösterilerin başarıya ulaşmasıyla ülkenin idaresinde birincil söz sahibi konumuna yerleşen parlamentonun, Rusya yanlısı Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç`i azletmesinin ardından Kiev`de sular durulmuşa benziyor.

Kiev`de çatışmaların son bulmasından sonra baş başa kalınan belirsizlik Kırım`da yeni bir krizi ateşleme eğilimleri gösteriyor.

Ülkenin etnik anlamda Rus ve Ukraynalı kimliklerini Doğu-Batı zıtlığıyla konumlandıran demografisine bakıldığında, güneydeki Kırım yarımadası stratejik konumu ve nüfus özellikleriyle göze çarpıyor.

Sovyetler Birliği`nin özellikle Stalin döneminde uyguladığı politikalar neticesinde etnik yapısı önemli değişimlere uğrayan Kırım`da, son nüfus sayımına göre Ruslar ve Ruslaşmış unsurlar çoğunlukta. Kırım Tatarları ise nüfusun yaklaşık yüzde 13`ünü teşkil ediyor.

1944 yılında Stalin`in Kırım`da yaşayan tüm Tatarları Özbekistan`a sürmesinin ardından etnik Rusların sayısı yarımadada önemli oranda artırıldı.

Kırım Tatarları ise Özbekistan`a sürülmeleri sırasında nüfuslarının yarıya yakınını hastalık ve açlıktan dolayı kaybetti. Tatarların vatanlarına dönemlerinin yolu 1991`e kadar açılmadı.

Kendilerini Rusya`ya bağlı hissedenlerin hiç azımsanmayacak oranda olduğu belirtilen Kırım`da, son günlerde Ukrayna`dan ayrılıp Rusya`ya bağlanma ihtimallerini dillendiren birçok ses duyulmaya başladı.

Kiev`deki çatışmaların şu ana kadarki en kanlı bilançoyu çıkardığı perşembe günü, Kırım Özerk Cumhuriyeti Parlamentosu Başkanı Vladimir Konstantinov, ülkedeki olayların daha da tehlikeli boyutlara ulaşması durumunda Kırım`ın Ukrayna`dan ayrılmasının gündeme gelebileceğini söyledi.

Son olarak Kırım`ın güneyinde bazı grupların, başkentte ilan edilen kararlara karşı çıkmak için gönüllü topladığı iddia edildi.

Her ne kadar Kırım`ın Ukrayna`dan ayrılacağı iddialarını yalanlayan bazı açıklamalar gelse de yarımada Yanukoviç yanlıları ile karşıtları arasında çatışmalara sahne oluyor.

"Kırım Tatarlarının var olması, Ukrayna`nın var olmasına bağlı"

Kırım`ın Ukrayna`dan ayrılıp Rusya`ya bağlanmasına yönelik ayrılıkçı senaryoların en çok rahatsız ettiği grupların başında Kırım Tatarları geliyor.

" Kırım Tatarlarının var olması, Ukrayna`nın var olmasına bağlı" diyenKırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Vakfı Genel Başkanı Tuncer Kalkay`a göre, Kırım`da bağımsızlık Rusya`nın güdümüne girmek anlamına geliyor.

Gösterilerin başladığı yarımadada bölgesel parlamentonun bugün olağanüstü toplanma kararı aldığını hatırlatan Kalkay, radikal Rusların bu toplantı sonucunda bağımsızlık kararı çıkmazsa parlamentoyu basmakla tehdit ettiğini, Kırım Tatarlarının ise toplantıyı engellemeye çalıştığını bildirdi.

Kalkay, parlamentodan olası bir bağımsızlık kararı çıkması durumunda Kırım Tatarlarının vereceği tepkiye yönelik ise şunları söyledi:

"Bu kabul edilebilir bir şey değil. Kırım Tatarları olarak kültür itibarıyla çatışmadan yana bir topluluk değiliz, silahımız da yok. Ama böyle bir şey olursa sineye çekmeyeceğiz, tepkimizi ortaya koyacağız. Bizim isteğimiz böyle bir çatışmaya gidilmemesi. Ayrılıkçı Ruslar dışında zaten kimse böyle bir şey istemiyor. Rusya da bu konuda herhangi bir şey yapmıyor fakat vatandaşlara pasaport dağıttıkları söyleniyor. Putin bunu yapmayacağını söylemişti ama el altından yapıyor olabilir. Ukrayna da her şeye hakim olmuş durumda değil."

Kırım`da benzer provokasyonların 1991 yılındaki bağımsızlıktan beri zaman zaman yaşandığını ifade eden Kalkay, buna rağmen ayrılıkçı eğilimlerin hiçbir zaman bugünkü kadar güçlü olmadığını vurguladı.

"Ukrayna`dan ayrılmak, Kırım`ın Rusya`ya bağlanmasıyla eş anlamlı"

Kırım Tatar Milli Meclisi`nin Türkiye Temsilcisi ve Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay da Kırım`da etnik çatışmalara sebebiyet verebilecek gelişmeler yaşandığını belirtti.

Kırım Parlamentosu`nun Ukrayna`dan ayrılmayı oylayıp referanduma sunacağına dair iddialar olduğunu ifade eden Karatay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kırım`daki yönetim Rusya taraftarlarının kontrolünde olan bir yönetim. Kırım`ın büyük çoğunluğu da Ruslardan oluşuyor. Ukrayna`dan ayrılmak, Kırım`ın Rusya`ya bağlanmasıyla eş anlamlı."

Kırım`ın Kırım Tatarlarının tarihi vatanı olduğunu vurgulayan Karatay, Kırım Tatarlarının Stalin zamanında sürgün edildiğini hatırlatarak, parlamentoda Rusya`ya bağlanmaya yönelik girişimler yapılmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.

Karatay ayrıca parlamentodan olumsuz karar çıkması halinde Kırım Tatarlarının her türlü tepkiyi koymaya hazır olduğunu belirtti.

"Olanlar tamamen provokasyon"

Bilkent Üniversitesi Rusya Araştırmaları Merkezi Direktörü Doç. Dr. Hakan Kırımlı`ya göre ise Kırım Özerk Cumhuriyeti Parlamento Başkanı Vladimir Konstantinov`un geçen perşembe "Kırım`ın Ukrayna`dan ayrılmasının gündeme gelebileceği" açıklamalarının ardından alevlenen ayrılıkçı eğilimler, Rusya`nın 1991`den beri uyguladığı korkutma taktiklerinin bir tezahürü.

Kırım`ı Rusya`ya bağlamaya Putin’in gücü olsaydı, saniyenin yüz binde biri kadar bile beklemeyeceğini ifade eden Kırımlı, "Putin`in yapmak istediği şey, muhaliflerini ürküterek sinmeye teşvik etmek, başaramazsa da tepkileri ölçmek" diye konuştu.

Kırımlı, "Bugünlerde olanlar tamamen provokasyon" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

"Putin ya da benzeri politikacılar Rusya’nın başında kaldığı sürece Kırım`ı kaşıyacağı yüzde yüz. Rusya’da emperyalist fikirler mevcut olduğu sürece bu sıkıntılar devam eder. Kırım’da ne zaman Kırım Tatarları ve başka unsurlar çoğalır ve güçlenir, istikrar o zaman gelir. Başka bir çare yok."

Rus istihbaratı tarafından sıklıkla Osmanlı Devleti ile Rus Çarlığı arasında imzalanan Küçük Kaynarca Anlaşması’na göre, Türkiye`nin Kırım’ı alacağına yönelik yayınlar yapıldığını iddia eden Kırımlı, bunların Rus kamuoyuna mesajlar olduğunu dile getirdi.

Kırımlı, "Halbuki Küçük Kaynarca tam tersine Osmanlı Devleti ile Rusya`nın, Kırım Hanlığı`nın bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü garanti ettiği anlaşmadır. İsterlerse bunu yapsınlar, Kırım Hanlığı tekrar kurulsun, bence bir mahsuru yok" diye konuştu.

Türkiye`de bazı çevrelerin bu propagandaya kapılarak Kırım`ın Türkiye`ye katılması gibi bir ihtimal olduğunu zannettiğini belirten Kırımlı, bu yönde çıkan haberleri Rusya`nın daha sonra kendi kamuoyuna sunduğunu söyledi.

"Bölünmüşlük Ukrayna`nın yapısal özelliği"

USAK Avrasya Araştırmaları Merkezi Uzmanı Habibe Özdal`a göre ise Ukrayna için bölünme, ciddiye alınması gereken bir alternatif çözüm olmaya doğru evriliyor.

Ukrayna parlamentosunun 2004 anayasasına geri dönüş kararı almasının ardından yaptığı ilk işlerden birinin Rusçanın resmi dil statüsünü kaldırmak olduğunu hatırlatan Özdal, ülkedeki demografik, dilsel, dinsel ve kültürel ayrışmayı hesaba katmak gerektiğini vurguladı.

Özdal, "Ülkenin batısı, - yani muhalefet - gücü eline geçirdiğinde, ülkenin doğusunu ve doğunun taleplerini yok sayan uygulamaları hayata geçirdiğinde, Kırım başta olmak üzere Rus nüfusun yoğun olduğu ya da Rusça konuşan kesimlerde Yanukoviç’i destekleyen olayların çıkması anlaşılabilir bir şeydir" değerlendirmesinde bulundu.

Ülkede yapısal bir özellik olan bölünmüşlüğün, hükümetleri de bu durumun gerektirdiği şekilde kapsayıcı ve birleştirici söylem ve politikalar benimsemeye ittiğine dikkati çeken Özdal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Halihazırda Kiev’de ve ülkenin batısında kontrolü ele geçirdiğini ifade eden muhaliflerin ülkenin doğusunda tepki toplayan uygulamaları dikkate alındığında, Kırım’daki karışıklığın ciddiye alınması gerekir. Zira Ukrayna’da tüm ülkenin taleplerine karşılık verecek politik söylemlerden ve uygulamalardan bir hayli uzaklaşılmış görülüyor."

Türkiye`nin çıkarı nerede yatıyor?

Osmanlı Devleti`nin Kırım Hanlığı ile olan yakın ilişkileri ve Kırım Tatarlarının varlığı nedeniyle Kırım, Türkiye için her zaman özel öneme haiz bir bölge.

Devlet politikası olarak Türkiye’nin, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü desteklediğini ve sorunların diyalog yoluyla ülkenin tüm kesimlerinin taleplerinin karşılanması ile çözülmesi gerektiği noktasında durduğunu belirten Özdal, Kırım`ın stratejik konumuna da vurgu yaptı.

Ukrayna`nın hem önemli bir komşu ülke, hem de Karadeniz’in istikrarı bağlamında belirleyici bir aktör olduğunu ifade eden Özdal`a göre, Türkiye’nin çıkarına olan ülkedeki krizin iç savaş ya da bölünme senaryolarına varmadan çözülmesi.

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir