Yaşlılar eski günleri arıyor
İnsanlar arasındaki merhamet, saygı sevgi, edep ve yardımlaşmanın kaybolduğunu ve bu değerlerin ancak İslam ile yeniden tesis edilebileceğini söyleyen yaşlılar, eski günleri özlediklerini söylediler.
MUŞ - İnsanların her geçen gün biraz daha insani ve İslami değerlerden uzaklaştıklarını söyleyen yaşlılar, eski günlere hasret kaldıklarını söylüyorlar. İnsanlar arasındaki saygı sevgi edep ve yardımlaşmanın yok olduğunu belirten yaşlılar, yoksulluk ve fakirliliklerine rağmen eski günlerin güzel olduğunu ve o günlerin hasretini çektiklerini belirttiler.
Hacı Şemsettin Karasu (80), eski günlere olan özlemini şu kelimelerle dile getirdi: “Eskiden fakirlik vardı. Şuan herkes artık rahata kavuştu. Biz çok çalışırdık. Şuan eskisi gibi perişanlık yok. Eskiden özellikle bayanların erkeklere karşı hayâları çok fazlaydı. Eski zamandan günümüze kıyasla bayanların edep ve hayâları eskiye göre daha az diye düşünüyorum. Gençlerin yaşlılara, büyüklere karşı edep ve hürmetleri fazlaydı. Yaşlı biri bir iş yaptığında gençler gidip elindeki işi alır kendileri o işi yaparlardı. Gençlerin eskiye nazaran büyüklere karşı hürmetleri yok. Eskiden birinin oğlu askere gittiğinde veya bir çalışanı yoksa tüm köylü ona yardımcı olur işlerini yaparlardı. Şuan o da yok." diye konuştu.
"Şimdiki insanlar İslam’dan uzak bir hayat yaşıyorlar"
İnsanların neden değiştiklerini anlayamadığını söyleyen Karasu, “Herhangi bir mesele için insanlar Allah'ın Şeriatına davet edildiklerinde istisnalar hariç, herkes kayıtsız şartsız Allah'ın hükmüne teslim olurdu. Âlimlerin ve büyüklerin verdikleri karara kimse karşı çıkmazdı. İnsanların neden değiştiklerini bilmiyorum. Şuan insanlar çok namaz da kılıyor, oruç da tutuyor fakat benim nazarımda İslam’dan uzak bir hayat yaşıyorlar. Aslında ben televizyonun insanlar üzerinde olumsuz yönde etkili olabildiğini düşünüyorum. Eskiden insanlar hep bir yere toplanır ve kimin yeri neresiyse herkes yerine oturur ve beraberce vakit geçirirler, gece yarılarına kadar eğlenir dağılırlardı. Şimdi her şey değişti.” ifadelerini kullandı
Eski günleri özlediklerini dile getiren Karasu, “Biz o günlerin toplantılarını cemaatlerini özlüyoruz. O günleri hatırladığımızda keşke şimdi yine öyle olsaydık, keşke eski günler geri gelseydi diyoruz. Şuan genelde evde yalnız oturuyoruz bazen camiye gittiğimizde insanları görüyoruz onun dışında yalnızlaştık artık." diyerek eski günleri çok özlediğini söyledi.
"İnsanlar İslam'a göre değil geleneklerine göre yaşıyor"
Aslında insanların gelenek ve göreneklere göre yaşadıklarını, İslami anlayışın gerçek anlamda toplumda olamayışından dolayı toplumun bu hale geldiğini ifade eden Molla Enes Kılınç, “Bizler gelenek göreneklerimize göre yaşamışız. İslami açıdan kendimizi geliştirmediğimiz için de o eksiklik şimdi kendisini gösteriyor. Bu eksiklik evimizde, düğünlerimizde, taziyelerimizde yani hayatımızın her alanında mevcut. Bugün Toplumuza derman olacak olan tek şey itaattir. İtaatte şudur: Eğer bizler Allah Resulü’nün ve sahabesinin hayatını tamamiyle öğrenirsek mesele bitecek. Her ne kadar Allah Resulü bugün aramızda değilse de, onun hayatı sünneti aramızda mevcuttur. Çünkü Resulullah, 'ben gidiyorum size Kur’an ve Sünneti emanet bırakıyorum. Sizler ona sarıldıkça yolunuzu şaşırmayacaksınız' diyor.
İnsan artık çevresine baktığında utanıyor. Eğer Allah Resulünün sünneti aramızda, sokağımızda köyümüzde şehrimizde hâkim olursa, çocuklarımızı yeniden eskisi gibi bilinçli bir şekilde âlimlerin yanına gönderip medrese usulü ilim tahsili yaptırırsak, büyüklere olan saygı da olacak bayanların kaybolmuş olan edepleri de geri gelecek. Yani hayatımıza İslam hâkim olursa tüm sorunlar bitecek." dedi.
"Eski yardımlaşma ve dayanışma artık yok"
Eski yardımlaşma ve dayanışmanın olmadığını dile getiren Yusuf Balkaya ise, “Eskiden halk arasında yardımlaşma çok fazlaydı. Birinin bir işi olduğunda herkes yardımına koşardı. Birinin otu ovada kalsaydı herkes yardımına koşardı. Fakat şimdi o eski duyarlılık yok artık. Şimdi birinin evi başına da yıkılsa ve o insan akşama kadar çalışsa, kimse demez ki bir yardım edeyim. Ben şahsen eskiyi çok özlüyorum." ifadelerini kullandı.
Maşallah Balkaya ise, “Benim yaşım 50 ve ben yaşlılarımızdan öğrendiğim kadarıyla insanların arasında bir problem meydana geldiğinde ve büyükler sorun ile ilgili karar verdiklerinde, ben ve benim gibi gençler saygılarından dolayı müdahale etmezdik. Herkes o karar üzerinde dururdu. Doğrusu şuan özlediğimiz ve çok aradığımız şeyleri bulamıyoruz. Eski sevgi ve saygıyı bulamıyoruz artık. Eski saygı sevgi kalmadığından milletimizin köyümüzün halkımızın arasındaki huzur da artık sağlanamıyor. Eski günleri çok arıyoruz fakat elimize geçmiyor. Bizler dinimize sarılmadıkça, dinimizi gereği gibi yaşamadıkça huzurunda sağlanması zordur." diye konuştu. (M. Şirin Çağlayan - İLKHA)