• DOLAR 32.444
  • EURO 34.792
  • ALTIN 2445.013
  • ...
Mele Ahmede Zinarexi
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Mehmet  Emin Özmen / Doğruhaber / Araştırma

Kısaca Hayatı

Resmi kayıtlarda doğum tarihi 1944 olarak geçse de “Saxbuna Ahmed (Ahmed'in yaşamı) isimli şiirinden 1937 yılında Hezex'in (İdil) Xırabêrapın (Tepeköy) köyünde doğduğunu anlıyoruz. Aslen Hedıl (Kayı) köyünden olan Mele Ahmed, çocukluğunu babasının fahri imamlık yaptığı Xıraberapın (Tepeköy)'de, gençliğini bölgenin medreselerinde geçirdi. Medresedeki eğitimini bitirdikten sonra Zınarex (Bozburun) köyünde fahri imamlığa başladı. Burada imamlıkla birlikte medresesini kurdu ve talebe okuttu. Uzun süre burada ikamet ettiğinden bu köyle meşhur oldu ve bu köye nispetle kendisine Mele Ahmedê Zinarexî dendi. Daha sonra fahri imamlıktan resmi imamlığa geçti ve Seregır köyünde göreve başladı. İki yıl sonra önceki köyü olan Zinarex'e (Bozburun) naklini aldı. 1985 yılında buradan Koçerlerin (Göçebe) yaşadığı Mizgevtok (Camili) köyüne taşındı. Sonra İdil'in merkezine taşındı ve burada da imamlık vazifesini sürdürmenin yanı sıra talebe okuttu. 1991 yılında Şanlıurfa'nın Birecik ilçesinin Şekerköy köyüne taşındı. Burada 1998 yılına kadar görev yaptıktan sonra memuriyetten emekli oldu ve İdil'e geri döndü.

Tahsili ve İlmi Şahsiyeti:

İlk eğitimini babasından aldı. Bu bağlamda Şafiî fıkhına dair Ğayetu'l-İhtisar adlı eseri babasından okuduktan sonra on küsur yaşında iken ilim öğrenmek için köyünden çıktı. İlk olarak Fîl (Bereketli) köyünde, sonra da Botan bölgesi ve Torê dedikleri bölgede medrese eğitimine devam etti. Nizamiye Medreseleri'nin son örnekleri denilebilecek bu eğitim kurumlarında başta Arapçanın sarf, nahiv, mantık ve belagat ilimleri ve İslami ilimlerden kelam, fıkıh ve tefsir ilimleri olmak üzere medreselerde okutulan 12 ilim dedikleri branşları yaklaşık 15 yıllık bir eğitimle tahsil etti. Bölgenin en meşhur hocalarından Mele Mıhemedê Zıvıngî, Mele Abdılê Fırfêlî, Mele Sa'dilê Basiski, Mele Sılêmane Banihî, Mele Beşîrê Xelîlî, Şêyh Xelîlê Serdêfî ve yanında icazet aldığı Cizre Şeyhlerinden Şeyh Seyda'dan ders aldı.

O da diğer bütün talebeler gibi ilim öğrenmek için birçok yer gezdi. Bu durum sadece Seyda'nın bölgesi için geçerli bir kural değil, bütün İslam dünyası için geçerlidir. Bu durum ilmin gelişimi ve beldelerden beldelere taşınması için gereklidir. Bu yazının yazımında ana kaynak olarak kullandığımız Seyda'nın oğlu Taha Nas Hocamızın, babası hakkında yazdığı makalesinde, talebelerin yer değiştirmeleri ile ilgili özgün fikirleri bulunmaktadır. İsteyenler aşağıda kaynakça olarak belirteceğimiz esere müracaat edebilirler.

Zahmetli medrese tahsilini bitiren Seyda'mızın şöyle bir anekdotunu aktarır Taha Nas Hocamız: “Zivinga Şikaka köyündeki medresemiz bir mağara köyü idi ve ışığını üstteki bir delikten alıyordu. Hocamız köyde imamlık yapmıyordu, gündüzleri ailesinin geçimi için çalışıyor, geceleri de geç saatlere kadar bizlere ders veriyordu, İki üç saat uyuyup sabah namazına kalkıyor ve ardından da kalan dersleri veriyordu. Çoğu zaman sade arpa ekmeği yiyorduk, ama günlerin nasıl geçtiğinin farkına varmıyorduk.”

Mele Ahmed, icazetten sonra bir müddet Şeyh Seyda'nın medresesinde müderrislik yaptı. Şeyh Seyda'nın vefatından sonra müderrislikten ayrıldı ve imamlığa başladığı köyde kendi medresesini kurdu. Bundan sonra sırasıyla Zinarex, Mızgevtok ve İdil'de, medresesinde yaklaşık 10 yıl talebelere ders verdi. Bu süre zarfında 150'den fazla talebe yetiştirdi. Aynı zamanda görevi icabı bulunduğu yerler ile çevrelerinde halkın dini problemlerine çözüm getirdi.

Bu arada şiirlerini ve Mevlid-i Şerif'i yazmaya başladı. Şanlıurfa'da iken İslam Akaidine ve Şafii Fıkhına dair eserlerini, İdil'e döndükten sonra da tefsire, hadis usulüne ve dualara dair kitaplarını te'lif etti. Bu arada şiirlerini yazmaya devam etti. Bölgede halkın içinde bulunduğu sorunları Divanında dile getirdi. Bu düşüncelerini ifade etmek amacıyla bazen “We'z û sohbeta sofiya (Sofulara Vaaz ve sohbet)” şiirinde olduğu gibi yakın çevresindeki toplulukları veya yanlışları ele almış, bazen de “Qısseta Se'îde Kurê Cubeyr û Haccâcê Zalım (Sait bin Cübeyr ile Haccac-i Zalim'in Hikayesi)” adlı şiirinde olduğu gibi tarihte olan bazı olayları örnek olarak işlemiştir.

Bu arada şunu dile getirmekte fayda görüyorum. Yukarıdaki bilgilerin birçoğu Taha Nas hocamıza ait. Ara yerlere girip fikir belirtme ihtiyacı hissediyorum. Burada da araya girme ihtiyacı hissettim. Bilindiği üzere bölgemizde düğün merasimleri, mevlit yemekleri ve taziyeler birer konferans ve siyasi arena vazifesi görmektedirler. Şahit olduğumuz üzere Mele Ahmed herkesin dile getirmekten korktuğu meseleleri korkusuzca bu tür mekanlarda dile getirir, hatta yakın çevresince; “Aman Seyda, biraz dikkatli ol” uyarılarına maruz kalırdı.

Mele Ahmed'in Divan'ı başta olmak üzere manzum eserlerinde Molla Ahmedê Cezeri ve Ahmedê Xanî'den etkilendiği söylenebilir. Hatta Ahmedê Xanî'nin kendi döneminde, yazdığı şiirlerin Kürtçe olmasından dolayı kıymet görmediğinden yakınması gibi o da yıllarda Kürtçe olduğu için şiirlerinin de insanların nazarında değerli olmadığını ifade eder. Bununla birlikte diğer halkların dillerinde birçok eser yazıldığını, Kürtlerin ise kendi dillerinde çok az esere sahip olduklarını, bu yüzden kendisinin muhtaç bir millete faydalı olmak için onların dilleriyle eserlerini kaleme aldığını ifade eder. Onun en temel arzusu da bu eserlerinin bir gün Kürtlerin medreselerinde okunması ve değer kazanmasıdır.

Eserleri:

Mele Ahmed'in bugün itibarı ile beşi nazım, beşi de nesir olmak üzere on eseri bulunmaktadır. Nesir türünden olan eserlerinin dördü risale mahiyetindedir. Divanındaki bazı Arapça şiirleri ile tefsirinin Arapça kısmı dışarıda tutulursa geri kalan bütün eserlerini Kürtçe kaleme almıştır. Akaid, fıkıh ve hadis usulüne dair eserlerini, kendisinin yetiştiği ezbere dayalı medrese geleneğinin de etkisiyle, manzum olarak te'lif etmiş olması, medreselerde bunu okuyacak talebelerin ezberlemesinin kolay olması ve Kürt Edebiyatına da bir katkı olması amacına yöneliktir. Bunlardan Mevlid, akaid ve fıkha dair eserleri Kürtçenin Arap alfabesiyle ofset olarak basılmıştır. Diğerleri ise henüz basılmamıştır. Ancak hepsinin hem Arap alfabesi hem de Latin alfabesiyle basımı için çalışmalar sürmektedir.

Eserleri şunlardır:

Diwana Şe'rû Ğazalê Modern û Sitrateci (Divan)

Fekiyê Narincî Mewluda Kurmancî (Kürtçe Mevlid)

Xulasâ Akîda Musulmanê Sunni (Sünni Müslümanların Akaidinin Hülasası)

Kurtîya Fıkha Şafiî bi Sual û Cewab û Nazma Kurmanci (Şafiî Fıkhının Özeti)

Hıngıvê Xweş û Asîl Risala İlmê Usul (Usulu'l-Hadîs)

Tefsîra Kurmancî û Tercuma Muhcetu'l-Fewâid we'l-Esrâr fi Tefsiri Âyâti'l-İmani we'l-Cihâdi we'l-İxtibâr (Bazı Ayetlerin

Tefsiri)

Tefsîra Herdu Şehadeta Digel Fatihê u Dıgel Deh Suretê Kın (Kelime-i Şehadet, Fatiha ve On Kısa Sürenin Tefsiri)

Tefsira Suretê Nebe (Nebe Süresinin Tefsiri)

Tefsira Suretê Mülk (Mülk Süresinin Tefsiri)

Telqêna Miriya u Va'za Sağa u Hınek Duane (Telkin ve Bazı Dualar)

Mele Ahmed yukarıda da örnekleri verildiği üzere çok zahmetli ortamlarda yaşadığı talebelik hayatında, medreselerin kaldırılmaya çalışıldığı, hatta resmen kaldırıldığı, sadece Doğu bölgelerinin kendine has yapısından dolayı yaşatılmaya çalışılan bir döneminde fakihlik ve müderrislik yapan örnek şahsiyetlerden biridir.

Eserlerinin hemen hemen tamamı kendi alanlarında Kürtçe yazılmış ilk eserler olma vasfına sahiptir. Bu açıdan bütün ilk eserlerin sahip olduğu öneme onlar da sahiptir. Ancak bazılarının yayımlanmamış olması şu an itibariyle istifadeyi imkansız, bazısından da sınırlı bir istifadeyi mümkün kılmaktadır. Söz konusu eserlerin tamamının insanların yararlanabileceği hale getirilmesi için çalışmalar devam etmektedir.

NOT: 1- Yukarıdaki yazı Artuklu Üniversitesi, İlahiyat Bilimleri Fakültesinde Yardımcı Doçent olarak görev yapan, Seyda'nın oğlu Taha Nas'ın, Uluslararası Geçmişten Günümüze İdil Sempozyumu Bildirileri arasında yayımlanan “İdilli Bir Âlim: Molla Ahmed Nas ve Eserleri (Mela Ahmedê Zinarexî)” adlı makalesinden yararlanılarak hazırlanmıştır.

NOT: 2- Mele Ahmed şu an çok hastadır. Okuyucularımızdan dua etmelerini ve Allah'ın onu İslam ümmetine bağışlamasını dilemelerini istirham ediyoruz.

Bu haberler de ilginizi çekebilir