• DOLAR 34.305
  • EURO 37.545
  • ALTIN 2928.218
  • ...
Hasta mahkumlar ölüme terk ediliyor
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Şükrü Gündüz - Doğruhaber

Sağlık durumundan dolayı dışarıda tedavi olması için hakkında imza kampanyası başlatılan hasta mahkûm Yasin Demir, hasta mahkûmların prosedürlerle ölüme mahkûm edildiğini söyledi. Ailesi aracılığıyla gönderdiği mektupla kendisine destek olanlara teşekkür eden Demir, hastalığı hakkında bilgi verdi.   

Türkiye’de yüzlerce hasta mahkûm cezaevleri koşullarında tedavi görememelerine rağmen hala cezaevlerinde tutulmaya devam ediliyorlar. Hasta mahkûmların durumuna dikkat çekmek için imza kampanyaları ve basın açıklamaları yapılarak konu gündemde tutulmaya çalışılırken cezaevinde tedavi olamayan hasta mahkûmlar her geçen gün ölüme bir adım daha yaklaşıyor. 

“Bana destek olanlardan Allah razı olsun”

Demir gönderdiği mektupta “ Sağlık sorunlarımdan dolayı cezanın ertelenmesi ve af konusunda bir imza kampanyası başlatılmış. Başlatanlardan, sebep olanlardan ve katkı sunanlardan Allah razı olsun. İnşallah hayırlara vesile olur” diyerek kendisine destek olanlara teşekkür etti. 

“Hasta mahkûmlar prosedürlerle ölüme mahkûm ediliyor.”

Mektubunda hastalığı hakkında da bilgi veren Demir, “Benim durumumun farkı şu. Bende Hepatit B’nin ilerlemesine bağlı olarak Hepatit D de oluştu buna tıp literatüründe Delta Hepatit diyorlar. Hepatit B’nin tedavisi var. Ama Hepatit D nin tedavisi yok. Sadece İnterferon Tedavisi ile baskılanabiliyor. Daha önce bir kez İnterferon tedavisi aldım. Hastalığın ilerlemesi durdu. Ama tekrar nüksetti. Tekrar tedaviye ihtiyacım var. Ama daha önce bir kez tedavi olduğum için ve tedavi uzun süreli ve pahalı olduğu için hastane tedavi yapmayı ağırdan alıyor. SGK’nın ikinci ödemeyi yapması için hastalığın daha da ilerlemesi gerektiğini söylüyorlar. Bunun üzerine hem Adalet Bakanlığı, hem de Sağlık Bakanlığı’na şikâyette bulundum. Onlar da tekrar durumu hastaneye havale ettiler. Şu an kontrol için bekletiliyorum. Aslında sorunun büyük kısmı hastaneden kaynaklanıyor. Konu ile ilgilenen doktorlar da kendilerini adeta yargıç yerine koyuyorlar” diyerek hasta mahkûmlara uygulanan prosedürler ile ölüme mahkum edilmek istendiklerini ifade etti. 

“Hastaneler farklı raporlar veriyor”

Hastanelerin bir hastalık için farklı raporlar düzenleyebildiğini ifaden eden Demir, “Hani denilir ya ‘Türkiye de hakim ile hekimin raporuna kimse dokunamaz’ bu durumu belgeleri ile Cumhurbaşkanına, Başbakana ve Bakanlığa göndermiştim. Ceza ertelemesi için gittiğimde Hepatit B taşıyıcılığı dışında bir bozukluk saptanmamıştır şeklinde rapor verilmişti. Ama kontrol için gittiğimde aynı yıl içinde aynı heyet Hepatit B Delta Süper Enfeksiyon Hepatit D şeklinde rapor vermiş hatta tamamlanmayan tedavim de rapora eklenmişti. İtiraza rağmen her raporu uygun bir şekle çekebiliyorlar” dedi. 

“Tedaviye engel olmak suçtur!”

Tedavisini tekrar dışarda yaptırmak için başvuracağını belirten Demir, “Anayasanın 104/6-2 maddesi (Cumhurbaşkanına af yetkisi tanıyan madde) sürekli hastalık, kocam sakat olma durumlarını esas alıyor. Benim hastalığım sürekli hastalık grubuna giriyor. Üstelik Hepatit D için kesin bir tedavi olmadığını kendileri de söylüyorlar. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesinin sürekli hastalık durumu olduğuna dair raporu da vardır. Tabi bunların ötesinde hasta mahkûmlar arasında yaygın bir iddia söz konusu. İlgili yerlere ve kurumlara bildirdiğim halde net bir cevap alamadım. Gizli bir protokolden söz ediliyor. Yani Adalet Bakanlığı karar veren sağlık kurullarına tahmini 6 aylık ömrü kalan hasta mahkûmlara bu yönde bir rapor düzenlenebileceğini belirtmiş. Ve işlemler bu yönde yürütülüyormuş. Cezaların 6 aylık ertelenmesi de bununla ilişkilidir. Tabi bu bir iddia bile olsa vahimdir. Çünkü uygun şartlarda tedavi imkânını engelleme cihetiyle ölüm sebebine ortaklıktır” dedi. 

“Kamu vicdanı sorumluları mahkûm edecek”

Yasin Demir mektubunun sonunda “Tüm bunlara rağmen rabbimizin takdirine can-u gönülden razıyız. ‘Ol’ emrinin sahibi O’dur. Onun dışında hesaplar geçersizdir. Bu konudaki talebimiz, kişisel bir ihtiyacın karşılanmasından da öte hukuki fırsat eşitliğinin sağlanması, ilaveten mevcut durumun kamu vicdanında tespiti ve yargılanmasıdır. Tekrar hayırlısı Allah’tan diyor ve hayırlısını diliyorum. Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyer” diyerek kamu vicdanının hasta mahkûmlara yapılanları gördüğünü ifade etti.  

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir