• DOLAR 34.17
  • EURO 37.146
  • ALTIN 2938.747
  • ...
Çeçen cinayetlerinin arkasında Rus İstihbaratı çıktı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

İSTANBUL - İstanbul Zeytinburnu’nda 2009 yılında suikast sonucu öldürülen Musa Ali Osaev ve yine Zeytinburnu’nda 2011 yılında suikast sonucu öldürülen Berkghaz Musaev, Rüstem Altemirov ve Zaurbek Amirev’in katilleri ile ilgili yürütülen soruşturma tamamlanarak ilgililer hakkında dava açıldı.  

Cinayetlerin Rus istibaratı tarafından gerçekleştirildiği ortaya çıktı. Cinayet zanlısı 3 kişi hakkında ağırlaştırılmış müebbet istemiyle dava açıldı.  

Açılan dava ile ilgili bir basın toplantısı düzenleyen İnsani Müdafa ve Kardeşlik Derneği (İMKANDER) Başkanı Murat Özer, cinayetten sorumlu zanlıların Rus istihbaratı ile yaptığı görüşmelerin kamera kayıtlarını kamuoyuyla paylaştı.  

Suikastlar hakkında savcılık soruşturmasının tamamlanarak davanın açıldığını ifade eden Özer, “Toplam 3000 sayfaya ulaşan dosyada onlarca kişinin ifadesi, çok miktarda kamera kaydı, Ali Osaev cinayeti zanlısı tutuklu Zon’nın Rus istihbarat görevlisiyle gerçekleştirdiği görüşmenin video kayıtları, yüzlerce fotoğraf ve istihbarat bilgileri bulunmaktadır. Savcılığın, İstanbul Emniyeti’nin ve MİT’in yürüttüğü soruşturma neticesinde ‘Çeçen Cinayetleri’ üzerindeki sır perdesi aralanmış ve sadece bu cinayetlerle ilişkin değil yurt içinde ve yurt dışında Kafkasyalı direniş yanlısı liderlere yönelik gerçekleştirilen suikastlar hakkında da son derece çarpıcı bilgilere ulaşılmıştır” dedi.  

Murat Özer, soruşturma neticesinde, 16 Eylül 2011’de Zeyninburnu’nda Berg-Khazh Musaev, Rüstem Altemirov ve Zaurbek Amirev’in öldürülmelerinin, Rus istihbarat örgütü FSB adına çalışan ve Türkiye’ye “Alexander Zharkov” ve “Nadim Ayupov” ismi yazılı sahte pasaportla yurda giren iki kişi tarafından işlendiğinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde kanıtlandığını öne sürdü. 

Katil zanlısı cenaze törenine de katılmış.

Soruşturma neticesinde, 26 Şubat 2009’da Zeytinburnu’nda öldürülen Musa Ali Osavi’ye yönelik suikasti “Zona” kod adlı Gürcistan uyruklu ve halen Maltepe 2 No’lu Kapalı L Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Temur Makhauri’nin işlediğinin kesin olarak belirlendiğini kaydeden Özer, “Katil zanlısı Zona’nın yakalandığında üzerinde iki farklı isme düzenlenmiş pasaport bulunmuş ve sadece bu pasaportlarla ülkemize 65 defa giriş çıkış yaptığı belirlenmiştir. Başka bir isim ve pasaportla ülkeye kaç defa giriş çıkış yaptığı bilinmemektedir. Cinayet anına ait kamera kayıtlarından ve görgü tanıklarının ifadelerinden cinayeti Zona’nın işlediği ifade edilmektedir. Yine istihbaratın elde ettiği ve maktul Ali Osaev’in Fatih Camisi’ndeki cenaze töreninde çekilmiş fotoğraflarda da Zona görgü tanıkları tarafından teşhis edilmiştir” diye konuştu. 

Suikast için 500 bin avro ödendi

Zona’nın ifadesinde, Gürcistan istihbaratı adına Türkiye’de faaliyet yürüttüğünü söylediğini kaydeden Özer, “Zona kod adlı Temur Makhauri ile alakalı son derece önemli bir belgeye de Türkiye istihbaratı ulaşmıştır. Buna göre Zona, Rus istihbaratı FSB ajanı olduğunu söylediği Bashir Kushtov ile Türkiye’de 3 defa görüşmüştür. 5 Temmuz 2012 günü İstanbul’da gerçekleşen bu görüşmeye Zona, Umar kod adlı Aslan Dakaeva ile birlikte katılmışlardır. Kendisinin yaptığı kayıtta Zona ve beraberindeki Umar, Rus istihbaratının kendilerine teklif ettiği yeni suikast planını 500 bin avro karşılığında kabul etmiştir. Bu plana göre video kaydında 3 kişiye yönelik suikast hazırlığında oldukları anlaşılmaktadır. Zona, savcılığa verdiği ifadede bu kişilerden birisinin eski Çeçenistan Enformasyon Bakanı Movladi Udugov olduğunu itiraf etmiştir” diye ifade etti. 

“En ağır şekilde cezalandırılmasını istiyoruz”

Kafkasyalı şehit aileleri için davanın son derece önemli olduğunu kaydeden Özer, “Bu dava Türkiye’de bir dönüm noktası. Bu davayla beraber biz Zona gibi, Umar gibi tetikçilerin en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ediyoruz. Fakat elbette ki bu kişilerin cezalandırılması olayın küçük bir boyutudur. Burada aslolan bu cinayetlerin gerçek failleri olan Rusya’yla Türkiye Hükümetinin ciddi anlamda hesaplaşma içine girmesi gerektiğidir. Bizim için en önemli husus da Türkiye Hükümeti’nin Rusya’ya bütün bu gelişmelerden sonra açık şekilde tavır alması gerekmektedir” dedi. 

Murat Özer, Cumhuriyet Savcısı Ahmet Demirhüyük tarafından hazırlanan iddianamenin de Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildiğini ve yargılamanın 3 Mart’ta başlayacağını bildirdi. (Erkan Yavuz, Enes Durmaz – İLKHA)

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir