Eğitim sisteminin kanayan yarası: Ücretli öğretmenlik
Eğitim sistemindeki öğretmen açığının ucuz yolla giderilmesi olarak görülen ücretli öğretmenlik birçok toplumsal sorunu da beraberinde getiriyor. Atanamayan binlerce öğretmen adayı, ücretli öğretmenlik yaptığı okulda ikinci sınıf muamelesi görüyor.
ŞANLIURFA- Eğitim sisteminin en büyük sorunlarından biri olan öğretmen açığının giderilmesi amacıyla başvurulan ücretli öğretmenlik, eğitim siteminin kanayan yarası olmaya devam ediyor. Eğitim sistemindeki öğretmen açığının ucuz yolla giderilmesi olarak görülen ücretli öğretmenlik, birçok toplumsal sorunu da beraberinde getiriyor.
Atanamayan binlerce öğretmen adayı, ücretli öğretmenlik yaptığı okulda ikinci sınıf muamelesi gören öğretmenler, ücretli öğretmen maaşlarının az olmasından dolayı geçim sıkıntısı yaşayan aileler, sürekli öğretmen değişikliği yüzünden psikolojik sorunlar yaşayarak gerekli eğitimi alamayan öğrenciler, öğrencileri başarılı olamayan veliler ve eğitim sisteminin çözülemeyen daha birçok sorun…
Eğitimciler yetkililerin bir toplumsal olgu haline gelen bu sorunun, bir an önce çözülmesi için gerekli adımları atmasını istiyor.
Öğretmen açığının ücretli öğretmenlerle kapatılmaya çalışıldığını belirten Eğitim Bir Sen Şanlıurfa Şubesi Başkanı İbrahim Coşkun, “ Ücretli öğretmenlik ile kadrolu öğretmenlik hiçbir zaman bir olamaz. Ben ücretli öğretmen arkadaşlarımı tenzih ediyorum. Onların şahsına yönelik bir şey değil. Sonuçta insan kendini oraya ait hissetmedikçe ‘benim işim bu bundan başka ismim yok’ demedikçe öğrencilere verimli olması ihtimali zayıftır.” ifadelerini kullandı.
Coşkun, KPSS sınavını kazanan veya başka sebeplerden dolayı birçok ücretli öğretmenin görevini bırakmasının olumsuzluklara sebep olduğunu belirterek Şanlıurfa’nın eğitimde son sıralarda olmasının en etkin sebebinin ücretli öğretmenliğin olduğunun altını çizdi.
Ücretli öğretmenlerin sendikal haklarının olmadığını da dile getiren Coşkun “ Biliyorsunuz sendikal hak 4688 yasa ile 2001 yılında çıkarıldı. Bir insanın bu hakka sahip olması için 657 Devlet Memurları Kanununa tabii olması gerekiyor. O yüzden ücretli öğretmenlerin böyle bir hakları yok. Kanuni olarak bu arkadaşların, sendikalaşma hakları da yoktur, ama kendi aralarında Atanamayan öğretmenler Platformu veya derneği kurma hakları vardır. Bu konuda sendikamızı ziyarete geldiklerinde bizler de elimizden geldiğince yardımcı oluyoruz. Ama yetkililer bu arkadaşlarımızın da sorunlarını bir an çözmelidir” dedi.
Ücretli öğretmenliğin eğitimdeki sıkıntılarından biri olduğunu vurgulayan Şuurlu Öğretmenler Derneği Şanlıurfa Şubesi Başkanı Yunus Yeğin, “Ücretli öğretmenlik başta değerlendirilmesi gereken sosyal bir olgu haline dönüştürüldü. Çünkü derse girmesi beklenen öğretmenden beklenen nitelikler vardır. Dolayısıyla dersin öğrenci nezdinde ortaya konulması gereken bir performans düzeyi vardır. Bunu karşılaması gerekir bunu karşılayacak olan birinci unsur da öğretmendir. Öğretmenin böyle bir yeteneğin olabilmesi için mutlaka almış olduğu formasyonuna bağlıdır. Ücretli öğretmen kardeşlerimiz bu konuda sıkıntı içerisindedirler, çünkü kendi formasyonları sınırlı bir şekilde gelişmiştir. Dolayısıyla bu konunun mutlaka değerlendirilmesi gerekir.” diyerek eğitimdeki aksaklığa dikkat çekti.
Yeğin, ücretli öğretmenlerin derslere girmesiyle sorunların çözüldüğü algısının yanlışlığına dikkat çekerek, “ Şöyle bir algı var bir ücretli öğretmen kardeşimiz bir derse veya sınıfa girdiği zaman sanki sorunlar çözülmüş gibi algılanıyor. Maalesef öyle değil, tabi öğretmenlerimizin zaman zaman zor durumda kaldıklarını biliyoruz. Kendi yetenek alanlarında sınırlı oldukları derslere girebiliyorlar. Ücretli öğretmenlik sadece dersi doldurmak adına, dersin boş geçmemesi adına yapılan bir faaliyet olmamalıdır. Dolayısıyla hem eğitim ve öğretimimiz düzgün olmuyor, hem de gençlerimiz yeterli verimi alamıyor” ifadelerini kullandı.
KPSS’ den iyi puan almasına rağmen atanamadığını dile getiren Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği bölümü mezunu İsmail Altun “ KPSS’den iyi bir puan aldığım halde maalesef bir yere yerleşemedim. 4+4 sistemi gelince bizim puanlar bayağı yükseldi. Kadrolu geçiş yapamadık. Maddi durumdan dolayı ücretli öğretmenlik yapmak zorunda kalıyoruz. Esasen şu an binlerce ücretli öğretmen var, ve bunlar birçok mağduriyet ve sıkıntı yaşıyor. Eminim ki çoğu Eğitim Fakültesi mezunu olmasına rağmen, atanamıyorlar. Bu çok büyük bir sıkıntıdır. Bir öğrenci onca emek veriyor, onca yüksek puan almasına rağmen, bitirdikten sonra KPSS’ ye giriyor. KPSS’de iyi puan almasına rağmen atanamıyor. Böyle olunca belli bir yaştan sonra da adam babasının annesinin eline bakamıyor. Mecburen ücretli öğretmenlik yapmak zorunda kalıyoruz. “ diye konuştu.
Eğitim sisteminin maalesef baştan sona kadar çarpık, neresinden bakılırsa çöküş halinde olduğunu dile getiren Altun, “Binlerce kadrolu ihtiyacı olan yer varken, tutup çok ucuz bir fiyata ders başına ücret vererek bir öğretmene verdiği maaş ile 3 tane ücretli öğretmen tutuluyor. Bu da tabi çok sıkıntı oluyor. Ücretli öğretmen aldığı 900 veya Bin TL maaş ile geçinemiyor. Yani ekonomik sıkıntı yaşıyor. Hatta bazı evlenen çocuk sahibi olan ücretli öğretmen arkadaşlarımız var, bayağı sıkıntı içerisindeler” diye konuştu.
Ücretli öğretmenlerin birçok haktan mahrum kaldığını belirten Altun, “ Sendika hakkı yok, hafta sonu sigorta yatırılmıyor. Tabi okul idaresi vediğer öğretmenler tarafından da bir eğitimci gözü ile bakılmıyor. Normal bir işçi statüsünde görülüyor, gelip geçicidir diye kimse ilgilenmiyor. Tabi bu neyi gösteriyor? Ücretli öğretmenlerin idarenin ve diğer öğretmenlerin gözünde, bir değerinin olmadığını gösteriyor.” sözlerine yer verdi.
Ücretli öğretmenlikte çeşitli sebeplerden dolayı sıkça yaşanan öğretmen değişikliklerine de değinen Altun “ Tabi ki bu öğretmen değişikliği öğrenci üzerinde bayağı bir psikolojik etki yaratıyor. Şu an girdiğin sınıfın sekizinci öğretmeniyim. Şu an 4. sınıfı okutuyorum. Yani 1. sınıftan bu yana 8 tane öğretmen değişmiş. Şu an aldığım sınıf geçtiğimiz dönem iki defa öğretmen değiştirmiş. Öğrencinin öğretmene alışması süre isteyen bir şeydir. Tabi ki bu olay ister istemez öğrencinin psikolojisini etkiliyor ve onun derste olan başarısını etkiliyor. Bazen veliler de bu olaydan şikâyetçi oluyorlar, ama bu konuda yapabileceğimiz bir şey yok.” diye konuştu.
Yaşadığı ilginç bir olayı anlatan Altun şöyle devam etti: “ Ben, doğum izni alıp izne ayrılan bir öğretmenin gelmesiyle beraber müdür tarafından istemeyerek başka bir sınıfa gönderildim. Okul müdürümüz doğum izninden gelen bayan öğretmeni kastederek ‘ bu kadrolu öğretmenimizdir’ diyerek beni diğer bir sınıfa gönderdi. Ayrıldığım sınıftaki bir öğrencim o gün annesini çağırıp kendi öğretmeninin (yani benim)bir başka sınıfa gittiğini söylemiş. Velisi yanıma geldi ve dedi ki ‘ sınıfın sürekli öğretmen değiştirmesi sonucu çocuğumuzun başarısı sürekli düşmektedir. Şu an size alışmış sizinle beraber diğer sınıfa gelsin biz gereken işlemleri yaparız’ .Tabi ki öğrenci ister istemez bu durumdan etkileniyor” dedi.
2 yıllık yüksek okul mezunu olduğu halde iş bulmakta zorlandığını belirten ücretli öğretmen Ali Tabak “ Bırakın 2 yıllığı 4 yıllıkların bile iş bulma zorluğunu hepimiz biliyoruz. Özellikle bitirdiğim bölümle ilgili iş imkânı bulmak daha da zor. Bunu için ben de ücretli öğretmenlik için başvuru yaptım. İki yıldır bu görevi yapıyorum” diye konuştu.
Tabak çalışmadıkları günlerin parasının ödenmemesinin doğru bulmadığını ifade ederek şöyle konuştu: “ Özellikle bu konuda çok sıkıntımız var. Mesela yarıyıl tatili oldu. Ondan istifade edemedik maaşımızın yarısı kesildi. Hesaplandığı zaman aylık hesaplanıyor, ama bir gün gitmezsen o gün sayılmıyor. Aslına bakarsan, kadrolu bir öğretmenin maaşının yarısından daha az bize veriliyor. Ben bunun devletin hesabına geldiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Her gün 50 kilometre yol gidip gelmek zorunda olduğunu söyleyen ücretli öğretmen İsmail Çiçek ise, “Ben Akçakale ilçesinde ücretli öğretmenlik yapıyorum. Evim de Urfa merkezde olduğu için her gün 50 kilometre yol gidip gelmek zorunda kalıyorum. Yol parası olarak ayda 160 bin lira ödüyoruz. Bir de kiracıyım. Ben Akçakale’de ev kiralamayı düşündüm kiralar aylık 300 bin liradan aşağı değildir. Suriye’deki savaştan dolayı 100 bin liralık bir oda 300 bin lira olmuş. İşte en büyük sıkıntımız budur” diye konuştu.
Ücretli öğretmenlik sisteminde öğretmenlerin sık değiştirilmesini eleştiren öğrenci velisi Ali Debeş, veli toplantısı için okula gittiğini, tüm velilerin öğretmen değişmelerine tepki gösterdiğini söyledi. Debeş öğretmenlerin bile bu değişimden rahatsız olduklarını belirterek, bu durumdan en çok zarar görenlerin ise öğrenciler olduğunu söyledi.
(Osman Gülebak/Sedat Kuşulay-İLKHA)