• DOLAR 32.47
  • EURO 34.724
  • ALTIN 2434.753
  • ...
AYNADA ŞİDDET VE FAŞİZM VAR
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Hüseyin Kaya / Doğruhaber / Yorum

Habertürk Tv’deki tartışma programını izledim.

Ayhan Bilgen’in ve Altan Tan’ın tavrı ilginçti.

Said Şahin’in söyledikleri karşısında ne diyeceklerini bilemeyince kelimenin tam anlamıyla bir “demagoji” örneği sergilediler.

Demagoji biliyorsunuz birbiriyle alakası olmayan şeyleri yan yana getirmek, laf salatası diye tanımlanır.

Piyasa bunu iyi biliyor ve birbirlerini o şekilde idare ediyor.

Özellikle Ayhan Bilgen’in verdiği bilgi yanlış, önermeleri yanlış, çıkardığı sonuç yanlıştı. Teoman Koman’ın “Dindar insanları kullandık” dediğini iddia etti; ama bu doğru değildi.

Doğrusu Teoman Koman, Hizbullah ile ilgili sorulan soruya şöyle demişti: “Bir İran’daki Hizbullah vardır, bir de PKK baskılarına karşı kendini koruyan, inançları kuvvetli vatandaşlar vardır.”

O dönemde “Hizbullah” adıyla yargılanan kimse yoktu. Hizbullah’tan yakalananlara Pkk’nin yargılandığı maddelerden ceza veriliyordu.

Ergenekon’dan yargılanan Yalçın Küçük ile Doğu Perinçek’in ise Öcalan ile ve dolayısıyla Pkk ile ciddi ilişkileri vardı. Yalçın

Küçük uzun süre şimdilerde Ayhan Bilgen’in yazı yazdığı Özgür Gündem’de yazılar yazdı.

Özgür Gündem’in editörlerinden Merdan Yanardağ şimdilerde Ergenekon davasında tutukludur.

Bunca bilgi ve belge varken Hizbullah konusunda “bilgi üretme”nin paralel yapının “delil üretmesi”nden ne farkı vardır? İşin bir diğer demagojik tarafı ise şiddet söz konusu olduğunda Pkk’den söz etmeyip “Hizbullah şunlarla çatıştı” ifadeleridir.

Hem Altan Tan hem de Ayhan Bilgen aynı saçma ve tutarsız argümana sarıldılar. Oysa şiddetten söz edecekseniz durağın başına gitmeniz gerekir. Ara duraklarda takılmak size yolun ne olduğunu öğretmez.

Evet, darbe için “şartların olgunlaşmasını bekleyen” bir devlet şiddeti vardı bu memlekette.

Ama Kürdistan’da şiddetin ne olduğunu halka öğretenler apocular yani Pkk idi. Çok sayıda Kürt örgütünü şiddet ve öldürme ile tasfiye etti Pkk.

Önünde durabilen kimse kalmayınca ideolojik dayatmalarda bulunmaya başladı.

Hizbullah bu dayatmaları kabul etmeyince şiddete muhatap oldu.

Eğer Hizbullah da diğer Kürt örgütleri gibi tasfiye edilseydi bir Pkk-Hizbullah çatışmasından söz edilmeyecekti. Pkk, tüm katliam ve saldırılarına rağmen Hizbullah’ı tasfiye edemedi.

Bilgen zihniyetindekilere göre Hizbullah’ın en büyük suçu direnmesiydi. Pkk, yolun her aşamasında şiddete başvurmuş ve birilerini tasfiye etmiş; ama bir yerde istediğini gerçekleştirememiş.

Ayhan Bilgen’i dinlediğinizde sanki Pkk bir sivil toplum kuruluşuymuş gibi muamele ettiğini fark edersiniz.

Pkk katliamcı bir yapılanmadır ve defalarca çoluk çocuk katletmekten çekinmemiştir. Bunun gizlenebilecek bir tarafı yoktur.

Kaldı ki kendileri de en azından o yıllarda bunu inkar etmiyorlardı. Görüştüğüm bir Pkk’ciye “Neden korucuların çocuklarını öldürüyorsunuz?” diye sorduğumda bana kurt yavrusu örneğini vermişti. Küçükken bir tehlikesi yoksa da kurt yavrusu büyüdüğünde kurttu.

Böyle bir geçmişe ve geleneğe sahip biri kalkıp “Hizbullah katliam yaptı” dediğinde ne dersiniz?

Adam daha “katliam”ın ne anlama geldiğini bilmiyor. Çok sayıda insanın bir anda öldürülmesi olayıdır katliam.

Hizbullah hiçbir zaman bir katliam ile suçlanmamıştır.

Ayhan Bilgen de bunu biliyor; ama “Katliam” kelimesinin uyandıracağı dehşetten faydalanmak istiyor.

Şimdi de gelelim Said Şahin’in S. Demirtaş için söylediği “faşizan zihniyete sahip” suçlamasına… Nasıl da tepki gösterdiler stüdyodakiler?!

Anlamsız bir tepki!

Tabloyu biraz daha büyütüp bakalım. Lice’de seçim çalışması yapan HÜDA PAR’lılar var. Partililer oldukça iyi karşılanıyorlar

Lice halkı ve esnafı tarafından. Bunu hazmedemeyen bir “çete” HÜDA PAR’lılar dönüş yolunda iken saldırıya geçiyor.

Araçlar yakılıyor, bazı kişiler yaralanıyor. S. Demirtaş, bu provokasyondur diyor.

HÜDA PAR’ın orada üyeleri yokmuş, o yüzden de oraya gidemezlermiş, gittiklerinde de çetelerin saldırma hakkı varmış.

Bunu demeye getiriyor.

O zaman siz neden sizin partilileri döven Karadeniz halkına tepki gösterdiniz?

Şöyle mi demek lazım:

Ne işiniz vardı orada?

Aferin Karadeniz halkına ki o provokatörlere geçit vermediler.

Samsun’da Ahmet Türk’ün burnunun kırılması da iyi oldu, ne işi vardı orada? Hoşunuza gitmiyor bu sözler öyle değil mi?

Karadeniz’deki saldırganlar ne kadar faşistse Lice’deki çeteler de o kadar faşisttir.

Ayhan Bilgen ve Altan Tan, Said Şahin Beyefendiye kızacaklarına kendilerinin ve dostlarının yüzüne ayna tutup ne gördüklerine baksınlar.

Hiç iyi şeyler görmeyecekler.
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir