Toplanamayan HSYK ne anlatıyor?
Hüseyin Kaya / Doğruhaber / Yorum
12 Eylül 2010 tarihindeki referandumu hatırlarsınız.
Referandumda Anayasa Mahkemesi ile HSYK’nın yapısı da değiştirildi.
İki kurum da ideolojik davranıyor ve hükümetin yapmak istediklerini engelliyordu. İki kurumda da üye sayıları artırılarak yeni üyelere yer açılması sağlanıyor böylece Hükümete iki kurumda da sayısal çoğunluk imkânı veriyordu.
Birçok kimse “Yetmez, ama evet” derken, Fethullah Gülen “İmkân olsa mezardakileri bile kaldırarak referandumda evet oyu kullandırmak lazım” diyordu.
İşin hikmeti sonradan anlaşıldı.
Boşluklar tümüyle Gülen grubu tarafından dolduruldu.
Ve “Paralel devlet” tartışmalarının yaşandığı bugünlere geldik.
Hükümet kendisine karşı yürütülen “darbe teşebbüsünün” nihayetinde gelip HSYK’ya dayandığını düşünüyor. Büyük oranda haklıdır. O yüzden de HSYK’nın yapısında yeniden değişikliğe giderek “örgütlenmiş yapı”yı dağıtmak istiyor.
HSYK toplanmıyor.
Toplanabilmesi için üçte iki çoğunluğa ihtiyaç duyulduğundan Adalet Bakanının çağrısına rağmen toplanmıyor.
Üyeler hastalanıyor, mazeret izni kullanıyor ve toplanmıyor.
Bu, sistemi kilitleme amaçlı bir tavırdır. Benzer tavrı 2010 referandumu öncesi hükümet sergiliyordu.
Ulusalcıların ağırlıkta olduğu HSYK’nın Bakan ya da müsteşarı olmadan toplanamadığı bir dönemdi.
HSYK, Ergenekon ve benzeri davalara bakan hâkim ve savcıları değiştirmek için toplanmak istiyor; ancak Adalet Bakanı gitmeyerek, müsteşarı toplantıya göndermeyerek buna engel oluyordu.
O yüzden HSYK’nın toplanamamasına bir de bu gözle bakın. Toplanamamanın hali hazırdaki davalarla birebir ilgisi vardır.
HSYK içindeki Gülen grubu mensupları muhtemel “büyük operasyon”u engellemek ya da geciktirmek için böyle bir yola başvuruyor olabilirler. Hükümet bu aralarda askıya aldığı düzenlemeyi yeniden masaya indirebilir.
HSYK değişmeden bir operasyon beklentisine girmenin ise bir anlamı yok!