Düzen ve akran etkisi
Hasan Yılmaz / Doğruhaber / Rehberlik
Evreni belli bir düzene göre yaratan, sonsuz kudret sahibi, kendisini düşünmememizden ziyade yaratıklarından hareketle kendisini daha iyi anlayabileceğimizi Kur’an-ı Mübin’inde vurgulamaktadır.
Bizleri yaratan, varlık âleminde şerefli kılan Rabbül âlemin her şeyi bir ölçüye, düzene göre yaratmıştır. Kendi düzeni içersinde tabiat olaylarına baktığımızda onun izniyle kar taneleri, yağmur taneleri birbirine saygı gösterircesine yeryüzüne inmekte. Her şey onun emriyle hareket etmektedir. O, bir şeye ol dedi mi oluverir. Dilediğinde rahmeti azaba dönüştürür. Kusursuz düzeninde insana yapılması gerekenleri de izah etmiştir ‘’ (Ey Muhammed !)Şüphesiz rabbin, senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, yarısını ve üçte birini ibadetle geçirdiğini biliyor.’’
Peygamber (sav) bizim için örnek teşkil ettiği için onun davranış boyutunu referans aldığımızda gecenin sessiz ortamında çalışmanın daha bereketli olacağını düşünüyorum. Çevre faktörünün baskın olduğu öğrenciler, merak katsayısı yüksek olanlar, dış etkenlerin asgariye indiği bu saat diliminde daha iyi motive olabilecekleri kaçınılmazdır. Yapılan araştırmalara göre ortamsal faktörlerin insan psikolojisine etkisi kesindir.
Bu muazzam düzende bütün canlılar programlanarak yaratılmışlardır. Bu program içeresinde insanın kendi yerini ilimle öğrenebileceği kanaatindeyim.
Nasıl?
Bu çıkarımı yapan, gönülleri fetheden Yunus Emre şiirinde:
İlim ilim bilmektir.
İlim kendin bilmektir.
Sen kendin bilmezsen
Ya nice okumaktır.
Her insan kendi biyolojik ritmini, saatini bilirse hangi saatlerde zihninin işlevsel olduğu çıkarımında bulunabilir. İnsan var olan potansiyelinin farkına varıp kendini işleyerek cevherleşebilir. Dünyevi bağlamda düşünüldüğünde sadece çalışarak Allah’ın rahman sıfatına mazhar olabilir. Rahim sıfatını da istiyorsa programına ve istikametine dikkat etmeli, tatilleri fırsat bilip kendini gözden geçirmelidir.
Tatilin öneminden bahsetmişken tatil kavramı lügat olarak ataletten gelmekte; atalet ise tembellik anlamı içermektedir. Hedefleri olan öğrencilerin tembellik hastalığından kurtulup, herkesin durduğu dönemde kendilerinin hareket halinde olması kazanımlarını artıracaktır. Kazanımlarını artıran öğrencilerin sıralamalarında değişiklik olduğu gibi, tercih dönemlerinde olumlu yansımalarını daha iyi göreceklerdir.
Kazanımların elde edilmesinde tüm faktörlerin aktifliği önemlidir. Bazen insanın yetersiz kaldığı dönemlerde aileden birine ya da akranlarına ihtiyacı olabilir. Bu vesileleri başarısızlık olarak değerlendirmemek gerekir. Kur’an-ı Kerim’deki örneklere bakarak hikmetini anlamaya çalışalım.
Hz. Musa Allah’ tan aldığı ilk vahyin ardından tebliğ görevini eksiksiz olarak yerine getirmek için Rabbimizden yardım dilemiştir. Firavun‘a hitap ederken yardımcı olması için konuşması daha akıcı olan kardeşi Hz. Harun‘un da kendisine yardımcı olarak verilmesini istemiştir.
‘’Ve kardeşim Harun; dil bakımından o benden daha düzgün konuşmaktadır. Onu da benimle birlikte bir yardımcı olarak gönder, beni doğrulasın. Çünkü onların beni yalanlamalarından korkuyorum.’’
Hz. Musa’nın Hz. Harun’u yardımcı olarak istemesindeki bir diğer neden de, Allah’ı çokça zikredebilmektir. Hz. Musa, eğer iki kişi olurlarsa Allah’ı daha çok anacaklarını düşünmüştür. Gerçektende inananların beraber olmaları, birbirlerini manen desteklemeleri ve gafletten korunmaları açısından çok önemlidir.
Rabbim, sıkıntıda olan öğrencilere zihin açıklığı versin. Yolda, darda kalanlara en güzel akranı yardımcı kılsın.
Selam ve dua ile…