Aponun Gölgesi Altında Cuma Namazı
BDP Öcalanın tutuklanmasının yıldönümü nedeniyle Diyarbakırın Batı Kent meydanında çeşitli etkinlikler düzenliyor. Bu etkinlikler çerçevesinde bugün Cuma namazı BDP liler tarafından Batı Kent meydanında kılındı.
Münir Aydın/doğruhaber/Haber-yorum
Cuma Namazı Öcalan’ın posterlerinin gölgesi altında “sivil itaatsizlik” çerçevesinde kılındı. Daha önce Şeyh Said Meydanında kılınan fakat halkın teveccüh etmemesi sonucu yarım bırakılan “sivil cumalar” seçim süreciyle beraber tekrar gündeme geleceğe benziyor.
Sivil itaatsizlik adı altında yapılan sivil Cumaların asıl nedeni Kürt halkını camilerden uzaklaştırmaktır. Zira sivil itaatsizlik kavramı “devletin resmi hiçbir organı ile fiili bir irtibat kurmama” anlamına geliyor. Yani sivil itaatsizlik yapanlar, devletin halka sunduğu bütün imkanları ellerinin tersiyle itmesi gerekiyor. Ama BDP çevresi sivil itaatsizliği sadece Cuma namazlarında “sivil Cumalar” adı altında yapıyor.
Şayet gerçekten sivil itaatsizlik yapacaklarsa öncelikle BDP/HDP’nin bütün milletvekilleri, Belediye başkanları ve devletin resmi organlarında çalışan memurlarının istifa etmesi gerekir. Çünkü sivil itaatsizlik bunu gerektiriyor.
Gelin görün ki, BDP/HDP’nin vekilleri sivil itaatsizliği sadece Cuma namazları ile dar bir çerçeveye hapsedip Kürt halkını yozlaştırmak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar.
Sivil Cumaların kılındığı alanda daha sonraları kendileri ile çelişen birçok olayın cereyan edeceğinin garantisini verebiliriz. İnsanları yozlaştırmak, asıl kimliğinden uzaklaştırıp kimliksizleştirmek adına yapacakları bir dizi etkinlikle aslında amacın gerçekten sivil itaatsizlik değil de asimilasyon çabası olduğunu göreceğiz. Dün gece alandan havaya fırlatılan onlarca havai fişek ve boşa harcanan milyonlarca liranın amacı Kürt halkını savunmaktan ziyade Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşması için verilen mücadeledir.
Kimileri Peygamber (sav) ‘ i dizilere getirip kamyona bindirerek Müslüman halkın değer yargıları ile dalga geçerken kimileri de “Ya Allah, Bismillah, Sêro kê me Abdullah” diyerek, Öcalan’ı –haşa- Peygamber (sav) ‘ in yerine katarak halkı yozlaştırmaya çalışıyorlar. Bütün bu gayretlerin tek bir açıklaması var o da Müslüman halkı asıl çizgisinden uzaklaştırıp son kullanma tarihi geçmiş ideolojilerle oyalamaktan başka bir şey değildir.
Daha önceleri tutmayan “sivil cumalar” elbette şimdi de tutmayacaktır. Lakin bu tür etkinliklerle saf beyinleri saflarına katma mücadelesi adına bu tür etkinliklerin yapılması akıl dışıdır.
Cumhuriyet döneminde yapılan bu tür asimilasyon çabaları ne Kürtleri değiştirebildi ne Müslüman halkı… Ama Kürt halkının genleriyle oynamayı düşünen bu zihniyetten bütün insanlığın haberdar olması gerekmektedir.
Siyaset yerine Öcalan’ın özgürlüğünün narasını atanlar, aslında siyasetten ne kadar da uzak olduklarını göstermektedir. Milyonlarca Kürdün hakkını lider vasfı bile taşımayan bir adamın özgürlüğüne bağlayacak kadar insaftan ve izandan uzak olanlar elbet bir gün bu yaptıklarının hesabını Kürt halkına vereceklerdir.
Onlar Öcalan’ın gölgesi altında “sivil cumalar” kılmaya dursun, Müslüman Kürt halkı inşaAllah “Arşın gölgesi altında” gölgelenmek için ellerinden gelen her türlü hayır ve hasenatı yapacaklardır.
Son olarak “kişi sevdiği ile beraberdir” hadisini hatırlatıp bu dünyada şemsiyesi altına girdiğimiz kişi veya gruplarla beraber haşrolunacağımızı hatırlatıp, tercihlerimizi ona göre yapmamız gerektiğini hatırlatmak isterim…