Hırsızlar 'İllallah' dedirtti
Karacadağ köylüleri hırsızlık olayları karşısında adeta çaresiz kaldı. Her gece köye gelen hırsızlara karşı nöbet tutmak zorunda kalan köylüler, "Devletin bir an önce vatandaşını korumak zorunda olduğunu hatırlamasını bekliyoruz." diyerek bu konuda takınılan vurdumduymaz tavra tepki gösterdiler.
DİYARBAKIR - 15 gün önce köylerinden koyun çalmaya çalışan hırsızları pirinçlik karakolunda sıkıştıran ve Bağlar kaymakamı ile Pirinçlik karakol komutanının verdiği söz ile karakoldan ayrılan Karacadağ köylüleri kendilerine verilen sözlerin tutulmadığını ve o günden bu yana hırsızların aralıksız her gece köye gelerek kendilerini rahatsız ettiklerini söylediler. Bu olayları köylüler olarak kendilerinin bertaraf etmesinin mümkün olmadığını söyleyen Kaldırım Köyü sakinleri devletin yaşadıkları bu olaylar karşısında takındığı tavrı anlamakta sıkıntı çektiklerini ve bu gidişatın köyler için adeta bir kâbusa döndüğünü söyledi.
“Devlet bizleri böyle mi koruyacak?”
Yaşadıkları ile ilgili olarak İlke Haber Ajansına konuşan köy sakinlerinden Süleyman Batman 28 gündür köye dadanan bu hırsızlardan gına geldiklerini ve her gece gelen hırsızlara karşı çaresiz kaldıklarını söyledi.
Batman, “Geçen akşam köye hırsızlık yapmak için gelenleri karakolda kıstırdık. Ancak sonradan duyduğumuz kadarıyla karakoldan biz ayrıldıktan sonra adamları serbest bırakmışlar. Devlet bizleri böyle mi koruyacak? O günden bu yana bir gece olsun rahat yatmış değiliz. Yeter artık. Buna engel olması gereken biz miyiz, devlet mi?” diyerek yaşadıklarına adeta isyan etti.
“Adamlar ellerini kollarını sallayarak karakoldan çıkıp gitmişler”
Köyde 36 adet koyunu çalınan Sefer Batman ise karakolda bu hırsızlardan şikâyetçi olduklarını söylemelerine rağmen bunların serbest bırakılmalarına bir anlam veremediklerini söyledi.
Batman, “ Orada kaymakam çıktı bize dedi ki bu durumlar artık bize ulaştı. Siz meseleyi bize bırakın artık merak da etmeyin. Kaymakam’ın söylediklerinin aynısını karakol komutanı da bize söyledi. Bize bu durumun üstesinden kendilerinin geleceğinin sözünü verdiler. Bırakılmalarının söz konusu olmadığını her hâlükârda bu kişilerin mahkemelik olacağını söylediler ve şikâyetçiler olarak bizim isimlerimizi de aldılar. Ama daha sonra duyduk ki adamlar ellerini kollarını sallayarak karakoldan çıkıp gitmişler. Ellerinde bir şey yakalamadık ki adamları alıkoyalım demişler. Bu nasıl iş anlamadım ki” diyerek yaşadıklarına bir anlam veremediğini söyledi.
Yaşadığı Kaldırım Köyü’nde 28 gün önce evinin hemen karşısında ki ahırından 36 tane koyununun çalındığını söyleyen Sefer amca, “farkında olmadığımız bir anda gelerek koyunlarımızı alıp gittiler. Şimdi ne olacak bilemiyoruz. Çünkü her gün sabah saat 4 – 5’e kadar nöbet bekliyoruz. Birçoğumuz sabah erkenden kalkıp işinin başına, hayvanlarının içine gitmek zorunda. Bu durumdan dolayı bizler günlük işlerimizi de yapamaz duruma geldik. İçinden çıkılmaz bir durumdayız ve bu meseleyi ancak devlet halledebilir. Bizim bu hırsızlarla uğraşacak ya da onları bertaraf edebilecek bir durumumuz olmadığını pekâlâ devlet te çok iyi biliyor.” Dedi.
“Karakol da, kaymakam da verdiği sözün arkasında durmadılar”
28 gündür her gece sabaha kadar oturduklarını ve tüm köylüler olarak büyük bir mağduriyet yaşadıklarını dile getiren M. Sait Acun, köylülerin hem büyük bir mağduriyet yaşadığını hem de büyük bir tedirginlik içinde beklemek durumunda bırakıldığını söyledi.
Acun, “Geldiğimiz bu noktada devletin bu mağduriyeti gidermesi ve bu soruna bir çare bulması gerekmektedir. Bundan 2 hafta önce sizin de gündeme getirmiş olduğunuz karakol olayında gerek kaymakam, gerekse de karakol komutanı bu hırsızları engelleyeceğine dair bize söz verdiler. Ama o geceden sonra, hemen hemen her gece yine geliyorlar ve bizleri rahatsız etmeye devam ediyorlar. Karakol da, kaymakam da verdiği sözün arkasında durmadılar. Hiç buralı bile olmadılar. Ama duyduğumuz kadarıyla biz oradan ayrıldıktan sonra sabah olduğunda bırakmışlardı. Ki bu insanlar hırsızlık yapmak için köye geldiklerini de itiraf etmişlerdi. Buna rağmen bıraktılar.” Diyerek mevcut duruma karşı takınılan tavrı eleştirdi.
“Bizim mağduriyetimiz oldukça büyük”
Sadece kendi oturdukları köyde değil, başka köylerde de aynı tedirginliğin ve hırsızlık olaylarının yaşandığını ifade eden Acun, “Gelengöç köyünde de çadırın bir tarafından keserek 13 tane koyunu alıp götürmüşler. Beş gece önce yukarı tarafta bir köy vardı. Gece oraya hırsızlık için gelmişler. Akşam saat 18.00 sıralarında. Köylüler bir de bakıyor ki koyunların içinde bir hırsız dolanıyor. Koyun sahibi arkasından kimsin diye bağırınca hırsız kaçmaya yelteniyor. Takip etmek istiyor ancak hırsızın elinde ağır bir silah var ve köylüye ateş ediyor. Gariban köylü korkuyor ve takip etmekten vazgeçiyor. Peşine düşmeyi bir tarafa bırak ancak kendisini evine atıyor. Şimdi yetkililer bunu bize nasıl izah edebilirler bilmiyorum. Biz, ellerinde ağır silahlar olan ve hiç korkmadan gecenin her saatinde köyümüze gelen bu hırsızlar ile nasıl baş edebiliriz. Bizim mağduriyetimiz oldukça büyük. Ancak yetkililer bu duruma karşı böyle kayıtsız kalırsa bu mağduriyetin daha da büyüyeceği kesindir.” Dedi.
“Çocuklarımız keşke akşam gelmeseydi diyorlar”
Hırsızların varlığını ‘köyün içinde dolaşan bir kâbus’ olarak niteleyen köy sakinlerinden Faik Batman, bu durumun insanların psikolojisini bozduğunu söyledi.
Batman, “Birileri geliyor hırsızların telefon ışıklarını gördüğünü söylüyor. Birileri içtikleri sigaranın ateşine şahit oluyor. Birileri yürürken ayak seslerini duyuyor. Çocuklarımız hava karardıktan sonra artık korkudan evlerinden çıkamaz duruma geldiler. Her gece sabah saat 5’e kadar nöbet tutmak zorunda bıraktılar bizi. Hem huzurumuz kaçtı hem de ailemizin psikolojisi bozuldu. Çocuklarımız akşamları uyumaktan korkuyor. Genç kızlarımız akşam dışarı çıkamıyor. Biz dâhil bütün köyün üzerinde büyük bir tedirginlik var. Çocuklarımız keşke akşam gelmeseydi diyorlar. Yolda yürürken bir karartı gördüğümüzde bile korkar hale geldik. Bütün gece bunun nöbetini tutuyoruz. Ancak insanoğlu, bir anlık dalgınlığa da gelebiliyor. Bu yaşıma geldim, bu güne kadar böyle bir şey görmedim. Her akşam köyün farklı bir tarafından çıkıyorlar. Neye uğradığımızı şaşırdık. Bir aydır hiçbir köylümüz gönül rahatlığıyla yatabilmiş değildir. Dün akşam bir köyden geçiyordum. Karşıma iki kadın geldi ve beni durdurdular. Düşünsenize 2 kadın gecenin o vaktinde 30 tane koyunu için nöbet tutuyor. Evlerine bakan kimse de yok. Gece sabaha kadar o iki kadın koyunları çalınmasın diye nöbet tutuyor. Bu nasıl bir zulüm düşünsenize. Onların ev işleri var. Çocukları var. Gün içinde ihtiyaçları var. Tamamını bu zalimler yüzünden bırakarak sabaha kadar nöbet tutuyorlar. Şimdi bu olacak iş midir?” Başka bir evde bir kadın gelini ile beraber kalıyor. Oğlu köyde değil. Çalışmaya gitmiş. O kadında geliniyle beraber sabaha kadar nöbet tutuyor. Kadın gelmiş 60 yaşına ve sabaha kadar yatamıyor. İfadelerini kullandı.
“Diyelim ki bir gece boşluğa geldik ateş ettik”
Köylüler olarak yaşadıkları sıkıntıları her şekilde dile getirmiş olmalarına rağmen yetkililer tarafından bir türlü bu sıkıntılarının görülmediğini ve sahiplenilmediklerini söyleyen Faik Batman, “bu gün köyde kalabiliyorsak bunun sebebi gençlerin köyde olması ve nöbet tutmalarıdır. Bu gün biraz da olsa rahat olabiliyorsak bu bir nebze de köyde olan gençlerimizin sayesindedir. Yarın ilkbahar ile beraber onlarda çalışmak için il dışına gidecekler. O zaman bu insanların elinden halimiz ne olacak. O gece oraya gelen Kaymakam Bey bunu hiç mi düşünmüyor? Bunların hepsini biz o gece orada bulunan yetkililere de söyledik. Bunlarla uğraşmak bizim işimiz değil. Devletin bu önlemi alması lazım. Allah göstermesin insanlık hali. Elimizde av tüfeğiyle bir gece boşluğa geldik ateş ettik. Adama denk geldi ve öldü. O zaman nasıl yapacağız. Devletin gerekli önlemi alması gerekir. Bu gün bu hırsızlar gelip gözlerimizin önünde ahırlarımızda hayvanlarımızı çıkarıp götürüyor. Yarın hayvanlarımızı meraya çıkarttığımızda neler yapabileceklerini düşünüyor musunuz? Gidip kendi eliyle teslim olmuş hatta suçunu itiraf dahi etmiş bir hırsızı siz ‘ellerinde bir şey yakalamadığımız için tutuklayamayız’ derseniz bunların önüne nasıl geçersiniz.” Dedi.
“365 günün her vaktinde asker gibi nöbet bekleyemem ki”
Karakolun arada bir köye gelerek kontrol ettiğini ve kendilerine ‘nöbetinizi iyi tutun’ dediklerini ifade eden Faik Batman, “ Ben hangi gün nöbet bekleyeyim. Bu nasıl bir uygulamadır. Karakolun beni gözetmesi, koruması gerekmez mi? Ben 365 günün her vaktinde asker gibi nöbet bekleyemem ki. Bu soğuk kış günlerinde nöbet bekleyen birçok kişi hasta olmuş. Sabah olduğunda yapması gereken işlerini bile yapamıyorlar.” Diyerek tepki gösterdi.
“Birkaç tane hayvan almış onunla geçimimizi sağlıyoruz”
Köy olarak fakir insanlar olduklarını ve bundan dolayı da çocuklarının çalışmak için il dışına çıkmak zorunda olduklarını söyleyen Müslime nine, “ Oğlum gitmiş akşama kadar çöp toplamakla meşgul. Zar zor çalışarak birkaç tane hayvan almış, onunla geçimimizi sağlıyoruz. Allah’tan korkmazlar da ona göz dikmişler. Devletin bize faydası bu mu? Bizi böyle mi koruyacak.” Diyerek yetkililerin bu konuda ki vurdumduymaz tavrına tepki gösterdi.
“Ben nasıl gidip bu vicdansızlarla baş edeyim?”
85 yaşına geldiğini ve tüm komşularının ne kadar mağdur bir insan olduğunu iyi bildiğini söyleyen Müslime nine, “ Komşularımızın da yardımı olmazsa rezil olacağız. Ben 85 yaşında bir ihtiyarım. Gelinim ve çocuklarıyla hepimiz bu evde kalıyoruz. Ben nasıl gidip bu vicdansızlarla baş edeyim? 15 nüfusum var. Hangi birine yetiştireyim. Biz diyoruz ki elimizdekiyle geçinelim. Ona da hırsızlar göz koymuş. Devletin buna bir çare bulması lazım.” Deyip yetkilileri önlem almaya davet etti. (Fikret Özkan – İLKHA)