Diyarbakır`ın tarihi dokusu için rapor hazırlandı
Dicle Üniversitesi Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Kemal Güven, Diyarbakır Kalesi ve Dicle Kültürel Peyzajı`nın Dünya Miras Listesi`ne adaylığı kapsamında bir rapor hazırladı.
DİYARBAKIR - Dicle Üniversitesi Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Kemal Güven, UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde yer alan Diyarbakır Kalesi ve Dicle Kültürel Peyzajı’nın Dünya Miras Listesi’ne adaylığı kapsamında; Büyükşehir Belediyesi Diyarbakır Kalesi ve Dicle Kültürel Peyzajı Alan Yönetimi Başkanlığı’na bir rapor sundu.
Kentsel Sit Alanı olan Suriçi ve birlikte planlanması düşünülen Hevsel Bahçeleri ve Dicle Kültürel Peyzajı Alan Yönetim Planı’nın hazırlanması çalışmalarına katkı sunmak amacıyla raporu hazırladığını dile getiren Güven, onlarca fotoğrafla desteklenen yaklaşık 80 sayfalık “Diyarbakır’da Çevre Sorunları Değerlendirme Raporu” nu Büyükşehir Belediyesi Diyarbakır Kalesi ve Dicle Kültürel Peyzajı Alan Yönetimi Başkanlığına sunduğunu ifade etti.
Hızlı nüfus artışı, altyapı sorunları ve çarpık kentleşme, evsel ve tıbbi atıklar, çöp surunu, Dicle nehri ıslahı gibi çok sayıda başlık içeren raporda, Diyarbakır’ın, barındırdığı zengin kültürel çeşitlilik bakımından özgün bir mimari ve yapılanma tarihine sahip nadir yerleşim birimlerinden birisi olduğu ancak, son dönemlerde yaşanan etnik sorunlar, göç ve çarpık kentleşmenin şehrin bu özgün mimarisini yok ettiği belirtildi.
Diyarbakır kenti ve planlamaya konu olan alanlara yönelik en önemli çevresel ve kültürel değerlerin surlar, Dicle vadisi, Hevsel Bahçeleri ve buradaki ekolojik yapı yani flora ve fauna olduğunu kaydeden Güven, Diyarbakır kentinde plan dışı, kaçak, düzensiz yapılaşmalar dikkat çekici boyutlarda olduğunu aktardı.
Surlardan daha yüksek binaların inşa edilmesinin tarihi dokuyu zedelediğini söyleyen Güven, “Dağkapı’dan Urfakapı’ya kadar surlar boyunca kötü görünüm sergileyen surlardan daha yüksek binalar inşa edilmiştir. Ayrıca Benusen burcundan Mardinkapı’ya kadar surlara bitişik gecekonduların yapımı engellenememiştir. Bunlar, görsel kirlilik oluşturmaktadır. Yapılaşmada kat farklılıklarının önlenmesi, cadde ve sokaklarda ölçü ve plana uygun inşaatların yapılması, ruhsat verilirken tam uygunluk aranmalı ve denetim sağlanmalıdır. 2004 yılında başlatılan imar mastır planı eksiksiz uygulanmalıdır.” dedi.
Çöplerin, toplama alanlarında vahşi depolama biçiminde depolandığını belirten Güven, Diyarbakır’ın henüz lisanslı bir hafriyat depolama ve geri kazanım tesisinin bulunmadığına dikkat çekerek, “Diyarbakır tarihsel yerleşiminin sınırı ve kültürel simgesi olan surlar, Dicle nehrinin hemen kıyısında yükselmiştir. Dini kitaplarda Fırat Nehri ile birlikte anılan ve cennet olarak nitelenen Mezopotamya’nın bir parçası olan Dicle Vadisi, üzerinde önemle durulması gereken bir değerdir. Bu bakımdan Dicle Nehri kirliliği ve buna yol açan faktörler üzerinde hassasiyetle durulmuştur. Dicle Havzasında Dicle Nehrini kirleten faktörleri endüstriyel, evsel, tarımsal, madencilik, erozyon kaynaklı kirlilik, kum ocakları ve kaçak deşarjlar olarak sıralayabiliriz.” şeklinde konuştu.
Kırklar Dağı’nın kent tarihi için öneminin tartışılmaz olduğunun altını çizen Güven, Kırklar Dağı’nda yapılan imarların yıkılmasının gerekliliğine dikkat çekti. Güven, “Kırklar Dağı`nın kent kültüründeki önemi tartışılmaz. Kitaplardaki şu ifadeye dikkat çekmek isterim: “Kadim Amida’da Kırklar meclisi (kentte, esnafın, zanaatkârların, çiftçilerin temsilcilerinden oluşurdu) kentin sorunlarını o yıl yapılacak imar faaliyetlerini, açılacak yeni ibadet yerlerini halka sunmak için hummalı bir faaliyet yürütürdü. Newroz Bayramı Kırklar Dağı’nda kutlanırdı. Bu kutlamalara kentin tüm dini mensupları hep birlikte katılırdı. Meşaleler yakılır ve Kırklar Meclisi o yıl yapılacak faaliyetleri ve etkinlikleri halka sunardı. Kentin kültürel ve tarihi değerlerinin etkilenmemesi için halkın bilinçlendirilmesi, eşsiz güzellikteki On Gözlü köprü siluetini etkileyen ve Diyarbakır için kültürel ve tarihi değere sahip Kırklar Dağı’ndaki yapıların inşaatı derhal durdurulması ve hemen yıkılması için girişimlerde bulunulmalıdır.” ifadelerini kullandı. (Ömer Yasin Ergin - İLKHA)